Blog
Diyarbakýr’daki Çayönü Höyüðü Açýk Hava Müzesi Olacak
| Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri | Yorum: 0 yorumDiyarbakýr’daki Çayönü Höyüðü Açýk Hava Müzesi Olacak...
Diyarbakýr’ýn Ergani ilçesinde dünyada ilk tarým yapýlan yerlerin arasýnda bulunan Çayönü Höyüðü, açýk hava müzesi olacak.

Diyarbakýr’ýn Ergani ilçesinde dünyada tarým yapýlan ilk yerler arasýnda bulunan Çayönü, göçebelikten yerleþik köy yaþantýsýna, avcýlýk ve toplayýcýlýktan besin üretimine geçilen ”Neolitik Devrim” olarak da bilinen teknolojik yaþam biçimi, beslenme ekonomisi ve insan doðal çevre iliþkilerinin tümüyle deðiþtiði kültür tarihiyle ilgili buluþlarda birçok ilki de içeren canlý ve ilginç bir yerleþme alaný.
Merkezden yaklaþýk 70 kilometre uzaklýkta bulunan Çayönü’nde 1964 yýlýnda baþlatýlan ancak 1991 yýlýnda güvenlik nedeniyle ara verilen ve 24 yýl sonra 2015 yýlýnda yeniden baþlanýlan kazýlar çevre köylerde yaþayanlarýn da desteðiyle sürüyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Baþkaný Doç. Dr. Aslý Erim Özdoðan baþkanlýðýnda devam eden kazýlar ve yapýlan düzenlemelerle Çayönü’nün açýk hava müzesine dönüþtürülmesi hedefleniyor.
“Açýk hava müzesine ait çalýþmalara baþladýk”
Doç. Dr. Özdoðan, AA muhabirine yaptýðý açýklamada, Çayönü’nde 1991 yýlýnda güvenlik gerekçesiyle ara verilen kazý çalýþmalarýnýn Kültür ve Turizm Bakanlýðýnca saðlanan kaynakla 3 yýldýr devam ettiðini söyledi. Geçen ay 17 kiþilik ekiple Çayönü’nde kazý çalýþmalarýna baþladýklarýný ifade eden Özdoðan, bu ayýn sonuna kadar çalýþmalarý tamamlamayý planladýklarýný belirtti.
Özdoðan, tarihin gün yüzüne çýkarýlmasý için büyük bir titizlikle çalýþtýklarýný dile getirerek “1992-1993 döneminde yapmayý planladýðým ama yapamadýðýmýz, açýk hava müzesine ait çalýþmalara baþladýk.” dedi. 2015-2016 yýllarýnda yürüttükleri çalýþmalarda biriken iþleri tamamladýklarýný anlatan Özdoðan, þöyle konuþtu: “Geçen sene kazý alanýnda bir parça batýya ve kuzeye doðru yayýlmaya baþladýk. Amaçlarýmýzdan biri de bu sene kazmaya baþladýðýmýz höyüðün doðu kesimini ortaya çýkarmak. Burasý 1964 yýlýndaki kazýdan sonra hiç araþtýrýlmamýþ bir bölgeydi. Açýk hava müzesi olarak düzenlediðimiz yerde çok güzel, büyük binalar, daha çok kamusal olarak ayrýlan kýsýmlarda daha önemli kiþilerin oturduðu konutlar, daha batýdaki kazýsýný bitiremediðimiz kesimde de daha çok konutlar ve iþlik yerleri yer alýyor.”
Çalýþmalarda þu ana kadar hiç bakýlmamýþ olan Çayönü’nün doðu kesimini ele aldýklarýna iþaret eden Özdoðan, “Buradaki alaný o zamanki halkýn nasýl deðerlendirdiðini ve nasýl kullandýðýný anlamaya yönelik bir çalýþmamýz var. Üst tabakalarda daha önce tam tabakasýný bulamadýðýmýz çanak çömlek ve onun altýnda da çanak çömleksiz bazý yapýlar ortaya çýkmaya baþladý.” diye konuþtu.
“Madencilik tarihi dünyada Çayönü ile baþlýyor”
Özdoðan, eðimli kýsýmlarda þu andaki mimariye göre ýzgara þeklinde planlý yapýlar, onun biraz üstünde ise birtakým kalýntýlar göründüðünü anlatarak daha kuzeydeki bölümde ulaþtýklarý çanak çömleklerin 1989-1991’de gün ýþýðýna çýkarýlan çanak çömlekli tabakadan daha eski bir tabaka olduðunu vurguladý.
Bu durumun Çayönü’nde çanak çömlekli dönemin tahmin ettiklerinden daha uzun sürdüðünü gösterdiðine dikkati çeken Özdoðan, bunun da Çayönü’nün önemini artýrdýðýný aktardý.
“Bu kadar uzun süreli ayný yerde kesintisiz tabakalarý veren Kuzey Mezopotamya’da hemen hemen hiç yerleþme yok. Yaklaþýk 3 bin metrekare açýldý. Neolitik yerleþme için oldukça geniþ bir alan. Dolayýsýyla burada elde etiðimiz sadece mimari deðil, diðer buluntulardaki istatistiki bilgiler, saðlam bilgilere dayanýr.” ifadelerini kullanan Özdoðan, sözlerini þöyle sürdürdü: “Bazalt çakmak taþý gibi çeþitli aletlerin üretildiði, hammadde kaynaklarýnýn ve akarsularýn bulunduðu bölgenin av hayvaný açýsýndan da çok zengin olduðu görülüyor. Buðday, hayvan yemi ve çok kullanýlan arpa çevrede doðal olarak yetiþmiþ ve insanlarýn karnýný doyurma kaygýsý yokmuþ. Bölge bakýr rezervi açýsýndan önemli. Bakýrý da zaman içinde geliþtiriyorlar. Bakýrýn ýsýtýlýp dövüldükten sonra biçim verildiðini ve çok daha kolay biçimlendiðini keþfediyorlar. Burada çok ciddi bir bakýr iþçiliði geliþiyor ve madencilik tarihi dünyada Çayönü ile baþlýyor.”
Çayönü’nün tarihteki yeri
Diyarbakýr’ýn kuzeyinde, Ergani Ovasý’nda Dicle Nehri’nin kenarýnda bulunan Çayönü, 1963 yýlýnda keþfedildi. Ýlk kazýlar Dr. Halet Çambel ve Prof. Dr. Robert J. Braidwood tarafýndan baþlatýldý.
Sesverenpýnar (Hilar) yakýnlarýnda bulunan eski adý Kotaberçem (Çayboyu) olan tarih öncesinden kalma höyüðün çevresinde resimli resimsiz maðaralar, maðara duvarlarý kullanýlarak yapýlmýþ evlerin izleri bulunuyor. Höyük, arkeolojinin ilk veri tabanýnda tarýma ilk baþlanýlan yerler arasýnda gösterilmiþ olmasý açýsýndan önemli. Çayönü kazýlarýnda taþ temelli kerpiç binalarýn ilk örneklerine rastlanýldý. Tahýl ve evcilleþtirmeye dayalý köy hayatýnýn en eski örneklerinden olan Çayönü, “bereketli hilal” olarak adlandýrýlan ve Mýsýr’dan baþlayarak tüm Mezopotamya bölgesini kapsayan bölgedeki insan yerleþimlerinin önemli bir merkezi olarak kabul ediliyor.
09.09.2018 Anadolu Ajansý-www.arkeolojihaber.net
Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >