Blog

Ağu7

Bir zamanlar yalnız değildik.

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  tarihöncesiinsanevrim



Bir zamanlar yalnız değildik.

Yazar : Kadir Toykan Özdoğan

İnsan evrimi süreci boyunca, birçok öncül insan türü eşzamanlı olarak yaşamış, aynı bölgeleri paylaşmış ve zaman zaman rekabet içerisinde de olmuşlardır. Bu durum şempanze-bonobo ile olan ortak atamızdan ayrıldıktan sonraki neredeyse 6 milyon yıllık insan evrimi süresince (özellikle ikinci yarısında) olağan kabul edilebilir, ta ki günümüze, tek insan türü olarak biz hayatta kalana kadar.

Peki biz tür olarak var olduğumuz süre boyunca yalnız mıydık?

Hayır, biz de Homo sapiens türü olarak dünyada bulunduğumuz dönemin çok büyük bir bölümünde yalnız değildik. Hatta aynı dönemlerde dünyayı paylaştığımız diğer insan türlerinin genlerini hala DNA’mızda taşımaya devam ediyoruz.

Geçtiğimiz aylarda yayınlanan yeni bir çalışma Homo sapiens’in yaşadığı dönemi 300 bin yıl öncesine kadar geriye çekti. Günümüzden yaklaşık 300 bin yıl öncesine kadarki dönemde yaşamış olan şu ana kadar tespit edebildiğimiz en az beş farklı insan türüyle bir zamanlar yeryüzünü paylaştık.

Bunlar; hepimizin bildiği, hatta yakından tanıdığı Neandertaller, çok uzun bir süre boyunca dünyanın birçok yerinde görülen Homo erectus türü, henüz haklarında çok fazla bilgimiz olmayan, birkaç kemik buluntusu ve genetik verilerden tanıdığımız Denisovalılar, yakın zamanda keşfedilen, tarihlendirilmesiyle herkesi şaşırtan Homo naledi türü ve boyutlarından dolayı “Hobbit” takma adını da alan Homo floresiensis türü.

Neandertaller (Homo neanderthalensis)

Kabaca günümüzden 400 bin ila 40 bin yıl öncesinde yaşamış olan bu tarihöncesi insan türü, Avrupa’ya ve Batı Asya’ya yayılmıştı. Modern insanlar henüz Afrika’yı terketmeden önce bu bölgelerde yaklaşık 300 bin yıl yaşadılar. Modern insanın Afrika’dan çıktığı ve dünyaya yayıldığı dönemlerde ise Avrupa ve Orta Doğu’da birlikte var oldular.

Aynı bölgeyi paylaştıkları dönemde ne tür bir iletişimleri olduğu ve Neandertallerin yok oluşlarında modern insanların payı olup olmadığı konuları tartışmalı (ve bir o kadar da ilgi çekici) olmaya devam ediyor. 

Yok olmalarında modern insanların pay sahibi olabileceği düşünülen faktörlerden bazıları:

– Modern insanların taşıdığı parazitlerin veya patojenlerin etkisi
– Modern insanlarla yaşam alanı, besinler gibi konularda rekabet
– Modern insanlarla çiftleşme yoluyla sindirilme
– Modern insanların uyguladığı şiddet ve dışlama/reddetme durumu

Atalarımız, Neandertallerle sadece aynı bölgeyi paylaşmadılar, aynı zamanda onlarla çiftleşerek, genlerinin günümüze kadar genomlarımızda yaşayabilmesini de sağladılar. 

Afrikalı olmayan her insan, genomlarında yaklaşık %2 oranında Neandertal geni taşımakta. Önemli bir nokta ise, her kişinin genomundaki bu %2’lik kesimin diğerlerinden farklılık gösteriyor olması, yani toplamda Neandertal gen havuzunun yaklaşık %20’si günümüz insanlarının genomlarında mevcut ve bu da oldukça yüksek bir yüzde sayılabilir.

Henüz yeni yayınlanan bir çalışma ise (Temmuz, 2017) modern insanların atalarının önceden bilinenden çok daha erken, 220 bin yıl önce Neandertallerle çiftleşmiş olabileceğini ortaya koyuyor!

Genetik yapıları ve morfolojik özellikleri çok iyi çalışılmış (ve hala çalışılıyor) olmasına rağmen, Neandertallerle ve modern insanlarla olan etkileşimleriyle ilgili her geçen gün yeni şeyler öğrenmeye devam ediyoruz. 

Homo erectus

Yaklaşık 1,89 milyon ila 143 bin yıl öncesi dönemde yaşamış olan bu öncül insan türü, var olduğu sürenin küçük bir bölümünde modern insanlarla yeryüzünü paylaştı.

Modern insanlarla eşzamanlı yaşadıkları dönemlerde bire bir etkileşim içerisinde olup olmadıkları konusu ise şu an için belirsiz. 

Bu dönemlere ait fosillere örnek olarak; Endonezya’da bulunan 550-143 bin yıl arasına tarihlenen Ngandong 7 fosili ile Çin’de bulunan yaklaşık 209 bin yıl öncesine tarihlenen Dali kafatası verilebilir.

Homo floresiensis

2004 yılında yayınlanan bir makaleyle yeni bir insan türü olduğu duyurulan Homo floresiensis’e dair kanıtlar sadece Endonezya’nın Flores Adası’ndan geliyor. Elde edilen fosillerden yola çıkılarak 1 metre uzunluğunda oldukları ve 380 cc beyin hacmine sahip oldukları tespit edildi.

Homo floresiensis fosillerinin bulunduğu alandaki taş aletlerinin üzerinde yapılan yeni tarihlendirme, bu tarihöncesi insanların 50 bin yıl öncesine kadar bu bölgede yaşadıklarını gösterdi.

Peki modern insanlarla etkileşime geçtiler mi? Bu henüz belirsiz, fakat bu erken insanların 50 bin yıl önce yok olmuş olması Avustralya’ya giden modern insanlarla karşılaşmış ve hatta bu durumun kendi sonlarını getirmiş olabileceği fikirleri ön plana çıkarıyor. (Son bulgular Avustralya’da 65 bin yıl önce de modern insan varlığına dair kanıtlar sunuyor.)

Denisovalılar (veya Denisovanlar)

Bu tarihöncesi insanların varlığından 2010 yılına kadar haberimiz dahi yoktu. 2008 yılında Sibirya’da Denisova Mağarası’nda bulunan bir parmak kemiğinin sahibinin, Neandertal veya modern insan olmadığı, henüz bilinmeyen başka bir insan türünün üyesi olan bir birey olduğuna dair sonuçlar, 2010 yılında yayınlanan bir makaleyle ortaya kondu. Dizilenen mitokondriyal DNA tamamen farklı bir türe aitti. Daha sonra bu farklı insan grubu Denisovanlar olarak anılmaya başlandı.

O zamandan günümüze ek olarak 3 farklı kemiğin daha Denisovan bireylere ait olduğu saptandı. Morfolojilerine dair hiç bir fikrimiz olmayan bu erken insan türünün, son olarak bulunan küçük bir kıza ait diş fosiliyle birlikte en az 100 bin ila 200 bin yıl öncesinden itibaren aynı bölgede yaşıyor olduğu gösterildi. 

Şimdilik sadece genetiklerine dair bilgi sahibiyiz. Peki bu bize neler anlatabiliyor? 

Öncelikle Denisovanların genetik olarak modern insanlardan çok Neandertallere yakın olduklarını biliyoruz. Aşağıdaki görselde tarihleriyle de görülebileceği gibi Neandertal-Homo sapiens-Denisovan ortak ata popülasyonundan önce Homo sapiens’e giden dal ayrılıyor. Daha sonra Neandertal – Denisovan ayrımı yaşanıyor.


Ayrıca bu üç türün birbirleriyle çiftleştiklerini biliyoruz. Denisovan genleri Güney Asyalılarda diğer bölgelerde yaşayan insanlara göre daha çok görülüyor, hatta Malenezyalılarda bu oran %5’e kadar çıkıyor. Yani, şu anda Malenezya’da yaşayan modern insanların atalarının zamanında Denisovanlarla yoğun bir etkileşim içerisinde olduklarını görebiliyoruz.

Denisovanlarla ilgili çalışmalar sürüyor. Görünüşlerinin nasıl olduğu ise en büyük merak konusu. Yakın zamanda, fizyolojik özelliklerine dair çıkarım yapılabileceğimiz iskelet bölümleri ele geçirilir ve bunların da Denisovan olduğu genetik olarak kanıtlanabilirse, bu konuda da bilgi sahibi olabileceğiz. Şimdilik beklemek zorundayız gibi görünüyor.

Homo naledi

Yakın zamana kadar varlığından haberdar olmadığımız bir başka tarihöncesi insan türü olan Homo naledi, 2015 yılında ilk kez tür olarak tanımlandı. 2013 yılında Güney Afrika’da bulunan birçok bireye ait fosil iskeletler, bize bu tür hakkında oldukça fazla bilgi veriyor.

Küçük boyutları ve modern insanların (ve Neandertallerin) beyinlerinin neredeyse 3’te 1’i hacmindeki beyinleri sebebiyle, ilk önce bu iskeletlerin Homo cinsinin erken üyelerine ait olduğu, öyle olmasa bile modern insanlardan çok önce yaşamış oldukları fikirleri savunuldu.

2017 yılında yayınlanan tarihlendirmeler ise, Homo naledi’nin yaklaşık 236 bin ila 335 bin yılları arasında yaşamış olduğunu gösterdi. Bu sonuç oldukça şaşırtıcıydı.. 

Şimdi merak edilen ise, aynı dönemde yaşamış olan modern insanlarla bu tarihöncesi insan türünün karşılıklı etkileşime geçip geçmedikleri, çiftleşip çiftleşmedikleri veya kültür alışverişlerinde bulunup bulunmadıkları sorularının cevapları. 

Henüz elimizde Homo naledi’ye ait genetik veriler bulunmuyor. Fakat yakın zamanda yayınlanan bir çalışma Sahra Altı Afrikalıların genomlarında henüz genetik olarak tanımlanmamış bir insan türüyle çiftleşmeye dair izler bulunduğunu ortaya koydu. Bu bilinmeyen türün Homo naledi olma olasılığı da yüksek gibi görünüyor.

Derleyen: Kadir Toykan Özdoğan

Sitemizdeki ilgili yazılar için:
http://www.evrimselantropoloji.org/neanderthaller/
http://www.evrimselantropoloji.org/tag/denisovan/
http://www.evrimselantropoloji.org/tag/erectus/
http://www.evrimselantropoloji.org/?s=floresiensis
http://www.evrimselantropoloji.org/?s=naledi

Kaynaklar ve ileri okumalar:

Stefoff, Rebecca (2010) – Ice Age Neanderthals
http://humanorigins.si.edu/evidence/human-fossils/species/homo-neanderthalensis
http://science.sciencemag.org/content/early/2014/01/28/science.1245938
http://www.sciencemag.org/news/2017/07/neandertals-and-modern-humans-started-mating-early
https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_human_evolution_fossils
http://anthro.palomar.edu/homo/homo_2.htm
https://en.wikipedia.org/wiki/Neanderthal_extinction
http://linkinghub.elsevier.com/retrieve/pii/S1040618212001188
http://www.terradaily.com/reports/Finding_showing_human_ancestor_older_than_previously_thought_offers_new_insights_into_evolution_999.html
https://www.nature.com/nature/journal/v464/n7290/full/nature08976.html
http://www.evrimselantropoloji.org/denisovalilara-ait-dorduncu-fosil-ornegi-cocuk-disi/
http://advances.sciencemag.org/content/3/7/e1700186
https://www.nature.com/nature/journal/v505/n7481/full/nature12886.html
https://www.scientificamerican.com/article/denisovan-genome/
http://sitn.hms.harvard.edu/flash/2012/issue132a/
https://elifesciences.org/articles/24231
https://elifesciences.org/articles/24232
http://www.buffalo.edu/news/releases/2017/07/028.html
https://www.nature.com/nature/journal/v431/n7012/full/nature02999.html
https://www.nature.com/nature/journal/v532/n7599/full/nature17179.html
http://www.theage.com.au/technology/sci-tech/aboriginal-archaeological-discovery-in-kakadu-rewrites-the-history-of-australia-20170719-gxe3qy.html

www.evrimselantropoloji.org

 
 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için