Blog

Tem4

4.800 Yıllık Dişlerden Bir Antik Mısırlının Genomu İlk Kez Dizilendi

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Antik DNAAntik MısırGenomMumyaNuwayrat



4.800 Yıllık Dişlerden Bir Antik Mısırlının Genomu İlk Kez Dizilendi

“Bu inanılmaz derecede heyecan verici ve önemli bir gelişme” diyor Boston’daki Harvard Tıp Fakültesi’nde çalışan ve çalışmada yer almayan nüfus genetikçisi David Reich. “Her zaman ilk antik DNA’mızı mumyalardan elde etmeyi umuyorduk.”

 

www.arkeofili.com

 

Mumyadan DNA çıkarma girişimlerinden tam 40 yıl sonra, en nihayetinde Antik Mısır’a ait bir insanın tam genom dizilimi elde edildi.

 

Nuwayrat bireyinin kafatasından oluşturulan yüz rekonstrüksiyonu. C: A. Morez et al. 2025.

Yaklaşık 4.800 yıl önce yaşamış yaşlı bir adama ait dişler, Antik Mısır’dan elde edilen ilk tam insan genomunu sundu. Bu adam, Mısır tarihinin Eski Krallık veya Piramitler Çağı olarak bilinen döneminde yaşamıştı. Araştırmacılar, bu kalıntıların hem diğer antik Kuzey Afrikalılara hem de Orta Doğu halklarına benzer bir soy geçmişi taşıdığını Nature dergisinde yayımladıkları çalışmayla bildirdi.

“Bu inanılmaz derecede heyecan verici ve önemli bir gelişme” diyor Boston’daki Harvard Tıp Fakültesi’nde çalışan ve çalışmada yer almayan nüfus genetikçisi David Reich. “Her zaman ilk antik DNA’mızı mumyalardan elde etmeyi umuyorduk.”

Bugüne kadar çok sayıda laboratuvar, Antik Mısır kalıntılarından DNA çıkarmaya çalıştı. 1985 yılında evrimsel genetikçi Svante Pääbo, bir çocuğa ait 2.400 yıllık Mısır mumyasından birkaç bin DNA harfi dizileyerek ilk antik insan DNA’sını yayımladı. Ancak 2022’de Nobel Ödülü kazanan Pääbo, daha sonra bu dizilerin muhtemelen modern DNA — hatta kendi DNA’sı — ile kontamine olduğunu fark etti. 2017 yılında yayımlanan bir çalışmada ise 3.600 ila 2.000 yıl önce yaşamış üç Mısır mumyasından sınırlı genom verisi elde edilebilmişti.

Francis Crick Enstitüsü’nde paleogenetikçi olan ve Nature çalışmasını yöneten Pontus Skoglund, Kuzey Afrika’nın sıcak ikliminin DNA’nın bozulmasını hızlandırdığını ve mumyalama sürecinin bunu daha da kötüleştirebileceğini söylüyor. “Mumyalanan bireyler, DNA’yı korumak açısından büyük ihtimalle kötü birer aday”

Skoglund’un ekibinin dizilediği kalıntılar, yaygın mumyalama uygulamalarından önceye ait: Bu kişi, mumyalama yerine yüksek, ancak seçkin olmayan bir statünün işareti olarak seramik bir çömleğe gömülmüştü.

Kalıntılar, Kahire’nin 265 km güneyindeki Nil Nehri kıyısındaki Nuwayrat adlı arkeolojik alanda bulundu. Diş ve kemikler, Mısır’ın Britanya sömürgesi altında olduğu 1902 yılında keşfedildi ve Birleşik Krallık’ın Liverpool kentindeki kurumlara bağışlandı. Kalıntılar, II. Dünya Savaşı sırasında Almanya bombardımanından bile sağ çıktı.


Nuwayrat bireyinin kalıntılarının keşfedildiği çömlek kap. C: A. Morez et al. 2025.

Düşük Beklentiler

Skoglund, Nuwayrat bireyine ait birkaç dişten DNA çıkarıldığında beklentilerinin düşük olduğunu söylüyor. Ancak iki örnek, tam genom dizilemesi için yeterli düzeyde özgün antik DNA içeriyordu. Y kromozomu dizileri, kalıntıların bir erkeğe ait olduğunu gösterdi.

DNA’sının büyük bölümü, yaklaşık 6.000 yıl önceki Neolitik dönemde Kuzey Afrika’da yaşamış ilk çiftçilere benziyordu. Geri kalan kısmı ise, antik Sümer uygarlığının da yer aldığı ve ilk yazı sistemlerinin ortaya çıktığı Orta Doğu’daki Mezopotamya halklarına benzerlik gösteriyordu. Araştırmacılar, bu durumun Mezopotamya kültürleriyle doğrudan bir genetik bağlantıya mı işaret ettiği, yoksa adamın Mezopotamya kökenlerinin başka örneklenmemiş topluluklar aracılığıyla mı geldiği konusunda kesin bir sonuca varamadı.

Antik Mısırlı adama ait diğer kemikler ise onun yaşamına dair daha fazla ipucu verdi. Artrit ve osteoporoz belirtileri, onun zamanına göre ileri bir yaşta — muhtemelen altmışlarında — öldüğünü gösteriyor. Diğer aşınma belirtileri ise, onun hayatı boyunca fiziksel olarak zorlandığını, muhtemelen sert yüzeylerde kambur şekilde çalıştığını düşündürüyor. Makalenin ortak yazarı ve Liverpool John Moores Üniversitesi’nden biyoarkeolog Joel Irish’e göre, dönemin mezarlarından bilinen sahnelere dayanarak bu kişi büyük ihtimalle bir çömlekçiydi.

“Mısır moleküler genetiği alanında, bir Antik Mısırlıya ait tam genom dizisinin yayımlanması büyük bir başarı” diyor Kahire’deki Mısır Ulusal Araştırma Merkezi’nde genetikçi olan Yehia Gad. Kalıntıların kökeninin net biçimde sunulmuş olmasını da övüyor. Ancak Gad, bu genomun yalnızca tek bir bireye ait olduğuna dikkat çekerek, bu kişinin antik Mısır’ın gen havuzunu tam olarak temsil etmeyebileceğini belirtiyor. Antik Mısır büyük olasılıkla farklı soyların karıştığı bir yerdi.

Bu nedenle araştırmacılar, Antik Mısır’a ait daha fazla genom verisi elde etmeyi umuyor — hatta belki bir mumyadan bile. Antik genom teknolojisindeki ilerlemeler ve yerel araştırma olanaklarının artması — Gad, Kahire’deki Mısır Medeniyet Müzesi’nde bir antik DNA laboratuvarını denetliyor — sayesinde, bunun için bir 40 yıl daha beklenmeyeceği umut ediliyor.


Nature News. 2 Temmuz 2025.

Makale: Morez Jacobs, A., Irish, J.D., Cooke, A. et al. (2025). 

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için