Blog

Kas9

Doğu Karadeniz’den Yeni Bir Keşif: “Salmanihippus turcicus” Türkiye’nin 153. Çekirge Cinsi Oldu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  BiyoçeşitlilikBuzul DönemiÇekirge KeşfiDoğu KaradenizEndemik TürEvrimsel BiyolojiKoruma BilimiMoleküller AnaliziSalmannihippus TurcicusTürkiye FaunasıZootaxa



Doğu Karadeniz’den Yeni Bir Keşif: “Salmanihippus turcicus” Türkiye’nin 153. Çekirge Cinsi Oldu

Elde edilen bulgular, davranışsal gözlemler, ses analizi ve moleküler genetik verilerin birlikte değerlendirilmesiyle yeni bir çekirge cinsinin varlığını ortaya koydu.

 

www.arkeolojikhaber.com

 

Türk bilim insanları, Doğu Karadeniz’de yürüttükleri saha ve laboratuvar çalışmalarıyla dünya literatürüne yeni bir çekirge cinsi kazandırdı. “Salmanihippus turcicus” adı verilen cins, yalnızca Türkiye’nin doğu Karadeniz dağlarında yaşıyor. Zootaxa dergisinde yayımlanan çalışma, buzul dönemlerinin tür çeşitlenmesi üzerindeki etkilerine dair önemli genetik bulgular sunarak Türkiye’nin biyolojik zenginliğine yeni bir katkı sağladı.

Türkiye’nin Biyolojik Zenginliğine Yeni Bir Katkı
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, Aksaray Üniversitesi, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ve Hakkari Üniversitesinden araştırmacılar, 2013 yılında başlattıkları saha çalışmaları kapsamında Doğu Karadeniz’in farklı bölgelerinde topladıkları çekirge örnekleri üzerinde yürüttükleri uzun soluklu araştırmalar sonucunda, bilim dünyasına yeni bir cins kazandırdı.

Elde edilen bulgular, davranışsal gözlemler, ses analizi ve moleküler genetik verilerin birlikte değerlendirilmesiyle yeni bir çekirge cinsinin varlığını ortaya koydu. Araştırmayı yürüten Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Deniz Şirin, bu yeni cinse “Salmanihippus”, türe ise “turcicus” adını verdiklerini açıkladı.

Yeni keşifle birlikte Türkiye’deki çekirge cinsi sayısı 153’e yükseldi. Şirin, “Yaptığımız morfolojik analizler, örneklerin Bayburt, Gümüşhane, Giresun ve Trabzon sınırları içinde, özellikle Eğribel, Zigana ve Soğanlı geçitlerinde yoğunlaştığını gösterdi” dedi.

Prof. Dr. Deniz Şirin

Yeni Cinsin Bilimsel Tanımlaması ve Genetik Analizi
Yeni çekirge cinsine ilişkin detaylı bilimsel makale, uluslararası düzeyde saygın bir yayın olan Zootaxa dergisinde yayımlandı. Prof. Dr. Şirin, araştırma sürecinde davranış ve ses analizlerinin yanı sıra DNA temelli moleküler incelemeler de yürüttüklerini belirtti:
“Kiminle akraba olduğunu ve en yakın evrimsel ilişkilerini belirlemek için genetik analizler gerçekleştirdik. Bu veriler, örneklerin mevcut cinslerden farklı, tamamen yeni bir gruba ait olduğunu net biçimde ortaya koydu.”
Yeni cinsin adı, Türkiye’de çekirgeler üzerine önemli çalışmalara imza atan Prof. Dr. Selahattin Salman’a ithafen “Salmanihippus” olarak seçildi. Bu adlandırma, hem bilimsel hem de sembolik bir anlam taşıyor; Türkiye entomolojisinin öncü isimlerinden birine saygı duruşu niteliği taşıyor.

Buzul Çağının İzleri: 1,9 Milyon Yıllık Evrimsel Ayrışma
Çalışmanın dikkat çeken yönlerinden biri, buzul dönemlerinin tür çeşitlenmesine etkisine dair elde edilen genetik veriler oldu. Prof. Dr. Şirin, “Moleküler analizler, bu cinsin diğer akrabalarından yaklaşık 1,9 milyon yıl önce ayrıldığını gösteriyor. Bu, son buzul dönemlerinin türün yayılımı ve evrimsel farklılaşmasında belirleyici rol oynadığını ortaya koyuyor,” ifadelerini kullandı.

Bu bulgular, Kuzey Anadolu’nun iklimsel tarihinin, yalnızca jeolojik değil biyolojik çeşitlilik açısından da etkili olduğunu doğruluyor. Bu yönüyle çalışma, sadece Türkiye faunasına değil, Pleistosen dönemi ekosistemlerine ilişkin küresel biyocoğrafya araştırmalarına da önemli veriler sunuyor.


Endemik ve Tehlike Altında Bir Tür
“Salmanihippus turcicus” yalnızca Doğu Karadeniz dağ silsilelerinde yaşayan, bitkilerle beslenen endemik bir çekirge türü. Prof. Dr. Şirin, bu özel türün dünya üzerinde yalnızca Türkiye’de görüldüğünü vurgulayarak, “Yaşam alanının sınırlılığı ve besin zincirindeki rolü nedeniyle korunması büyük önem taşıyor. Uluslararası kriterlere göre tehlike altında sayılan bir cins konumunda” değerlendirmesinde bulundu.

Endemik türlerin korunmasının, Türkiye’nin biyoçeşitlilik stratejilerinin önemli bir parçası olduğunu belirten Şirin, yeni keşfin yalnızca bilimsel değil, ekolojik sorumluluk bilincine de katkı sunduğunu ifade etti. Bu bulgu, Türkiye’nin yerel ekosistemlerinin küresel düzeydeki önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Yeni çekirge cinsinin keşfi, Türkiye’nin biyolojik çeşitlilik açısından ne denli zengin bir potansiyele sahip olduğunu ortaya koyarken, Doğu Karadeniz’in endemik yaşam alanlarının korunması gerekliliğine dair güçlü bir çağrı niteliği taşıyor.


Fırat Çakır aa

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için