Blog

Haz14

Kültür, İnsan Evrimini Genetikten Daha Fazla Yönlendiriyor

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AdaptasyonEvrimGenetikİşbirliğiKültür



Kültür, insanların çevrelerine uyum sağlamasına ve zorlukların üstesinden gelmesine genetikten daha iyi ve hızlı bir şekilde yardımcı oluyor.

 

Yazar: Dilan Dede 
 

Kültür, insanların çevrelerine uyum sağlamasına ve zorlukların üstesinden gelmesine genetikten daha iyi ve hızlı bir şekilde yardımcı oluyor.

 


Tim Waring ve Zach Wood, insanların ‘’özel bir evrimsel geçiş’’ yaşadıklarını keşfettiler. Bununla birlikte, kültürün öneminin insan evriminin birincil itici gücü olarak genlerin önüne geçtiğini vurguladılar. Kültürün grup odaklı doğası gereği, insan evriminin daha grup odaklı hale geldiği sonucuna vardılar. 

Maine Üniversitesi araştırmacıları yeni bir çalışmada, kültürün insanların çevrelerine uyum sağlamasına ve zorlukların üstesinden gelmesine daha iyi ve hızlı bir şekilde yardımcı olduğunu ortaya çıkardılar. 

Waring, kültürün insan evriminde yeterince takdir edilmeyen bir faktör olduğunu söylüyor. Genler gibi kültür de insanların çevrelerine uyum sağlamasına ve hayatta kalma, üremenin zorluklarını aşmasına yardımcı olur. Ancak kültür bunu genlerden daha etkili bir şekilde yapar. Çünkü Waring ve Wood’a göre bilgi aktarımı genlerin kalıtımından daha hızlı ve daha esnektir. 

Waring, kültürün birkaç nedenden dolayı daha güçlü bir adaptasyon mekanizması olduğunu söylüyor. Gen aktarımı daha hızlıdır: Gen aktarımı yalnızca nesilde bir kez gerçekleşirken, kültürel uygulamalar hızla öğrenilebilir ve sık sık güncellenebilir. Kültür aynı zamanda genlerden daha esnektir: Gen aktarımı sabittir ve iki ebeveynin genetik bilgisi ile sınırlıdır. Kültürel aktarım ise esnek insan öğrenimine dayanır ve ebeveynlerin çok ötesinde akranlardan ve uzmanlardan bilgi kullanma yeteneği ile etkili bir şekilde sınırsızdır. Sonuç olarak kültürel evrim, eski genetikten daha güçlü bir adaptasyon türüdür. 

Sosyal-ekolojik sistem modellemesi doçenti olan Waring ve Biyoloji ve Ekoloji Okulu’nda doktora araştırma görevlisi olan Wood, bulgularını Londra’daki The Royal Society’nin biyolojik araştırma dergisi olan Kraliyet Topluluğu B Bildiriler Kitabı’nda bir literatür taramasında yayınladılar. 

‘’Bu araştırma, insanların neden bu kadar eşsiz bir tür olduğunu açıklıyor. Zamanla hem genetik hem de kültürel olarak evrimleşiyoruz, ancak yavaş yavaş daha kültürel ve daha az genetik hale geliyoruz.’’ diyor Waring.

Kültür, insanların binlerce yıl boyunca nasıl hayatta kaldığını ve geliştiğini etkiledi. Waring ve Wood’a göre, hem kültür hem de genlerin birleşimi insanlarda azaltılmış saldırganlık, işbirliğine dayalı eğilimler, işbirlikçi yetenekler ve sosyal öğrenme kapasitesi gibi birçok önemli adaptasyonu tetikledi. Araştırmacılar, giderek artan bir şekilde insan adaptasyonlarının kültür tarafından yönlendirildiğini ve genlerin uyum sağlaması gerektiğini öne sürüyorlar. 

Waring ve Wood, kültürün de önemli bir açıdan özel olduğunu söylüyor; kültür güçlü bir şekilde grup odaklıdır. Uygunluk, sosyal kimlik ve paylaşılan normlar gibi genetik eşdeğeri olmayan faktörler araştırmacılara göre kültürel evrimi çok grup odaklı haline getiriyor. Bu nedenle kültürel olarak örgütlenmiş gruplar arasındaki rekabet, grupların birlikte daha iyi yaşamasına yardımcı olan yeni işbirlikçi normlar ve sosyal sistemler gibi uyarlamaları teşvik eder. 

Araştırmacılara göre, ‘’kültürel olarak örgütlenmiş gruplar, sosyal öğrenmenin ve gruplardaki kültürel aktarımın bileşik değeri aracılığı ile uyum sağlama sorunlarını bireylerden daha kolay çözüyor gibi görünüyor.’’ Kültürel adaptasyonlar ayrıca büyük gruplarda küçük gruplara göre daha hızlı gerçekleşebilir. 

Waring, ‘’Çok uzun vadede, insanların bireysel genetik organizmalardan; karınca kolonileri ve arı kovanlarına benzer şekilde süper organizmalar olarak işlev gören kültürel gruplara evrimleştiğini görüyoruz.’’ diyor. ‘’Organizma olarak toplum’’ metaforu, sonuçta o kadar da metaforik değildir. Bu anlayış, toplumun bireylerin iyi organize edilmiş ve karşılıklı olarak faydalı bir sisteme nasıl uyum sağlayabileceğini daha iyi anlamasına yardımcı olabilir. Örneğin koronavirüs pandemisini ele alalım. Etkili bir ulusal salgın yanıt programı gerçekten ulusal bir bağışıklık sistemidir ve bu nedenle doğrudan bağışıklık sistemlerinin koronavirüs yanıtımızı iyileştirmek için nasıl çalıştığını görebiliriz.’’ 

 

Makale: Waring, T. M., & Wood, Z. T. (2021). Long-term gene–culture coevolution and the human evolutionary transition. Proceedings of the Royal Society B, 288(1952), 20210538.

 

www.arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için