Blog

Tem14

Honduras’ta Avokado Evcilleştirmeye Dair 11.000 Yıllık Kanıtlar

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AvokadoEl GiganteEvcilleştirmeHonduras



Honduras’ta Avokado Evcilleştirmeye Dair 11.000 Yıllık Kanıtlar

Texas A&M Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde doçent olan Dr. Heather B. Thakar, Honduras’taki El Gigante Kaya Sığınağı’nda avokado evcilleştirilmesinin derin tarihini ortaya çıkaran araştırmalara öncülük ediyor.

 

Begüm Bozoğlu - www.arkeofili.com

 

Honduras’taki bir kaya sığınağında bulunan avokado kalıntıları, bu meyvenin evrimini nasıl şekillendirdiğimize dair çarpıcı bilgiler sunuyor.

El Gigante Kaya Sığınağı, Amerika’da son 11.000 yıla yayılan iyi korunmuş botanik kalıntıları içeren bir grup arkeolojik alandan biri. C: Shelly Leachman, UC Santa Barbara

Günümüzün milyarlarca dolarlık küresel avokado endüstrisi, büyük ölçüde yalnızca bir türe—Hass avokadosuna—dayanıyor. Ancak bu tür tekliği esas alan monokültür yaklaşımı, genetik olarak özdeş bitkilerin hastalıklara ve iklim değişikliğine karşı daha savunmasız olması nedeniyle ciddi riskler taşıyor.

Texas A&M Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde doçent olan Dr. Heather B. Thakar, Honduras’taki El Gigante Kaya Sığınağı’nda avokado evcilleştirilmesinin derin tarihini ortaya çıkaran araştırmalara öncülük ediyor.

Proceedings of the National Academy of Sciences (Ulusal Bilimler Akademisi Bildirileri) dergisinde yayımlanan bir makalede belgelenen çalışma, insanların günümüzün ekonomik açıdan en önemli tarım ürünlerinden birinin evrimini nasıl şekillendirdiğine dair çarpıcı bilgiler sunuyor.

El Gigante’deki avokado kalıntılarıyla yaptıkları çalışmanın, iklim değişikliği karşısında dayanıklılık ve adaptasyon konusunda değerli bilgiler sağladığını öne süren Thakar, “Eski avokado türlerinin genetik çeşitliliğinin büyük bölümü hâlâ Meksika ve Orta Amerika’daki yabani popülasyonlarda mevcudiyetini koruyor” diye belirtiyor.

Thakar’a göre, modern evcilleştirilmiş türlerle birlikte bu yabani popülasyonlardan tohum seçerek yeni avokado türleri geliştirmemiz, yalnızca klonlamaya bel bağlamaya kıyasla değişen koşullara uyum sağlama şansımızı artırabilir.

Nadir bir arkeolojik fırsat

Honduras’ın batı dağlık bölgesinde yer alan El Gigante Kaya Sığınağı, şaşırtıcı derecede iyi korunmuş bitki fosillerine sahip—bu, genellikle organik materyallerin hızla çürüdüğü nemli tropikal iklimlerde oldukça sıra dışı bir durum.

Thakar, “Bitkilerin genelde iyi korunamadığı tropikal bir bölgede, olağanüstü bir şekilde korunmuş bitki fosillerine ve bol miktarda avokado kalıntısına rastlanması gerçekten inanılmaz” diye belirtiyor.

11.000 yılı aşkın süredir bu alan, korunmuş avokado kalıntılarına ev sahipliği yapıyor—bu da araştırmacıların insanların binyıllar boyunca meyvenin gelişimini nasıl etkilediğini izleyebilmesine olanak tanıyor.

Thakar, “Avokado, insanlar için harika bir besin kaynağı; sağlıklı yağlar ve bizim için hayati olan besin öğeleri açısından oldukça zengin. Ancak başlangıçta, son buzul çağında Amerika kıtasında yaşamış dev tembel hayvanlar ve mamutlar gibi eski megafauna türleri için bir besin kaynağı olarak evrimleşmişlerdi” diyor.

Bu megafauna türleri ortadan kaybolduğunda, insanlar ekolojik boşluğu doldurarak avokado ağaçlarını besin değeri daha yüksek hâle gelecek biçimlerde yönetip yetiştirmeye başladılar.

“Geleneksel orman yönetimi uygulamaları aracılığıyla insanlar, daha büyük ve kalın kabuklu avokadoları seçiyorlardı” diyen Thakar’a göre, yaklaşık 7.500 yıl önce, yerli çiftçiler daha besleyici, verimi yüksek ve taşınması daha kolay meyveler üretebilir hâle gelmişlerdi. 

Erken dönem avokado tarımına dair kanıtlar

Ekip, araştırmalarını, El Gigante’deki insan yerleşimi ve avokado yönetimi sürecine dair ayrıntılı bir zaman çizelgesi oluşturmak amacıyla—birçoğu doğrudan avokado çekirdeği ve kabuklarından alınmış—yüzlerce radyokarbon tarihleme verisine dayandırdı.

Avokado çekirdekleri ve kabukları üzerinde yapılan ölçümler, erken dönem Honduraslılarının binlerce yıl boyunca daha büyük ve dayanıklı meyveleri seçtiklerini ve yaklaşık 2.000 yıl önce evcilleştirilmiş türlere ulaşıldığını ortaya koydu.

Bu bulgu, özellikle önemli çünkü avokadonun Honduras’ta mısır, fasulye veya kabaktan bile önce tarıma alındığını gösteriyor—ki bu üçlü, Mezo-amerika tarımının temel ürünleri olarak kabul ediliyor.

El Gigante’deki olağanüstü korunmuş bitki kalıntılarından oluşan bu koleksiyon, kabak ve mısır gibi diğer bitkilerin evcilleştirilme sürecine dair de önemli ipuçları sağladı. Thakar, mısırın gelişine ve bu küresel ölçekte önemli ürünün 4.500 yıllık çeşitlenme ve gelişim sürecine dair ayrıntılı bir yayın üzerinde aktif olarak çalıştığını belirtiyor.

Küresel ölçekte önem taşıyan bir arkeolojik alan

Orta Amerika’da son 40 yılda keşfedilen en önemli arkeolojik alanlardan biri olarak kabul edilen El Gigante, şu anda UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor. Thakar ve ekibi, bu benzersiz alanın belgelenmesi ve korunması için Honduras hükümetiyle iş birliği yapıyor.

Thakar, “Yürüttüğümüz tüm araştırmalar, El Gigante’nin yakın zamanda UNESCO Dünya Mirası alanı olarak aday gösterilmesini desteklemeye yönelik; bu süreç boyunca araştırma desteği, belgelendirme ve uzman görüşleri sunmaya devam ediyoruz” diyor.

El Gigante, üç ila dört metrelik bir tırmanış gerektiren erişimi zor girişi nedeniyle yağmalanmaktan kurtulmuş olsa da, avcılar ve maceraperest ziyaretçilerin bölgede gerçekleştirdikleri gece konaklamaları gibi modern dönem rahatsızlıklara zaman zaman sahne oluyor. Yine de arkeologlar, alanın en derin stratigrafik katmanlarını korumayı başardılar ve böylece paha biçilmez tarihi verilerin bozulmadan günümüze ulaşmasını sağladılar.

Keşfetmenin heyecanı

Thakar için, keşfetmenin verdiği heyecan, yaptığı çalışmaları yönlendiren en önemli motivasyon.

Thakar, “İnsanların geçmişte değişimle başa çıkmak için geliştirdiği yöntemler hakkında çok şey öğrenme fırsatına sahibiz. Yazılı kaynakların bulunmadığı yerlerde arkeoloji devreye girer; geçmişe dair birikimli bilgiyi oluşturarak, bu bilgilerin günümüz krizlerini anlamlandırmakta kullanılmasına katkı sağlar” diye belirtiyor.

Antropolojik bir arkeolog olan Thakar’ın araştırmaları, beşeri bilimler ile doğa bilimlerini bir araya getiriyor; eski bitki kalıntılarını analiz etmek için radyokarbon tarihleme, kararlı izotop analizi ve morfometri gibi yenilikçi yöntemleri entegre ediyor. Çalışmaları yalnızca Honduras’la sınırlı değil—Meksika’nın güneyi, Belize ve Nikaragua’da bitki evcilleştirme ve kültürel bilgi aktarımı üzerine yürütülen projelerde de baş araştırmacı olarak görev alıyor.

Tarımın derin tarihini anlamak

Thakar, yaptığı araştırmaların, insanların bitki evcilleştirme sürecinin ne kadar uzun ve karmaşık olduğunu anlamalarına katkı sağlayacağını umuyor.

Günümüzde tüketilen gıdaların büyük çoğunluğunun evcilleştirmenin bir ürünü olduğunu belirten Thakar,  “Ancak evcilleştirme tek seferlik bir olay değildi; yerel çevrelere olağanüstü biçimde uyum sağlamış, inanılmaz çeşitlilikte bitkilerin ortaya çıkmasını sağlayan uzun bir süreçti. Evcilleştirme sürecini inceleyerek, insan türünü bugün olduğu kadar başarılı kılan antik çeşitliliği ve kültürel bilgileri yeniden ortaya çıkarabiliriz… bu bilgiler, günümüzde tarımsal ürünlerimizi geliştirmek ve gelecekte de varlığımızı sürdürebilmek için kullanılabilir” diyor.


Texas A&M Üniversitesi. 24 Haziran 2025.

Makale: VanDerwarker, A. M., Thakar, H, B., Hirth, K., Domic, A. I., Harper, T. K., vd. (2025).

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için