Blog

Ağu29

Fil Aile Ağacını Sarsan Genetik Çalışma

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  evrimevrim ağacıfilfilogenetik



Fil Aile Ağacını Sarsan Genetik Çalışma...

Yeni bir çalışma, nesli tükenmiş devasa Palaeoloxodon antiquus filini, bir zamanlar yaşayan en yakın akrabası olduğu düşünülen Asya fili Elephas maximus’a kıyasla Afrika orman fili Loxodonta cyclotis’e daha yakın bir şekilde yerleştirerek, fil aile ağacını yeniden yapılandırıyor.

1,5 milyon ila 100,000 yıl önce yaşamış devasa bir fil türünün –soyu tükenmeden önce Avrasya’ya kadar uzanmıştır- bugün yaşayan Afrika orman filine yine bugün yaşayan en yakın akrabası olan Afrika savana filinden daha yakın olduğunu ortaya koyuyor.

Çalışma, nesli tükenmiş Palaeoloxodon antiquus’un Asya filiyle çok yakından ilişkili olduğuna dair paleontologlar arasında uzun süredir devam eden bir varsayıma karşı çıkıyor. eLife dergisinde yayımlanan bulgular, günümüz Afrika fillerinin önceden tek bir türe ait olduğu düşünülürken, iki ayrı türe ait olduğuna dair kanıtlara işaret ediyor.

İllinois Üniversitesi hayvan bilimleri profesörü ve yeni çalışmanın ortak yazarlarından Alfred Roca, bugünün fillerinin genetik mirasını anlamanın, onların tükenmesini engellemek için bir anahtar olduğu söylüyor. Roca 2000’li yılların başında, Afrika fillerinin iki ayrı türe ait olduklarına ilişkin ilk genetik kanıtı sağlayan araştırmaya öncülük etti. Yeni çalışma gibi sonraki diğer çalışmalar da bunu teyit etmiştir.

Roca, “2001 yılından beri, Afrika’daki orman ve savan fillerinin iki ayrı tür olduğuna ilişkin gerçekten iyi genetik kanıtlara sahibiz, ancak koruma kurumlarını durumun bu olduğuna ikna etmek çok zordu” diyor. “Palaeoloxodon’dan elde edilen yeni genetik kanıtlar ile şu anda Afrika’da yaşayan fillerin tek bir türe ait olduğunu iddia etmek neredeyse imkansız” diye ekliyor.

Yeni analiz için bilim insanları, Afrika ve Asya fillerinden gelen iki kanıt dizisi için tüylü mamutlara ve P. antiquus’a baktılar. Sadece annelerden yavrularına geçen mitokondriyal DNA ile anne ve babanın genlerinin karışımı olan nükleer (çekirdek) DNA’yı incelediler.

Araştırmacılar, Almanya’daki iki bölgeden elde edilen P. antiquus kemiklerinden DNA’yı (Ilıman iklimdeki bu eski kemiklerden başarıyla toplanan ilk DNA’lar arasında) çıkarmak ve çoğaltmak için çok duyarlı laboratuar tekniklerine dayandılar.

Max Planck Enstitüsü Evrimsel Antropoloji bölümünden araştırmacı aynı zaman da makalenin ilk yazarı olan Matthias Meyer, “Şimdiye kadar, yüzbinlerce yıllık kemikler üzerinde yapılan genetik araştırmalar, neredeyse yalnızca donmuş toprak tabakalarından toplanan fosillere dayanıyordu.” diyor. “Laboratuar yöntemlerindeki son gelişmelerin, DNA’nın çok daha hızlı bir oranda bozulduğu daha sıcak bölgelerden de çok eski DNAdizilerini kurtarabilmemizi sağladığını görmek cesaret verici.” diye ekliyor.

Mitokondriyal analiz, P. antiquus ile Afrika orman filinin ortak atasının 1,5 milyon ile 3,5 milyon yıl önce bir zamanda yaşadığını ortaya çıkardı. Afrika savan filiyle en yakın ortak ataları ise 3,9 ile 7 milyon yıl önce yaşadı.

Araştırmacılar nükleer DNA’nın da aynı hikayeyi söylediğini bildiriyor.
Roca ile günümüz fillerinin mitokondriyal dizilimine öncülük eden araştırmacı bilim insanı Yasuko İshida, “Kemik morfolojisi çalışmasından insanlar, Palaeoloxodon’un Asya filine daha yakın olduğunu düşündüler. Ancak moleküler verilerden Afrika orman filine çok daha yakın olduğunu bulduk.” dedi.

Roca “Palaeoxodon antiquus, Asya filiyle ya da Afrika savan filiyle değil Afrika orman filiyle kardeştir.” diyor.

Postdam Üniversitesi evrimsel genomik uzmanı ve çalışmanın ortak yazarı Michael Hofreiter, “Paleogenomik* araştırmaları insan evrimine ilişkin görüşlerimizi çoktan kökten değiştirmiş durumda, şimdi aynı durum diğer memeli grupları için de gerçekleşiyor.” diyor. “Fillerin sadece bir ilk adım olduğuna ve gelecekte diğer türlerin evrimiyle ilgili sürprizler göreceğimize eminim.” diye ekliyor.

Roca, fillerin genetik mirasını anlamanın Afrika ve ötesinde yaşayan geriye kalan popülasyonların korunması için hayati önem taşıdığını söyledi.

Roca, Afrikada geriye kalan orman fillerinin üçte ikisinden fazlasının son 15 yılda öldürüldüğünü ekledi. “Orman filleri, gezegendeki nesli en çok tükenme tehlikesi altında olan fil popülasyonları arasındadır. Bazı koruma kurumları Afrika orman fillerini ayrı bir tür olarak tanımıyor ve bu hayvanların koruma ihtiyacı ihmal edilmiş durumda.”

*Paleogenomik: Eskiden yaşamış, özellikle nesli tükenmiş organizmaların gen haritalarını araştıran çalışma alanı.

Kaynaksciencedaily.com
Kaynak makale: Matthias Meyer, Eleftheria Palkopoulou, Sina Baleka, Mathias Stiller, Kirsty E H Penkman, Kurt W Alt, Yasuko Ishida, Dietrich Mania, Swapan Mallick, Tom Meijer, Harald Meller, Sarah Nagel, Birgit Nickel, Sven Ostritz, Nadin Rohland, Karol Schauer, Tim Schüler, Alfred L Roca, David Reich, Beth Shapiro, Michael Hofreiter. Palaeogenomes of Eurasian straight-tusked elephants challenge the current view of elephant evolution. eLife, 2017; 6 DOI: 10.7554/eLife.25413

Çeviren: Sevda Seçer

www.evrimselarkeoloji.org

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için