Blog

Eyl2


Anadolu’dan Kırım’a giden Boğa şekilli seramik kabın arkeolojik yolculuğu

Sevastopol’un yakınlarında bulunan Frontovoye 3 adlı nekropol, son yıllarda arkeoloji dünyasının dikkatini çeken buluntularıyla öne çıkıyor.

 

www.arkeolojikhaber.com

 

Kırım’da Eşi Benzeri Olmayan Boğa Biçimli Antik Kap Bulundu. Kırım’daki Frontovoye 3 nekropolünde yapılan arkeoloji kazısında keşfedilen boğa figürlü kap, hem biçimi hem de bağlamıyla Roma dönemi “barbarlarının” kültürel özelliklerini taşıyor. Arkeologlar, bu benzersiz eserin ritüel bir anlam taşıdığını ve Anadolu kökenli olabileceğini düşünüyor.

Sivastopol yakınlarındaki bu buluntu, Roma döneminde Kırım’ın kültürel çeşitliliğini gözler önüne seriyor. Frontovoye 3 nekropolünde bulunan boğa biçimli kap, hem eşsiz sanat değeri hem de taşıdığı ritüel anlamlarla arkeoloji literatürüne önemli bir katkı sağladı. Araştırmacılar, bu tür keşiflerin Karadeniz’in kuzey kıyısındaki toplulukların yalnızca “barbar” olarak değil, Akdeniz’in entegre bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini hatırlattığını vurguluyor.

Sevastopol’un yakınlarında bulunan Frontovoye 3 adlı nekropol, son yıllarda arkeoloji dünyasının dikkatini çeken buluntularıyla öne çıkıyor. 2018’de Rusya Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü tarafından “Tavrida” otoyolu inşaatı öncesi başlatılan kurtarma kazılarında 332 mezar ortaya çıkarıldı. Bu mezarlardan 328’i Roma dönemine (MS 1. yüzyıl sonu – 5. yüzyıl başı) tarihlendirildi.

En dikkat çekici buluntu ise, bir mezarda bulunan ve bıka benzeyen kap oldu. Kap, yakın dönemde Vestnik Drevney Istorii (Eski Tarih Bülteni) dergisinde yayımlanan bir makaleyle bilim dünyasına tanıtıldı. Araştırmayı yürüten ekip arasında Moskova’daki Tarih Müzesi’nden, Kurchatov Enstitüsü’nden ve Rusya Beşeri Bilimler Devlet Üniversitesi’nden uzmanlar yer aldı. Makalenin başyazarı arkeolog Denis Juravlyov, eserin benzeri olmayan bir örnek olduğunu belirtti.

Frontera'nın Yağmadan Kurtulmuş Sessiz Tanıkları

2018 yılında Rusya Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü’nün “Tavrida” otoyolu inşaatı öncesi yürüttüğü kazılarda, Sevastopol yakınlarındaki Frontovoye 3 nekropolünde 332 mezar gün yüzüne çıkarıldı. Bunlardan 328’i Roma dönemine (MS 1. yüzyıl sonu – 5. yüzyıl başı) tarihleniyor. Olağanüstü korunmuş bu alan, yağmalanmamış olması sayesinde 300 yıl boyunca aynı topluluk tarafından kullanıldığını düşündürüyor.

Bu nekropol, Roma İmparatorluğu’nun sınırlarında yer alan “barbar” olarak tanımlanan toplulukların, Akdeniz ve Orta Avrupa kültürleriyle nasıl etkileşim içinde olduğunu gösteriyor. Buluntular arasında altın takılar, bronz yüzükler, cam balsamarlar, demir şişler ve çeşitli taşlardan yapılmış boncuklar yer alıyor. Özellikle bir mezarda bulunan figürlü boğa kabı, bu kültürel etkileşimin sembolik zirvesi olarak öne çıkıyor.

Mezardaki çiftin kafataslarının arasında bulundu

Mezar, ayrı bir giriş çukuru ve yan duvara oyulmuş bir nişten oluşan “podboynoye” tipinde. İçinde 45 yaş üstü bir erkek ve 50 yaş üstü bir kadın birlikte gömülmüş. Kadının sağ eli erkeğin bileğine dokunur şekilde yerleştirilmiş. İkilinin kafalarının arkasında üç kap bulunuyordu: biri figürlü boğa kabı, diğer ikisi ise ölü yemeği içeren tabaklar. Bu tabaklarda hayvan kemikleri kalıntıları tespit edildi.

Riton mu, kandil mi? Ritüel objesi mi?

Figürlü kap, boğa biçiminde tasarlanmış: hayvan ayaklarını altına almış şekilde yatıyor, başı izleyiciye dönük. Gövde stilize, yüz detaylı işlenmiş. Başında dairesel süslemeli şeritler var. Altında dörtgen bir kaide bulunuyor. Arkeologlar bu pozun, boğanın kurban edilmeden önceki halini temsil ettiğini ve kaidenin bir tür sunak olabileceğini düşünüyor.

Kabın başında bir akıtma deliği, sırtında ise bir kulp yer alıyor. Gövde iki kalıpta, taban, kulp ve akıtma kısmı ayrı üretilmiş; sonra sıvı kil ile birleştirilip kırmızı lake ile kaplanmış. İlginç bir detay: kaidenin alt kısmında el izleri bulunuyor—muhtemelen taban eklenirken bırakılmış.

Bu kap, bilinen örneklerle tam olarak örtüşmüyor. En çok benzediği kaplar Güney İtalya ve Sicilya’dan, MÖ 3–1. yüzyıla tarihlenen, daha küçük (12–13 cm) ve farklı işlevli ritonlar. Onlar genellikle yağ doldurmak için kullanılıyordu. Frontovoye 3’teki kap ise 24,5 cm yüksekliğinde ve işlevi belirsiz. Kullanılan kilin analizine göre üretim yeri Anadolu.

Bu bağlamda, riton varsayımı hem biçimsel hem de işlevsel olarak tartışmaya açık. Kap, ritonların ritüel ve sembolik doğasına yakın duruyor; ancak kullanım amacı ve yapısal detayları farklılık gösteriyor. Belki de bu boğa, Roma’nın sınırlarında yaşayan toplulukların kendi ritüel dilini yaratma çabasının bir yansıması.

Kaynak: Egor Antonov - Bilim ve Yaşam dergisi – nkj.ru

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için