Blog
Yaralarımız Hayvanlara Göre Neden Çok Yavaş İyileşiyor?

Yaralarımız Hayvanlara Göre Neden Çok Yavaş İyileşiyor?
Yazar: Perrin Margaryan - Arkeofili
Yakın akrabalarımız şempanzelerle karşılaştırıldığında bile yaralarımız yavaş iyileşiyor, bunun sebebi kaybettiğimiz tüylerimiz olabilir.
İnsan vücudundaki yaralar diğer primatlara kıyasla yaklaşık üç kat daha yavaş iyileşiyor, nedeni ise tüylerimizi ter bezlerine dönüştüren eşsiz evrimsel geçmişimiz.
Bu ilginç iddianın arkasında Kenya’da bir grup babunun itişip kakışmalarını gözlemleyen profesör Akiko Matsumoto -Oda’nın araştırması yer alıyor. Matsumoto-Oda gözlemleri sırasında maymun vücudundaki yaraların, çok ciddi olsalar dahi bir insanın düşünebileceğinden çok daha hızlı iyileştiğini fark etti.
Bu gözlemi bir ileri adıma taşımak isteyen Matsumoto-oda ve meslektaşları, insan yaralarının iyileşme hızlarını fareler, sıçanlar ayrıca şempanze (Pan troglodytes), zeytin babunu (Papio anubis), vervet maymunu (Chlorocebus pygerythrus) ve Sykes maymunu (Cercopithecus albogularis) olmak üzere dört farklı primat türünü de kapsayan diğer memelilerinkiyle karşılaştırdı.
(İlgili: Şempanzeler, Şifalı Bitkilerle Hastalıklarını Tedavi Ediyor)
İster insan ister maymun, balık veya kuş olsun, yaralanmak yaşamın bir parçası. Ancak bu yaraların iyileşebilmesi de bir organizmanın hayatta kalma şansında son derece önemli bir etken. Bu noktada asıl sorun genellikle enfeksiyonlardan, özellikle de ölümcül olabilecek ısırıklardan kaynaklanan ikincil hasarlar.
Hayvanlar için ağız çevresindeki yaralar gıda alımını azaltabileceğinden özellikle yıpratıcı olabiliyor, aksamaya yol açan yaralar ise hayvanın yırtıcılardan kaçma, avlarını kovalama, tırmanma veya besine erişim yollarını engelleyebiliyor. Yaraların iyileşme süreci, dokuların yeniden oluşması için yüksek miktarda enerji ile protein ve karbonhidratlar gibi temel bileşenler gerektirdiğinden biyolojik olarak oldukça maliyetli. Bu kaynakların vücutta her zaman bol miktarda bulunmayışı mevcut enerjinin iyileşmeye mi, büyümeye mi yoksa üremeye mi harcanacağı konusunda bir değiş tokuşa yol açıyor. Bu çerçeveden bakıldığında hızlı iyileşmek hayatta kalmanın kritik bir yönü haline geliyor.
Farklı türlerin farklı hızlarda iyileştiği uzun süredir tartışılıyor, insanların ise diğerlerinden çok daha yavaş iyileştiği biliniyor. İyileşme hızındaki bu yavaşlığın türümüze mü özgü olduğu yoksa diğer primatlarda da böyle olup olmadığı uzun süredir belirsizliğini koruyordu.
Matsumoto-Oda’nın çalışması işte tam bu noktada önemli bir hal alıyor. Çalışma sırasında Matsumoto-Oda ve meslektaşları yakın zamanda cilt tümörlerini aldırmış 24 insanın iyileşme hızını ve yaraların günlük ölçümlerini yukarıda bahsedilen hayvanlarınkiyle karşılaştırdı. Ekip, hayvanlara anestezi verilerek cerrahi yolla oluşturulmuş 40 milimetrelik yaraları hem de kontrolleri altındaki beş şempanzede doğal yollarla oluşmuş yaraları inceledi.
Gözlemler sonucunda insan yaralarının ortalama olarak günde 0.25 milimetre iyileşirken hayvan yaralarının günde 0.61 milimetre iyileşme gösterdiği kaydedildi.
Aynı zamanda insan olmayan dört primat türünün iyileşme hızlarında, hatta primatlarla fareler ve sıçanlarınki arasında anlamlı herhangi bir fark saptanamadı.
Sonuçlar, insanların bir noktada eski atalarından daha yavaş iyileşecek şekilde evrimleştiğini gösteriyor.
Ekibin araştırmalarında belirttiğine göre bu bulgular insanlarda gözlemlenen yavaş iyileşmenin primatlar arasında yaygın bir özellik olmadığını gösteriyor ve evrimsel bir adaptasyon ihtimalini vurguluyor.
Hayatta kalma söz konusu olduğunda yavaş iyileşen yaralar kulağa olumsuz gelebilir, ancak bu yavaşlık evrimimiz sırasında cildimizde meydana gelen değişiklere bağlı olabilir. Evrim sürecinde tüylerimizi kaybedip ter bezleri geliştirdiğimizde vücut kılı oranımız bizi potansiyel olarak daha yüksek bir yaralanma riski altına sokacak şekilde azaldı. Bunun sonucunda ise açıldığında iyileşmesi uzun süren daha kalın bir cilt tabakası geliştirdik. Araştırmacılar aynı zamanda toplumsal evrimimizin de yavaş iyileşmenin tehlikelerini yatıştırmaya yardım etmiş olabileceğini öne sürüyor.
Her ne kadar tartışmalı olsa da, yaşlı ve engelli bireylere gösterilen toplumsal desteğin gelişimi ve tıbbi bitkilerin kullanımının da yavaş iyileşmemizin evrimsel dezavantajlarını yumuşattığı iddia ediliyor.
Nitekim bu fikri destekleyecek arkeolojik kanıtlar da mevcut. Araştırmacıların yaşlı bir Homo erectus erkeğine ait, üzerinde hiç dişi olmayan 1.8 milyon yıllık kafatası keşfetmesi buna bir örnek. Bu keşif söz konusu bireyin yiyecek hazırlanması ve beslenme konusunda içinde bulunduğu sosyal grup tarafından desteklendiğini gösteriyor. Benzer olarak paleontologlar da kollarından birinin olmaması ve hayatının erken dönemlerinde ciddi kafa hasarı almış olmasına rağmen orta yaşlarına kadar yaşamış bir Neandertal kalıntısı ortaya çıkardı.
Yapılan çalışma, eski atalarımızın iyileşme süreçlerindeki bu yavaşlığa nasıl adapte olduğuna dair inanılmaz sorular ortaya atsa da geniş çaplı herhangi bir sonuca ulaşmak için çok daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.
Araştırmacılara göre insanlardaki bu geç iyileşmenin altında yatan nedenlerin daha geniş ölçüde anlaşılması için genetik, hücresel, morfolojik, fosil insan iskeletleri ve insan olmayan primat verilerini bütünleştiren kapsayıcı bir yaklaşıma ihtiyaç var.
IFL Science. 2 Mayıs 2025.
Makale: Matsumoto-Oda, A., Utsumi, D., Takahashi, K., Hirata, S., Nyachieo, A., Chai, D., … & Raymond, M. (2025). Inter-species differences in wound-healing rate: a comparative study involving primates and rodents. Proceedings B, 292(2045), 20250233.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >