Blog

May31

Bu Nuh’un Gemisi mi, Yoksa Sadece Büyük Bir Tümsek mi?

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Ağrı DağıAraratDurupınarEfsaneGılgamışNuhun GemisiTendürekTufan



Bu Nuh’un Gemisi mi, Yoksa Sadece Büyük Bir Tümsek mi?

Söz konusu araştırmacı grubu, bu oluşumun altında Nuh’un Gemisi’nin kalıntılarını bulacaklarından oldukça emin. Proje ilgi çekici olsa da, bu iddialar oldukça şüpheli karşılanıyor.

 

www.arkeofili.com

 

ABD’den bağımsız bir araştırmacı grubu, Türkiye’deki bir dağın üzerinde tuhaf biçimde gemiyi andıran bir sırtı mercek altına aldı.

Durupınar ören yeri, Tendürek Dağı’nda yer alıyor.

Söz konusu araştırmacı grubu, bu oluşumun altında Nuh’un Gemisi’nin kalıntılarını bulacaklarından oldukça emin. Proje ilgi çekici olsa da, bu iddialar oldukça şüpheli karşılanıyor.

Durupınar bölgesi, Türkiye’nin doğusundaki Tendürek Dağı’nın güney yamacında yer alan jeolojik bir oluşum. Yaklaşık 164 metre uzunluğundaki sıra dışı şekli, bazı kişilerin buranın Nuh’un Gemisi’nin taşlaşmış kalıntılarını barındırdığına inanmasına yol açtı. Bu gemi, Tevrat’taki Tufan efsanesinde geçen ve yeryüzündeki tüm hayvan türlerini küresel bir felaketten koruduğu söylenen devasa tekne.

Bu oluşum ilk olarak 1948’de tanımlandı, ancak 1970’lerin sonlarına ve 1980’lere kadar görece bilinmezliğini korudu. O yıllarda, kendini amatör arkeolog ilan eden Ron Wyatt bölgeye ilgi gösterdi ve burasının Nuh’un Gemisi’nin karaya oturduğu yer olduğunu iddia etti.

Wyatt, uçuk kaçık fikirlerini yaymaktan hiç çekinmedi. Sadece Nuh’un Gemisi’ni değil, Sodom ve Gomora şehirlerinin kalıntılarını, Kızıldeniz’in geçildiği yeri ve hatta Kudüs’teki Tapınak Tepesi’nin altında Ahit Sandığı’nı bulduğunu da ileri sürdü.

Ancak arkeologlar ve akademisyenler bu iddiaları ciddiye almıyor. 1996’da İsrail Eski Eserler Kurumu’ndan Joe Zias, Wyatt’ın çalışmalarıyla ilgili şöyle demişti: “İddialarını biliyoruz; bunlar tamamen bilim dışı ve hiçbir profesyonel dergide yayımlanmadı. National Enquirer ya da Sun gibi dedikodu gazetelerinde görebileceğiniz türden saçmalıklar. Bunlara inananların olması gerçekten şaşırtıcı.”

Wyatt ve bazı Türk araştırmacıların da aralarında bulunduğu özel gruplar, 1980’lerden itibaren, 2010, 2014 ve 2019’da da olmak üzere Durupınar bölgesinde jeofiziksel araştırmalar yaptı. Ancak bu çalışmaların hiçbirinin bulguları kamuoyuna açıklanmadı. Öte yandan, başka kişilerin siteyle ilgili iddiaları da genellikle uzmanlar tarafından doğal kaya oluşumları olarak değerlendirilip reddedildi.


Bazıları, bu çıkıntıların Nuh’un Gemisi’nin kalıntıları olabileceğini düşünüyor.

Yine de bu inanç kolay kolay ortadan kalkmıyor. Bölgeyle ilgilenen gruplardan biri, Kaliforniya merkezli bir araştırma kolektifi olan Noah’s Ark Scan. Abartılı başlıklara rağmen ekip, şimdilik kazı yapmayı planlamıyor. Öncelikleri bölgeyi korumak ve Türk bilim insanlarının daha fazla tahribatsız araştırma yapmasına olanak sağlamak.

Grup yakın zaman önce yaptığı açıklamada şöyle dedi: “‘Gemi bölgesinde’ kazılara henüz başlamadık çünkü önce daha fazla jeofiziksel araştırmaya, sondaj çalışmalarına ve dikkatli planlamaya ihtiyacımız var. Burası aktif bir toprak kayması alanı ve kışlar çok sert geçiyor. Bu nedenle bölgeyi korumak birinci önceliğimiz.”

Açıklamada ayrıca şu ifadeler yer aldı:

“Önümüzdeki birkaç yıl boyunca Türk üniversite ortaklarımız, toprak örneklemeleri, radar taramaları ve diğer yöntemler gibi tahribatsız testler yürütecek. Böylece tespit ettiğimiz yapıların insan yapımı mı, yoksa doğal oluşumlar mı olduğu anlaşılabilecek. Ancak yeterli kanıt elde ettikten ve uygun bir koruma planı oluşturduktan sonra kazı yapmayı düşüneceğiz.”

Şimdiye dek elde edilen kanıtlar, Durupınar bölgesinin ilginç ama doğal bir jeolojik yapıdan ibaret olduğunu gösteriyor. Ron Wyatt’la birlikte Türkiye’deki ilk keşif gezilerine katılan araştırmacı David Fasold, başlangıçta buranın gerçekten gizli bir gemi enkazı olabileceğine inanıyordu, fakat daha sonra şüpheye düştü.

1996’da, “Türkiye’deki Sahte ‘Nuh’un Gemisi’ Sıradan Bir Jeolojik Oluşum Olarak Ortaya Kondu” başlıklı hakemli bir makaleye ortak yazar oldu – ki başlığın kendisi her şeyi anlatıyor.

Eski zamanlarda Dünya’yı saran küresel bir tufan olduğuna dair hiçbir bilimsel kanıt yok. Hatta bir adamın tüm yaşamı kurtarmak için devasa bir gemi inşa ettiğine dair de. Yine de pek çok kültürde büyük bir tufanla ilgili efsanelerin bulunması dikkat çekici: Mezopotamya’nın Gılgamış Destanı’ndan, İncil’deki Nuh anlatısına, antik Yunan, Hindu ve Amerika yerli halklarının benzer mitlerine kadar.

Bu yaygın tema bazı önemli soruları gündeme getiriyor:

Acaba bu anlatılar, nesiller boyunca aktarılan yerel doğal felaketlerin yankıları mı?
Yoksa daha sembolik bir şey mi anlatıyorlar – yıkım, hayatta kalma mücadelesi ve kaotik bir dünyada düzen arayışı üzerine evrensel bir kültürel anlatı mı?


IFL Science. 14 Mayıs 2025.

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için