Arþiv

Çocuk Kitaplarýmýz

Sare

Strabon

Blog

Mar4

Arkeologlar Tarafýndan Kazý Yapýlacak Alanlarýn Tespiti

 |  Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  araþtýrmabilimdetektörfotoðrafgözlemmetodsitesualtýsualtý arkeolojisiteknolojiyöntemyüzey araþtýrmasý

Arkeologlar Tarafýndan Kazý Yapýlacak Alanlarýn Tespiti

 YAZAN:  · 4 MART 2015

Arkeoloji bilimi her bilim dalý gibi hedefe ulaþmak için belirli bir rota izler. Yapýlan iþin doðasýndan dolayý izlenecek metot oldukça zahmetli olabilir. Yaþadýðýmýz yerin sadece 1 yýl içinde geçirdiði deðiþimi göze alýrsak buna hak verebiliriz. Fakat belirli prensiplerden hareketle iþler daha kolay hale getirilebilir.

Arkeologlar kazý alaný tespitinde birçok alet kullanýr. Bunlarýn içinde eski haritalar, yazýlý belgeler oldukça önemlidir. Diðer bir unsur ise insandýr. Kazý yapacak ekibin o yörenin insanlarýyla yapacaðý bilgi alýþveriþi o bölgede eskiden hangi yapýlarýn bulunduðunun öðrenilmesi açýsýndan oldukça avantaj saðlar. Çalýþmaya baþlayacak ekip, alaný daraltmak için öncelikli tercih olarak su kaynaklarýný ve yüksek yerleri seçerler. Eski medeniyetlerin yaþamak için ayný bölgeleri seçtiði düþünürsek oldukça makul bir rota izlendiðini söyleyebiliriz.

Teknolojinin geliþimiyle bu bilimin izlediði metotlarýn da geliþtiðini söylemek yanlýþ olmaz. Arkeologlar GIS ve GPR adý verilen iki teknolojik yöntem kullanýr. Bunlardan GIS(Coðrafi Bilgi Sistemi) adý verilen yöntem, kazý yapýlacak coðrafi bölgenin verilerinin toplanýp incelenmesini, mekansal analizini, bölgede meydana gelen topografik deðiþimleri tespit eder. GPR yaydýðý radyo dalgalarýyla topraðýn yüzeyinde ve altýnda var olabilecek mezar, bina temelleri gibi duvar kalýntýlarýný tespit etmekte kullanýlýr. Radyo dalgalarý kil, taþ, tuðla gibi her bir malzemede farklý frekans yayar. Yayýlan bu frekanslar bilgisayarda derlenir ve tekrar yorumlanýr ki ileride yapýlacak kazýlarda faydalý olsun.

Araþtýrmacýlar metal detektörü de oldukça etkin biçimde kullanabilir. Kullanýlan detektör eski yapýlarla iliþkili olabilecek çivi, askeri ekipman gibi malzemeleri tespit edebilir. GPR’da kullanýldýðý gibi bunda da detektörden yayýlan dalgalar ilgili parçaya temas ederek yansýr. Yansýmanýn frekans boyutuna göre  yerin altýnda bakýr mý, gümüþ mü, demir mi, çelik mi olduðu tespit edilir. Demir ve çelik tüm diðer maddelerden daha farklý bir frekans boyutuna sahiptir.

Kazý yapacak ekip, teknolojik yöntemler ve kaynak taramasýyla birlikte, kazýya baþlamadan önce oldukça önemli olan iki yöntem daha kullanýrlar.

Yüzey Araþtýrmasý

Arkeolojik çalýþmalarda arazi yapýsýnýn temelini oluþturan oldukça önemli bir basamaktýr. Yüzey araþtýrmasý, ekibin kazýya baþlamadan yüzeyde görülen bulgulara göre bir ön-deðerlendirme yapmasý olarak tanýmlanabilir. Ýlk zamanlarda amatör olarak bu iþle uðraþan gezginler ve arkeologlar belirli bölgeleri gezerek topraðýn üstünde var olabilecek kalýntýlarý gözlemlemiþlerdir.

19. yy’a gelince her alan gibi bu alanda belirli bir deðiþime uðrayarak kendini çaða uydurmayý baþarmýþtýr. Yüzey araþtýrmasý konusunda en kapsamlý çalýþmalardan birisi 1926 yýlýnda Almanya’da Alfred Tode’un geliþtirdiði yüzey araþtýrma ve belgeleme yöntemidir. Tode’un çalýþmalarý Schleswig-Holstein Eyaleti’ndeki çalýþmalarýn esasýný oluþturmuþtur. Çalýþmalarda, kültürel farklýlýðý belirlemek için yüzeyden toplanan taþ aletler, çömlek kýrýklarý vasýtasýyla kültürün bölgeye yayýlýmý tespit edilmeye çalýþýlmýþtýr. 1960’lý yýllara gelince “yöntemli ve yoðun yüzey araþtýrmasý” olarak bilinen daha ayrýntýlý modellemeler ortaya çýkarýlmýþtýr. Yüzey araþtýrmasýnýn esasý, eðer bir bölgede yerleþim yeri var olduysa, kalýntýlar toprak altýnda kalsa da, yüzeyde izlerinin görülebileceði ön bilgisine dayanýr. Yüzeyde bulunacak parçalarýn yapýsýndan ve þeklinden hareketle hangi döneme ait olduðunun çýkarýmý yapýlabilir. Bu yöntem bir bölgede baþlangýçta uygulanmasý açýsýndan hayati önem taþýsa da, sadece bu yönteme dayanarak kesin çýkarýmlar yapmak hata olur.

Hava Fotoðrafý ve Uzaydan Algýlama

Uydu görüntüleri her alanda olduðu gibi arkeologlar için de büyük kolaylýk saðlar. Bilinen en eski görüntüleme 1913 yýlýnda bir Roma kenti olan Ostia’da yapýlmýþtýr. Geliþen hava araçlarýna paralel olarak kullanýlan araçlar da deðiþti tabii doðal olarak. Bugün ulaþýlmasý zor olan bölgelere gidilip uçaklar yardýmýyla havadan gözlem yapýlýyor. Yapýlan gözlem sýradan bir görüntü ve belge olarak kalmayýp farklý filtre, farklý ýþýk kullanýlarak farklý açýlardan çekimler yapýlabiliyor. Kapsam açýsýndan da bu özellikleri taþýyan gözlem 1949 yýlýnda Ýskoçya’da ki Roma dönemine ait kalelere yapýlmýþtýr. Havadan gözlem sayesinde farklý açýlar kullanýlarak olaðan koþullarda yerde görüntülenemeyecek kalýntýlar tespit edilmiþtir.

En yaygýn örnek, eðer toprak altýnda hendek var ise bu bölgede yetiþen bitkiler gür ve uzun, tam tersi bir durum var ise bitkiler daha seyrek olur esasýna dayanýr. Farklý filtre ve ýþýk açýlarý, bugün Mezopotamya’da Babil ve Asur Uygarlýklarý’nýn bugün görülemeyen sulama þebekelerinin belirlenmesini saðlayarak yöntemin doðruluðunu kuvvetlendirmiþtir.

Karada yöntem böyleyken denizde kullanýlan metot da pek farklý deðil. Sualtý arkeologlarý  magnetometre adý verilen bir cihaz ve balinalarda ve yarasalarda bulunan sonar teknolojisinden esinlenilerek yapýlmýþ yandan taramalý sonar cihazýný kullanarak araþtýrma yaparlar. Sonar cihazýndan yayýlan dalgalar sualtýnda, kazýya konu olabilecek batýklara temas ederek araþtýrmacýlara avantaj saðlar. Her sýradýþý sinyalde sualtý arkeologlarý devreye girerek olayý daha yakýndan inceler.

Yandan taramalý sonar

Bütün bu yöntemler bir kazý sürecinin saðlýklý olarak ve bilimsel metotlara uyularak yapýlmasý açýsýndan büyük önem arz eder. Böylece kazý yapýlacak coðrafi bölge tanýmlanmýþ, ön-deðerlendirme aþamasý yapýlmýþ bir þekilde kazýya baþlanýlabilir. (Kaynak: Arkeofili)

Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazýya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayýr* Her defasýnda yeniden girmemeniz için