Blog

Ağu21

Balıkların Karaya Çıkışına Dair 400 Milyon Yıllık İzler Bulundu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AkciğerBalıkDevoniyenDipnoanKaraya ÇıkışOmurgalıPolonya



Balıkların Karaya Çıkışına Dair 400 Milyon Yıllık İzler Bulundu

Bu izler, tamamen karasal dört ayaklıların (tetrapodlar) hareket izlerinden yaklaşık 10 milyon yıl öncesine dayanıyor ve omurgalıların karasallaşma sürecinin sanılandan daha karmaşık ve çok aşamalı olduğunu gösteriyor.

 

www.arkeofili.com

 

Polonya’da keşfedilen 400 milyon yıllık balık i·zleri, omurgalıların karaya i·lk ayak basışını 10 milyon yıl geriye çekiyor!

C: Jakub Zalewski. Scientific Reports (2025).

Polonya’daki Kutsal Haç Dağları’nda yapılan çığır açıcı bir keşif, omurgalıların karaya uyum sağlama sürecine dair bildiklerimizi temelden değiştirebilir.

Alt Devoniyen dönemine (orta-üst Emsiyen) ait marjinal denizel çökeltilerde bulunan yeni fosil izleri, akciğerli balıkların (dipnoanlar) karasal hareketlilik becerilerini test ettiğine dair bilinen en eski kanıtı sunuyor.

Bu izler, tamamen karasal dört ayaklıların (tetrapodlar) hareket izlerinden yaklaşık 10 milyon yıl öncesine dayanıyor ve omurgalıların karasallaşma sürecinin sanılandan daha karmaşık ve çok aşamalı olduğunu gösteriyor.

Yeni Keşifler: Sürünen Balıklar ve Dinlenen Akciğerli Balıklar

Makale, iki yeni iz fosili tipini tanımlıyor:

Reptanichnus acutori igen. et isp. nov. (Sürünen Balık İzi): Bu bileşik izler, sürünen balıklar tarafından bırakılmış ve gövde, burun, kuyruk sürükleme izleri ve pektoral yüzgeç izlerini içeriyor. Özellikle, daha önce balıkların avlanma izi olarak yorumlanan Osculichnus tarnowskae izlerinin bir varyantı olan burun izleri, bu bağlamda balığın hareket sırasında çamurda tutunmak ve vücudunu kaldırmak için kullandığı bir çapa görevi gördüğü şeklinde yeniden yorumlandı. İzler, balıkların çok sığ suda veya kısmen yüzeye çıkmış şekilde hareket ettiğini ortaya koyuyor, bu koşullarda yüzmek verimli olmaktan çıkıyor.

Broomichnium ujazdensis isp. nov. (Dinlenme İzi): Bu yeni dinlenme izi, akciğerli bir balığın kendini bir veya iki çift yüzgeciyle destekleyerek bıraktığı izlerden oluşuyor. İzler, balığın vücudunu alçak bir açıyla kaldırarak sadece bir çift yüzgecinin veya tüm vücudunu yüzgeçleriyle destekleyerek dinlendiğini gösteriyor.

Evrimsel Önemi ve “Solaklık” Kanıtı

Bu keşiflerin evrimsel önemi oldukça büyük.

Karaya İlk Adaptasyonun Kanıtı: Reptanichnus acutori izi, omurgalıların karasal hareket yeteneklerini sınadıklarına dair bilinen en eski kanıt ve tetrapodların karasal hareket izlerinden yaklaşık 10 milyon yıl öncesine ait. Bulgular, karasallaşma sürecinin çok aşamalı olduğunu ve balıkların tamamen karaya çıkmadan önce bile sığ sularda yürüyüş benzeri hareketler yapabildiğini gösteriyor.

Akciğerli Balıkların Rolü: İzlerin sahibi olarak kısa burunlu Devoniyen akciğerli balıkları (örneğin Dipnorhynchus veya ‘Chirodipterus’ australis) öneriliyor. Akciğerli balıklar, günümüzde “yaşayan fosiller” olarak biliniyor ve kuruyan su kütlelerinde hayatta kalma yetenekleri var; bazı türleri su aramak için sürünebiliyor veya torpor durumuna girmek için çukur kazabiliyor. Modern Batı Afrika akciğerli balığı Protopterus annectens ile yapılan neoihnoloji deneyleri, bu eski izlerin oluşumunu destekliyor.

Bilinen En Eski Solaklık: Burun izlerinin çoğunlukla sol tarafa doğru bükülmüş olması, omurgalılarda bilinen en eski solaklık (handedness) örneğini gösteriyor. Bu durum, erken omurgalılarda solaklığın, daha sonraki sağlaklık tercihinden önce var olduğunu düşündürüyor.

Zachelmie İzlerine Yeni Bakış

Bu yeni bulgular, Polonya’daki Zachelmie’den gelen erken tetrapod izlerinin yorumlanmasıyla ilgili devam eden tartışmalara da ışık tutuyor. Makalede sunulan kanıtlar, Zachelmie izlerinin balıklar tarafından bırakılma olasılığının, bu yeni keşfedilen balık izleriyle morfolojik ve gelişimsel farklılıklar nedeniyle daha düşük olduğunu öne sürüyor. Balık izlerinde, tetrapod izlerinden farklı olarak parmak izleri ve düzenli dizilimler bulunmazken, kafa izleri arasındaki mesafeler düzensiz olabiliyor. Ayrıca sürünen dipnoan’ların bıraktığı izlerin önemli bir özelliği, genellikle dört ayaklılarda görülen belirgin bir vücut orta çizgisinin olmaması.

Olağanüstü Korunma ve Konum

Fosil izlerinin bulunduğu yüzeyler, tüfit (volkanik kayaç) ile kaplandığı için olağanüstü iyi korunmuş durumda. Bu durum, biyotürbasyonun (canlıların tortuları karıştırması) izleri silmesini engellemiş ve yüzeylerin orijinal tortu-su veya tortu-hava arayüzünü temsil etmesini sağlamış. Çalışma, Polonya’nın Kutsal Haç Dağları’ndaki Ujazd ve Kopiec köylerindeki terk edilmiş kumtaşı ocaklarında gerçekleştirildi.

Karasal Yaşama Geçiş için Denemeler

Polonya’daki bu dikkat çekici keşif, omurgalıların karaya çıkışının tek bir evrimsel çizgide gerçekleşen ani bir olay olmaktan ziyade, farklı grupların çeşitli uyarlamalar geliştirdiği karmaşık ve aşamalı bir süreç olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Akciğerli balıkların bu erken yarı-karasal hareket yetenekleri, tetrapodların evrimsel yolculuğundan önce bile, omurgalıların karasal yaşama geçiş için denemeler yaptığını gösteren önemli bir delil sunuyor. Bu fosiller, 400 milyon yıl önce dünyamızda hüküm süren çevresel koşullar ve canlıların adaptasyon stratejileri hakkında paha biçilmez bilgiler sağlıyor.


Makale: Szrek, P., Uchman, A., Grygorczyk, K. et al. (2025). 

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için