Blog

Kas20

Antik Roma’da Kadın Gladyatörler Var mıydı?

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Antik RomaDövüşGladyatörKadınKolezyum



Antik Roma’da Kadın Gladyatörler Var mıydı?

Roma’da kadınlar genellikle siyasetten dışlanır ve orduda görev alamazlardı. Ancak, bazı özgürlüklere sahiplerdi; bazıları kendi işlerini yönetiyor veya doktor olarak çalışıyordu.

 

Begüm Bozoğlu - www.arkeofili.com

 

Antik Roma, gladyatörlerin kanlı çarpışmalara girdiği Kolezyum gibi arenalarıyla ünlü. Peki bu gladyatörler arasında kadınlar da var mıydı?

Tarihi kayıtlar ve sanatsal tasvirler de dahil olmak üzere çeşitli kanıtlar, Roma İmparatorluğu’nda kadın gladyatörlerin (gladiatrix) var olduğunu, ancak erkek gladyatörlere göre çok daha nadir olduklarını gösteriyor.

Ancak, bu kanıtlar yaklaşık bir düzine metin ve yazıt ile onları tasvir eden daha da az sayıda eserle sınırlı. Örneğin, Roma senatosu MS 11 ve MS 19 yıllarında, üst sınıf kadınların ve 20 yaşın altındaki özgür doğmuş kadınların gladyatör olarak dövüşmesini yasaklayan yasalar çıkardı.

Başka bir metinde ise, MS 200 civarında, İmparator Septimius Severus’un, bir gösteriden sonra kadınların vahşiliğiyle ilgili şakaların “diğer çok önemli kadınlara yöneltilmesi” nedeniyle kadın gladyatörleri yasakladığı belirtiliyor.

Kadın gladyatörler kimlerdi?

Roma’da kadınlar genellikle siyasetten dışlanır ve orduda görev alamazlardı. Ancak, bazı özgürlüklere sahiplerdi; bazıları kendi işlerini yönetiyor veya doktor olarak çalışıyordu. Ayrıca mülk sahibi olabiliyor ve sözleşme yapabiliyorlardı.

Ancak kadın gladyatörler hakkında çok az şey biliniyor, bu yüzden kim olduklarını ve nasıl yarıştıklarını anlamak zor olabilir.

Bununla birlikte, erkek gladyatörlerin büyük çoğunluğu köleleştirilmiş insanlardı ve bu muhtemelen kadın gladyatörler için de geçerliydi. Bir kişinin köle olmasının farklı yolları vardı: savaştan sonra, bir suçun cezası olarak, ödenmemiş borçlar nedeniyle veya başka nedenlerle köleleştirilebilirlerdi.

Kadın gladyatörler hakkında kapsamlı araştırmalar yapan Polonya’daki Maria Curie-Sklodowska Üniversitesi’nden öğretim görevlisi Anna Miaczewska, “Kadın gladyatörlerin esas olarak suç işlemiş köleler olduğuna inanıyorum” diye belirtiyor. Miaczewska’ya göre, kadın gladyatörlerin bir diğer kaynağı da, yüksek borçları olan ve özgürlüklerini bir gladyatör okuluna satma zorunda kalan özgür kadınlar olabilir.

Ancak, istisnalar da vardı. Az sayıda erkek gladyatör, toplumun üst kademelerinden insanları da içeriyordu. Bunların belki de en ünlüsü, muhtemelen gücüne dair bir mesaj göndermek amacıyla, tanrı Merkür kılığına girip zafer savaşlarını senatoya izleten Roma imparatoru Commodus’tu (MS 176–192 yılları arasında hüküm sürdü). Benzer şekilde, antik metinler, üst sınıftan birkaç kadının da gladyatör olarak yarıştığını öne sürüyor.

Antik Romalı yazar Tacitus, MS 63 yılında, Nero döneminde, imparator tarafından büyük bir gladyatör gösterisi düzenlendiğini ve bu gösteri sırasında “pek çok seçkin hanımefendinin ve senatörün arenada kendilerini rezil ettiğini” yazdı.

Kadın gladyatörler nasıl dövüşürdü?

Erkek gladyatörler genellikle bir miğfer ve muhtemelen başka zırh türleri giyerlerdi. Ağ ve üç dişli mızrakla (trident) savaşan retiarius gibi uzmanlaşmış dövüşçüler olarak mücadele ederlerdi. Gladyatörler bunu, muhtemelen bir gladyatör okulunda, belli bir düzeyde eğitim aldıktan sonra yaparlardı. Bazı erkek gladyatör dövüşleri kaybedenin öldürülmesiyle sonuçlansa da, hepsi böyle bitmezdi ve gladyatörlerin ölmesi gösteriyi düzenleyenler için maliyetli olabilirdi.

Kadın gladyatörlerin nasıl yarıştığı ve nasıl seçilip eğitildiği konusunda ise çok fazla belirsizlik var. Günümüzde Türkiye sınırları içinde yer alan Halikarnas’tan (Halicarnassus) bir kabartma, kalkan ve kılıç tutan, sahne isimleri “Amazon Achillia’ya Karşı” olan iki kadın gladyatörü tasvir ediyor (isimler muhtemelen mitolojiye dayanıyor).


