Blog
Hadrianus, Antik Yunan Tutkusu için Harcamadan Kaçmadý
| Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri | Yorum: 0 yorumHadrianus, Antik Yunan Tutkusu için Harcamadan Kaçmadý
Bir Antik Yunan aþýðý olan imparator Hadrianus, Atina kentini yeni bir kültür merkezine çevirdi ve karþýlýðýnda bir tanrý gibi muamele gördü.
Bir Roma imparatorunun ziyaretini beklerken her þehir büyük beklentilere sahip olur, ancak MS 124’te Atinalýlar için beklenti daha büyüktü. Britanya’dan Babil’e kadar uzanan topraklarý yöneten Hadrianus’un, çocukluktan beri taþýdýðý Yunanistan sevgisi herkes tarafýndan çok iyi biliniyordu. Hadrianus, Roma’nýn yönetimi altýnda bulunan þehirler içinde en çok anýtlar inþa edilmesi için bonkörce kaynaklar aktardýðý Atina’yý kendi düþünsel evi olarak görüyordu.
Hadrianus’un Platon ve Perikles’in þehri ile olan iliþkisi, Atinalýlar tarafýndan da karþýlýk buluyordu. Atinalýlar, Hadrianus’u þehrin yeni kurucusu ve baþlý baþýna bir tanrý olarak görüyorlardý. Atina’da inþa ettiði anýtlar yalnýzca antik dönemin ihtiþamýný deðil ayný zamanda bunlarýn çaðdaþ önemini de yansýtýyordu. Hadrianus, þehri yüceltmesinin ve geliþtirmesinin, yönettiði Roma Ýmparatorluðu’nun kýrýlgan doðu kesimini istikrara kavuþturmaya yardýmcý olacaðýný biliyordu.
Her þeyi keþfetmek
Publius Aelius Hadrianus, aristokratik bir ailenin üyesi olarak, MS 76’da, , bugünkü modern Ýspanya þehri Sevilla’nýn yakýnýndaki Italica’da doðdu. 85 senesinde babasý öldüðünde Hadrianus, kuzeni ve geleceðin imparatoru Traianus’un himayesi altýna girdi. Traianus kuzeni Hadrianus’un Yunan tarihi ve felsefesini de içeren iyi bir eðitim almasýný saðladý. Hadrianus bu konulara o kadar düþkündü ki, Yunan manasýna gelen “Graeculus” lakabýný kazanmýþtý.
Hadrianus, 14 yaþýnda Roma’ya taþýndý ve Roma’nýn güçlü çevrelerinde yükseliþini sürdürdü. Traianus, 98 yýlýnda, henüz 22 yaþýndayken Roma imparatoru oldu. Hadrianus akýl hocasýnýn baþarýlarýndan yararlanarak askeri tribunusluk, praetorluk ve konsüllük gibi çeþitli roller ve görevler üstlendi.
111-112’de Atina’ya yaptýðý bir gezi sýrasýnda Hadrianus belki de en sevdiði görevini kazandý: þehrin resmi baþkaný anlamýna gelen arkhonluk. Dionysos Tiyatrosu’nda bulunan bir yazýta göre, Atinalýlar Hadrianus’a vatandaþlýk verdiler ve onu bu göreve atadýlar. Bu süre zarfýnda Hadrianus, çocukluk tutkusu olan Yunan kültürünün derinlerine dalmakta özgürdü.
Hadrianus, kuzeninin himayesinde olan genç bir asker olarak, Traianus yönetiminde Roma gücünün etkileyici bir þekilde geniþlemesine katkýda bulundu. Ýmparatorluk, Traianus’un 19 yýllýk iktidarý sýrasýnda muazzam ölçüde büyüdü. Dacia’yý (modern Romanya) ve Mezopotamya’nýn uzak topraklarýný kendi imparatorluðuna dahil etti. Traianus 117 senesinde Sicilya’da öldü ve Hadrianus imparator olarak baþa geçti.
Gücünü pekiþtirdikten sonra, 122 senesinde büyük bir imparatorluk gezisine çýktý. Anavataný olan Ýberya’dan baþladý ve doðuya doðru ilerledi. Üçüncü yüzyýl yazarý, Kuzey Afrikalý teolog Tertullianus, imparator Hadrianus’un en büyük arzusunu þöyle tasvir eder: “Her þeyin kaþifi olmak.” Seyahatlerinde kurnaz bir askerin gözleri ile hevesli bir bilginin ilgisini birleþtirir ancak hiçbir yer onu Atina kadar heyecanlandýrmamýþtýr. Kentle ilk karþýlaþmasýnýn þevkini hatýrlayan imparator, Atina’yý seyahat dönüþünde de ziyaret etti. Atinalýlar, seyahat etmekten yorulmuþ imparator nihayet 124 yýlýnda þehre girdiðinde onu ellerinden gelen en iyi þekilde aðýrladýlar.
