Blog

Eki24

Harput’un Roma Sırrı: Kemerli Gizli Geçit Ziyarete Hazırlanıyor

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  ElazığGeleceğe Miras ProjesiGizli GeçitHarput Kalesiİsmail AytaçRestorasyonRoma DönemiUNESCO



Harput’un Roma Sırrı: Kemerli Gizli Geçit Ziyarete Hazırlanıyor

Elazığ’ın tarihî Harput Mahallesi’nde yer alan Harput Kalesi, Anadolu’nun kesintisiz yerleşim gördüğü ender merkezlerinden biri.

 

www.arkeolojikhaber.com

 

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Elazığ’daki Harput Kalesi’nde, Roma dönemine ait gizli geçidin kazı ve restorasyonu tamamlandı. “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında sürdürülen çalışmalarla, 22 basamaklı merdivenle inilen 15 metrelik bu geçit, kemerli ve tonozlu yapısıyla antik mimarinin seçkin örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Ziyaretçiler için temperli camla koruma altına alınacak geçit, 2026’da turizme açılacak yeni arkeolojik alanların öncüsü olacak.

Bin Yıllık Sır Gün Yüzüne Çıkıyor
Elazığ’ın tarihî Harput Mahallesi’nde yer alan Harput Kalesi, Anadolu’nun kesintisiz yerleşim gördüğü ender merkezlerinden biri. M.Ö. 2500’lere uzanan geçmişiyle Urartu, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı izlerini aynı mekânda barındıran kale, son dönemde yapılan kazılarla tarihsel önemini yeniden hatırlatıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamına alınmasıyla birlikte çalışmaların hız kazandığı kalede, Roma dönemine ait gizli bir geçit gün yüzüne çıkarıldı. Kalenin batı surları arasındaki alanda bulunan geçit, 22 basamakla yer altına inilen 15 metrelik bir koridor oluşturuyor. 2 metre çapındaki geçit, kemerli ve tonozlu yapısıyla Roma mimarisinin teknik zarafetini yansıtıyor.

Harput Kalesi Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç, “2007-2008 yıllarında ilk tespiti yapılan bu geçitte, bu yıl konservasyon ve restorasyon sürecini tamamladık. Artık hem mimari hem de turistik olarak ziyaretçilerin erişimine hazır hale getirdik,” diyor.

Prof. Dr. İsmail Aytaç

Gizli Geçitlerin Stratejik İşlevi ve Mimari Özelliği
Prof. Aytaç, Harput Kalesi’nde tespit edilen dört gizli geçitten birinin Roma dönemine ait olduğunu, diğerlerinin ise farklı dönemlerde kullanıldığını aktarıyor. Bu geçitlerin bir kısmı kalenin hamamından, bir kısmı Meryem Ana Kilisesi’nden ya da burçlardan iç bölümlere bağlanıyor.

“Bu tür geçitler, savaş dönemlerinde kaçış veya savunma amacıyla inşa edilmiştir. Kaybedilen bir savaşın ardından halkın köleleştirilme veya öldürülme tehlikesi vardı. Gizli geçitler, bu olasılıklara karşı inşa edilmiş stratejik sığınaklardır,” diyen Aytaç, Anadolu’daki en eski örneklerin Hitit başkenti Boğazköy’de bulunduğunu hatırlatıyor.

Ancak Harput Kalesi’ndeki Roma dönemi geçidinin kemer-tonoz sisteminin, dönem teknolojisinin olgunlaşmış hâlini temsil ettiğini vurguluyor: “Roma dönemi geçidi, mimari açıdan son derece nitelikli bir örnektir. Gelişmiş taş işçiliği ve mühendisliğiyle, Anadolu’daki askeri mimarinin ulaştığı düzeyi gösteriyor.”

Geleceğe Miras Projesi ile Harput’ta Yeni Dönem
Harput Kalesi, 17 sezondur sürdürülen kazı çalışmalarında her yıl yeni bulgularla tarih sahnesine yeniden çıkıyor. 2024 kazı sezonunda “1000 yıllık sanayi sitesi” olarak adlandırılan alanda yürütülen çalışmaların %85’i tamamlanmış durumda. Bu bölgenin, erken dönem metal ve seramik üretim izleriyle Harput’un ekonomik tarihine ışık tuttuğu belirtiliyor.

Prof. Aytaç, “Gizli geçidin restorasyonunu tamamlayarak ziyaretçilerin erişimine hazır hale getirdik. Şimdi 2026 yılı hedefimiz, bu alanla birlikte sanayi sitesi bölgesini de modern çatı projesiyle ziyarete açmak,” diyor.

Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu ve İl Özel İdaresi’nin sağladığı destekle yürütülen bu çalışmalar, Harput’un UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nden kalıcı listeye geçme potansiyelini güçlendiriyor. Ayrıca restorasyonu süren Fetih Mescidi’nin de 2027 başında ziyarete açılması planlanıyor.

Harput’un UNESCO Hedefi: Turizm ve Bilim Dengesi
Harput, sadece kalenin değil, çevresindeki yapılar, camiler, kiliseler ve müzelerle birlikte bütüncül bir kültürel peyzaj oluşturuyor. Prof. Aytaç’a göre, son yıllarda yapılan bilimsel kazılar ve restorasyon projeleri, bu tarihî mahallenin UNESCO’nun kalıcı listesine dahil edilmesi için umutları artırdı.

2024’e göre ziyaretçi sayısının iki katına ulaştığını belirten Aytaç, “Harput artık yalnızca bir arkeolojik alan değil, yaşayan bir kültürel miras laboratuvarı haline geliyor. Kazıdan çıkan her taş, bölgenin 4 bin 500 yıllık hafızasının bir parçası,” diyor.

Kazı başkanına göre, hem koruma hem erişim odaklı bu yaklaşım, Türkiye’nin arkeolojik miras yönetiminde sürdürülebilir bir model oluşturma hedefiyle de örtüşüyor.

Kazı ekibi

 
İsmail Şen aa
 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için