Heykelcik, zaferi işaret edebilecek bir jestle sica adı verilen bir hançer tutan bir kadın gladyatörü gösteriyor. Kadın gladyatör sadece bir peştamal (kasık örtüsü) ve diz sargısı giymekte. C: The History Collection / Alamy

New Hampshire Üniversitesi’nde klasikler alanında emekli profesör olan Stephen Brunet, “A Companion to Sport and Spectacle in Greek and Roman Antiquity” (Yunan ve Roma Antik Çağında Spor ve Gösteri Rehberi) (Wiley, 2013) adlı kitabının bir bölümünde, bu iki kadının bir Roma askerine benzemesi amaçlanan bir gladyatör tipi olan provocator ile ilişkilendirilen zırhı giyerken gösterildiğini belirtiyor. Ve tıpkı pek çok erkek gladyatör gibi, kadınlar da göğüsleri çıplak bir şekilde dövüşürken tasvir edilmiş. Brunet, kadınların miğfer takmadığını belirtse de, bunun sanatçının bir tercihi olabileceğini de ekliyor. Bir yazıtta, kadınların hiçbiri öldürülmeden “hâlâ ayakta iken serbest bırakıldığı” yazıyor.

Diğer bir kanıt ise bir kadın gladyatör heykelciği. Bu heykelcik, thraex adı verilen gladyatör tipinin kullandığı bir silah türü olan sica (kısa, kavisli hançer) tutan bir kadın gladyatörü gösteriyor. Ancak, tıpkı kabartmada olduğu gibi, kadın gladyatör miğfer takmıyor ve sadece bir peştamal ve dizinde bir sargı taşıyor.

Kadın gladyatörler nasıl seçilirdi?

2011 yılında heykelciği kadın gladyatör olarak tanımlayan California Berkeley Üniversitesi araştırmacısı Alfonso Manas’a göre, kadın gladyatörlerin seçiminde dış görünüş önemli bir rol oynuyor olabilir. Mañas, kadın gladyatörlerden bahseden en eski kaynaklardan birinin, dövüşmek üzere seçilen kadınların en güçlü veya en yetenekli değil, daha ziyade “en güzeller” olduğunu yazan Şamlı Nikolaos (Nicolaus of Damascus, yaklaşık MÖ 64 – MS 4 yılları arasında yaşadı) olduğunu belirtiyor. Bu metin, gladyatör yarışmasını finanse eden kişinin, hangi kadınların dövüşeceği üzerinde kayda değer bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor.


Kadın gladyatörlerin yer aldığı bazı oyunların Roma’daki Kolezyum’da düzenlendiği düşünülüyor. C: Daniel Azevedo/Unsplash

Mañas, metinsel referansların genellikle Roma imparatorları tarafından düzenlenen gösterilerde performans sergileyen kadın gladyatörlerden bahsettiğini söylüyor. Ona göre, kadın gladyatörlerin kullanımı muhtemelen “imparatorla güçlü bir şekilde ilişkilendirilen, çok pahalı ve özel bir gösteriydi, bu yüzden çok az durumda sunuluyordu”.

Mañas, kadın gladyatörlere büyük ihtimalle, yüzlerinin izleyici tarafından görülebilmesi için miğfer takmamalarının söylendiğini belirtiyor. Ayrıca, yazılı kaynakların hiçbirinin bir kadın gladyatörün öldüğünden bahsetmemesi nedeniyle, ölümüne dövüşmelerinin yasaklanmış olabileceğini düşünüyor. Üstelik, belgelenmiş 1000’den fazla erkek gladyatör mezar taşına rağmen, hiçbir kadın gladyatör mezar taşı bulunamadı.

Mañas’a göre, “Roma’da hiç kimse bir kadının silahlarda yetenekli olmasını, savaşta cesur olmasını ya da dövüşerek ölümle yüzleşmek zorunda kalmasını beklemiyordu.” Ölüm riskini azaltmak amacıyla kurallar ve belki de silahlar bir miktar değiştirilmiş olabilirdi.

Gladyatörler üzerine kapsamlı çalışmalar yapan Virginia Campbell, kadın gladyatörlerin seçiminde fiziksel uygunluğun da muhtemelen bir rol oynadığını düşünüyor. Campbell, “Gladyatörleri eğitimi ve bakımı masraflı olduğundan, kadınların (ve erkeklerin) seçimi en azından kısmen fiziksel uygunluklarına ve dövüş yeteneklerine bağlı olurdu. Ne de olsa gladyatörlerin amacı eğlendirmekti, ölmek değil. Dolayısıyla, [sahibinin] akıllıca seçimler yapması [dövüşçülerini] seçerken kendi çıkarına olurdu” diye belirtiyor.

Güzelliğe vurgu yapılsa bile, bazı izleyiciler onların dövüşme biçimlerinden etkileniyordu. Şair Statius (MS 45-96 yılları arasında yaşadı), bir gösteride dövüşen kadın gladyatörler hakkında, “Tanais Nehri kenarında bir Amazon birliğinin savaştığını sanırdınız…” diye yazmıştı.


Live Science. 16 Kasım 2025.

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için