Blog

May19

İklim Değişikliği, Dünyanın En Eski Kaya Sanatını Yok Ediyor

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  EndonezyaİklimKaya SanatıPaleolitikPleistosenSulawesiTahribat



İklim Değişikliği, Dünyanın En Eski Kaya Sanatını Yok Ediyor

Yeni bir araştırmaya göre, Endonezya’daki dünyanın en eski mağara sanatlarından bazıları, iklim değişikliği nedeniyle “endişe verici bir hızla” yok oluyor.


Endonezya’daki Sulawesi adası, 45.000 yıldan daha eski mağara sanatına ev sahipliği yapıyor. Eski mağara resimleri, hayvan tasvirlerini, karışık insan ve hayvan figürlerini, kırmızı ve dut pigmentleriyle yapılmış el şablonlarını ve muhtemelen tarih öncesi sanatta bilinen en eski anlatı sahnesini içeriyor.

Örneğin, Sulawesi’nin Maros-Pangkep bölgesindeki Leang Tedongnge mağarasında araştırmacılar, 39.900 yıl öncesine ait el şablonları sanatını ve en az 45.500 yaşında olan bir domuzu betimleyen kaya sanatını buldular.

Maros-Pangkep bölgesi, 300 farklı kireçtaşı mağarası sanat alanına ev sahipliği yapıyor. 1950’lerden beri arkeologlar, on binlerce yıldır varlığını sürdüren bu eski resimlerin, mağara duvarlarından kaybolduğunu anekdot olarak bildiriyor.

Araştırmacılar, “Sulawesi ve Borneo’daki mağara resimleri, insanların bu adalarda yaşadığına dair elimizdeki en eski kanıtlardan bazılarını oluşturuyor. Trajik bir şekilde, bu bölgede bulduğumuz hemen hemen her yeni arkeolojik alanda, kaya sanatı ileri bir yok olma aşamasında.” diyor.

Ancak bunun nedenleri net olmadığından ekip, bölgedeki 11 farklı arkeolojik alanda bilinen en eski örnekleri (20.000 ila 40.000 yıl öncesine ait) analiz ederek araştırma yapmaya karar verdi.

Leang Sakapao mağarasındaki çalışma alanlarından birinde el şablonları. C: Linda Siagian

 

Araştırmacılar, güçlü mikroskoplar, kimyasal analizler ve kristal tanımlamayı içeren çeşitli teknikler kullanarak mağaralarda tuz izlerini keşfettiler. Yapılan açıklamaya göre, 11 bölgeden üçünde kaya parçacıkları içinde kalsiyum sülfat ve sodyum klorür ve tuzların bir bileşeni olan yüksek seviyelerde kükürt buldular, bu da tuz birikintilerinin bozulmaya neden olabileceğini düşündürüyor.

Yüksek nem veya yüksek sıcaklıklar tuz kristallerinin oluşumuna elverişlidir; tuz havada su ile taşınır ve su buharlaştığında, tuz kaya yüzeyinde veya altında tortu olarak kalır. Tuz birikintileri, çevredeki ortam ısındıkça ve soğudukça genişler ve daralır, bu da kayada tekrarlayan gerilmelere neden olur. Bazı tuz birikintileri ısıtıldığında orijinal boyutlarının üç veya daha fazla katına kadar genişleyebilir.

Bu tekrarlanan gerilme, sonunda kayanın çatlamasına ve pul pul dökülmesine neden olur.

İklim aşırılıkları

Araştırmaya göre bulgular, en azından son dört yüzyılda Maros-Pangkep kaya sanatının giderek kötüleştiğini ve son 40 yılda erozyonun insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle hızla arttığını gösteriyor.

Araştırmacılar, “Avustralasya, yoğun deniz akıntıları, mevsimlik değişim rüzgarları ve ılık okyanus suyu rezervuarı ile beslenen inanılmaz derecede aktif bir atmosfere sahip. Yine de, kaya sanatının bir kısmı, son buzul çağının soğuğundan mevcut musonun başlangıcına kadar, iklim değişikliğinin büyük bölümlerinde on binlerce yıl hayatta kalmayı başardı.” diyor.

Genişleyen ve daralan tuz kristalleri, kaya sanatının mağara duvarlarından pul pul dökülmesine neden oluyor. C: Linda Siagian

 

Ancak iklim değişikliği şu anda aşırı iklim koşullarını büyütüyor. Açıklamaya göre, daha yüksek ortam sıcaklıkları ve daha şiddetli ve sık görülen aşırı hava olayları, tuz oluşumlarına neden olan sıcaklık ve nem değişikliklerini hızlandırıyor.

Araştırmacıların makalede yazdıklarına göre, El Niño adı verilen iklim döngüsünün neden olduğu kuraklıkların “artan sıklığı ve şiddeti” ve yakın bölgelerdeki muson yağmurlarından kaynaklanan nem birikmesi, antik sanatı barındıran mağara yüzeylerinin buharlaşması, tuz oluşumu ve ayrışması için “ideal koşulları” sağlıyor.

Araştırmacılar bu alanlarda daha fazla koruma, izleme ve araştırma yapılmasını talep ediyorlar. Makalede, “Endonezya’nın son derece eski mağara sanatı, onu iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine karşı özellikle savunmasız hale getiren dinamik bir tropikal ortamda yer alıyor ve bu daha fazla araştırma için bu çağrıya benzersiz bir aciliyet katıyor.” diye yazıyorlar.

 

www.arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için