Blog

Şuu18

Antik Mısır Firavunu, Savaş Alanında Vahşice Öldürülmüş

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Antik MısırFiravunHiksosSavaşSeqenenre Taa



Antik Mısır Firavunu, Savaş Alanında Vahşice Öldürülmüş


Antik Mısır firavunu Seqenenre Taa II, savaş alanında hançer, balta ve mızraklı saldırganlar tarafından alt edilerek ölmüş olabilir.

 

Seqenenre Taa II’nin mumyası ilk olarak 1880’lerde keşfedildi. O zaman bile, arkeologlar firavunun yüzünde birkaç belirgin yara fark ettiler. C: Sahar Saleem

 

Bu keşif, firavunun zarar görmüş mumyasının yeni bir bilgisayarlı tomografi (BT) çalışmasına göre, eski mumyacıların gizlemeye çalıştığı yeni yüz yaralarını ortaya çıkardı. Firavunun alnında kocaman bir yarık, gözlerinin ve yanaklarının çevresinde kesikler ve kafatasının tabanında beyin sapına ulaşmış olabilecek bir bıçak yarası vardı. Görünüşe göre saldırganlar mağlup hükümdarı her taraftan kuşatmıştı.

Kahire Üniversitesi’nde radyoloji profesörü olan çalışma başyazarı Sahar Saleem yaptığı açıklamada, “Bu, Seqenenre’nin askerleriyle gerçekten cephede olduğunu ve Mısır’ı kurtarmak için hayatını riske attığını gösteriyor.” diyor.

Su aygırları üzerine bir savaş

Seqenenre Taa II (Seqenenre Tao II olarak da yazılır), MÖ 1558 ve 1553 yılları arasında Mısır’ın muhtemelen Levant’tan gelen Hiksos tarafından işgali sırasında güney Mısır’ın hükümdarıydı.

Hiksoslar kuzey Mısır’ı kontrol etti ve krallığın güney kısmından haraç talep etti. Parçalı papirüs kayıtlarına göre, Seqenenre Taa II, Hiksos kralından Thebes’teki kutsal bir havuzda su aygırlarının gürültüsünün uykusunu bozduğuna dair şikayeti aldıktan sonra işgalcilere karşı ayaklandı. Kral, 644 kilometre uzaktaki başkent Avaris’te yaşıyordu. Bu uydurma suçlamada Hiksos kralı kutsal havuzun yok edilmesini talep etti. Bu, Seqenenre Taa II’ye büyük bir hakaretti.

Bu hakaret savaşın başlangıcı olabilir. Thebes’te bulunan oyulmuş bir kaya levhası üzerindeki metin, Seqenenre Taa II’nin oğlu ve halefi Kamose’nin Hiksos’a karşı savaşta öldüğünü anlatıyor.

 


1886’da mumyası keşfedildikten sonra bile firavuna ne olduğunu kimse bilmiyordu. Arkeologlar kafatasındaki yaraları fark ettiler ve savaşta öldürüldüğünü veya belki de bir saray darbesinde öldürüldüğünü tahmin ettiler. Mumyayı bulan 19. yüzyıl arkeologları, mumyayı paketinden çıkardıklarında kötü bir koku olduğunu bildirmişti ve bu da mumyanın savaş alanında aceleyle mumyalanmış olduğundan şüphelenmelerine yol açtı.

Yeni çalışmada, firavunun mumyasının üç boyutlu bir görüntüsünü oluşturmak için farklı açılardan X ışınları kullanıldı. Firavunun kalıntıları kötü durumdaydı, kemikler ayrık ve kafa, vücudun geri kalanından ayrılmış vaziyetteydi.

Şiddetli ölüm

Yine de kafatasındaki yaralar acımasız bir ölümün hikayesini anlatıyordu. Firavunun alnında, yukarıdan bir balta veya kılıç darbesiyle açılmış 7 santimetrelik bir kesik vardı. Bu yara tek başına ölümcül olabilirdi. Firavunun sağ gözünün üstündeki potansiyel olarak ölümcül başka bir kesik 3,2 cm uzunluğundaydı ve muhtemelen bir balta tarafından yapılmıştı. Araştırmacılar, burun, sağ göz ve sağ yanaktaki diğer kesiklerin sağdan ve yukarıdan geldiğini ve balta sapı veya künt bir sopa ile vurularak yapılmış olabileceğini söylüyor.

Bu sırada kralın önündeki biri, firavunun sol yanağına kılıç ya da balta savurarak derin bir kesik daha bıraktı. Sol tarafından, kafatasının tabanına bir silah (muhtemelen bir mızrak) girerek 3,5 cm’lik bir yara daha bıraktı.

İlk arkeologlar daha önce bu yaraların çoğunu rapor etmişlerdi, ancak Saleem ve meslektaşı Mısırbilimci Zahi Hawass, mumyalama materyaliyle kaplanmış yeni kafatası kırıkları keşfetti. Kafatasının sağ tarafında yoğunlaşan hasara bir hançer ve ağır, keskin olmayan bir cisim, belki de bir balta sapı neden olmuş gibi görünüyor.

 

Seqenenre Taa II’nin kafatasının BT taraması.

 

Mumyanın elleri bükülmüş ve sıkılmıştı, ancak ön kollarında herhangi bir savunma yaralanması yoktu, bu da araştırmacıların, Seqenenre Taa II’nin öldüğünde ellerinin bağlı olduğunu öne sürmelerine neden oldu. Saleem yaptığı açıklamada, savaş alanında yakalanıp birden fazla saldırgan tarafından infaz edilmiş olabileceğini söylüyor.

Saleem, araştırmacıların daha önce şiddetli yaraları olan firavun mumyalarını keşfetmelerine rağmen, şimdiye kadar savaş alanında firavun ölümlerine dair hiçbir kanıt bulunmadığını söylüyor. Örneğin, III. Ramses’in bir saray darbesinde boğazı kesilmişti.

Tarihsel kayıtlar, II. Ramses ve III. Thutmose’nin savaşta yer aldığını anlatıyor, ancak mumyalarında yaralanma olduğuna dair bir kanıt yok. Kimliği belirsiz bir asilzadenin mumyasının göğsüne gömülü bir ok vardı, bu da savaşta meydana gelmiş olabileceğini gösteriyor.

Araştırmacılar, Frontiers in Medicine dergisinde yayımlanan yeni çalışmalarında, mumyacıların Seqenenre Taa II’nin kafatası yaralarını kapamaya çalışmasının, onun aceleyle mumyalanmadığını gösterdiğini söylüyor.

Firavunun kurumuş beyni de kafatasının sol tarafına yapışmıştı, bu da birinin ölümünden sonra ya düştüğü yere ya da bedeni mumyalama için nakledilirken onu yanına yatırıldığını gösteriyor.

Seqenenre Taa II savaşta hayatını kaybetmiş olabilir, ancak halefleri sonunda savaşı kazandı. Kamose öldükten sonra, Seqenenre Taa II’nin eşi Ahhotep I, muhtemelen naip olarak hareket ederek Hiksos’a karşı isyanı sürdürdü. Seqenenre Taa II ve Ahhotep I’in oğlu Ahmose I reşit olduklarında tahtı miras aldı ve sonunda yabancı işgalcileri kovdu. Ahmose I, Mısır’ı birleştirecek ve MÖ 16. ve 11. yüzyıllar arasında eski Mısır’ın en yüksek güç dönemi olan Yeni Krallık’ı başlatacaktı.

 

www.arkeofili.com

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için