Platon, Pompeii’deki T. Siminius Evi’nden bir mozaikte öðrencileriyle sohbet eder. MÖ 1. yüzyýlýn sonlarýna tarihlenen eser, Romalýlarýn Yunan kültürüne ve düþüncesine olan yüksek saygýsýný yansýtýyor.
Aþk ve Nefret
Hadrianus’un Atina’ya baðlýlýðý, Romalýlar’ýn Yunanistan’a ve onun klasik kültürüne karþý olan hayranlýðýndan kaynaklanýyordu. Yüzyýllar önce Roma bölgesel bir güç haline geldiðinde, Ýtalyan Yarýmadasý’ndaki Yunan kolonileri ile irtibata geçtiler. Romalýlar, Yunanlardan mitolojilerini ve panteonlarýndan tanrýlarýný ödünç aldýlar.
155 senesinde, Roma Cumhuriyeti saðlam temellere oturmuþ bir güçtü ve Yunan filozoflarý Roma’ya seyahat ederek, Roma düþüncesini derinden etkiledi. MÖ 20 yýlý civarýnda, Augustus, Hadrianus’un varisi olacaðý Roma imparatorluðunu inþa ederken, þair Vergilius, destansý þiiri Aeneas ile birlikte Yunan ve Roma dünyalarý arasýndaki süreklilik duygusunu pekiþtirdi. Vergilius’un kahramaný Troya prensi Aeneas, iþgal edilmiþ olan kentinden kaçar ve liderlik ettiði yurdundan sürülmüþler grubuyla birlikte Ýtalya’ya vararak, burada Roma kentini kurar. Roma’nýn köken hikayesi yeniden ele alan Aeneas destaný, Caesar’ýn Roma’sý ile antik Yunan arasýnda bir baðlantýyý güçlendirmeye hizmet eder.
Atina, Karadeniz’deki Pontus‘un kralý olan VI. Mithradates ile devam eden mücadele neticesinde, MÖ 86’da Romalýlar tarafýndan iþgal edildi. Atina’nýn Roma’ya inatla direnmesi kültürel önyargýlara katkýda bulunmuþ olabilir. MÖ 1. yüzyýlda, Yunan düþüncesinin meþhur olmasý ve yayýlmasý için çok emek veren hatip Cicero, buna raðmen Yunan ulusal karakterini güvenilmez olarak nitelendiren bir aþk-nefret iliþkisinin prizmasýyla Yunanlara bakýyordu. 117’de Traianus, Hadrianus’a geniþleyen bir imparatorluk býrakmýþtý, ki bu imparatorluðun en geniþ sýnýrýydý.
Doðu’da yeni düþmanlar ortaya çýkmýþtý ve Hadrianus, doðu topraklarýný istikrara kavuþturmanýn, bu büyük imparatorluðu yönetmeyi daha kolay bir hale getireceðini düþünüyordu. Yunan dünyasýný anahtar olarak gören Helenistik kültüre olan hayranlýðýnýn, imparatorluk görevleriyle örtüþebileceðini biliyordu. Hadrianus Yunanistan’daki geniþ onurlandýrmalarla, imparatorluðun doðu ve batýsýný birleþtirmeyi istiyordu.
Bütün zamanlar için bir tapýnak
Hadrianus’un ikinci ziyareti sýrasýnda, Atinalýlar geri dönen evladýný ihsanlara ve alkýþlara boðmuþtu. Mart 125’te, þehrin eski ve ihtiþamlý festivali Büyük Dionysia þenliðine baþkanlýk etti. Ancak imparator etkisiz bir rolden memnun deðildi ve kendisine muazzam bir hedef belirledi: þehrin Zeus’a adadýðý bir tapýnak olan Olympos Zeus Tapýnaðý’nýn – Olympieion- tamamlanmasý.
MÖ 6. yüzyýldan itibaren bir tapýnak burada bulunuyordu. MÖ 2. yüzyýlda Büyük Ýskender’in halefleri olan Seleukos krallarý tapýnaðý yeniden inþa etmek için giriþimde bulundular ancak baþarýsýz oldular. Ýmparator Augustus onu ihtiþama kavuþturmak istedi ancak yapamadý. Böylece imparator Hadrianus baþkalarýnýn baþarýsýz olduklarý yerde baþarýlý olmak için harekete geçti.
Hadrianus Olympieion’un ihtiþamda Parthenon’u aþmasýný istiyordu. Yüzün üzerinde, en süslü tür olan Korinth sütununa sahip olacaktý. Onlar Yunanistan’ýn yeniden doðuþunu sembolize etmesi için akanthus yapraklarý ile süslenmiþti. Hadrianus’un kendisi de Romalý Perikles haline gelmiþti.
Cesur mimari vizyonunda Olympieion’u Ilissos Nehri boyunca uzanan yeni bir bölgenin sinir sistemi merkezi olarak resmetti. Yerel seçkinler, derhal imparatorun þevkine katýldýlar ve projeyi desteklemek için güçlerini birleþtirdiler. Onlar, Yunanistan için görkemli yýllarý geleceðine dair beklentilerin ortasýndaydýlar.
128 yýlýndaki üçüncü ziyaretinde imparatora sevgilisi, henüz onlu yaþlarýnýn sonunda ve güzelliði ile ünlü olan sevgilisi Antinous eþlik ediyordu. Ýkili, Demeter ve Persephone mitini temel alan, þehrin seçkinleri tarafýndan tertip edilen gizli bir kült olan Eleusis Gizemlerine davet edildi. Atinalýlarýn misafirperverliklerine doyduktan sonra, Hadrianus Mýsýr’a devam etti. 130’da Antinous, Nil’de süren bir bot gezisi sýrasýnda, gizemli bir þekilde boðuldu. Bir yýl sonra, Hadrianus yas tutarken, Atina’ya son gezisini organize etti ve bütün ilgisini Olympieion’a verdi.
Þehir için yoðun geçen birkaç seneydi. Ýmparatorluðun parasýnda yüzen Atinalýlar, geri dönen hamilerini karþýlamak için, henüz tamamlanmýþ olan Hadrianus Kemeri’de dahil olmak üzere büyük inþaat projelerine giriþmiþlerdi. Yeni tamamlanan Olympieion’daki açýlýþ töreni, Roma dünyasýnýn her yerinden temsilcilerin huzurunda yapýldý. 2. yüzyýlda yazan Pausanias’a göre, Rodos ve Roma heykelleri hariç tüm diðer heykellerin boyutundan daha büyük bir, altýndan ve fildiþinden Zeus heykeline ev sahipliði yapýyordu. Tapýnaðýn Zeus’a adanmýþ olmasý sadece laftaydý: Burasý Hadrianus’un kendisine adadýðý bir kült merkeziydi.
Bu ziyaret sýrasýnda imparator, Atina’yý inþa etme çabalarýnda daha az üretken deðildi. Yedi Roma eyaletinden gelen ve yýllýk toplantýlar ve oyunlar düzenleyecek bir Yunan federasyonu olan Panhellenion’u kurdu. Tarihçiler bu birliðin kültürel ve sembolik olduðunu düþünür. Panhellenikliðin anlamý þüpheli. Hadrianus’un, Yunanlýðý oluþturan þeylere dair kendi fikirleri oldukça romantikleþtirildi. Ayný zamanda Atina’nýn daha önce görmediði kadar büyük bir kütüphanenin inþaatý için emir verdi. Tamamlandýðýnda, depolama için üst galerileri ve içinde bahçeleri ve göleti olan kemerli bir avlusu da vardý.
Hadrianus 132’den sonra bir daha asla Atina’ya geri dönmedi. 138 senesinde Napoli yakýnlarýn öldü. Onun Atina projeleri baþlangýçta belki ondan daha uzun ömürlü olabilirdi ancak onlarda kýsa bir süre sonra çöktüler. Son Panhellenia 250’lerde toplandý ve sonra, 267 senesinde Atina, bir Germen halký olan Heruller tarafýndan yaðmalandý. Bu anýtlarýn pek çoðu yok edildi ve þehir üstünlük ve boyut bakýmýndan küçüldü.
Hadrianus’un ölümünden iki asýr sonra, Roma’nýn kültür merkezi doðuya kaydý ancak bu Hadrianus’un düþündüðünden çok daha uzak bir doðu idi. 330 senesinde imparator Konstantinos, devletin baþkentini Byzantium kentine taþýdý ve kendi onuruna þehrin adýný Konstantinopolis olarak deðiþtirdi. Bu þehir Atina’nýn yerine, Roma Ýmparatorluðu’nun kalbi oldu.
National Geographic. 3 Aralýk 2020.
www.arkeofili.com
Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >