Blog

Eyl7

İnsanlar 34.000 Yıl Önce Mavi Çivit Boyası Kullanıyordu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  BoyaÇivitDzudzuanaGürcistanİndigotinMaviPaleolitik



İnsanlar 34.000 Yıl Önce Mavi Çivit Boyası Kullanıyordu

Brassicaceae ailesine ait iki yıllık bir bitki olan ve Kafkasya’ya özgü Isatis tinctoria L.’nin (çivitotu) yapraklarından elde edilen bu molekül, öğütme taş aletleri üzerinde bulundu.

 

www.arkeofili.com

 

Bir araştırma ekibi, Üst Paleolitik döneme tarihlenen taş çakıllar üzerinde mavi bir boya bileşiği olan indigotinin varlığını tespit etti.

Eski aletlerde mavi çivit boyası izleri bulundu. C: Longo, L. et al. 2025.

Brassicaceae ailesine ait iki yıllık bir bitki olan ve Kafkasya’ya özgü Isatis tinctoria L.’nin (çivitotu) yapraklarından elde edilen bu molekül, öğütme taş aletleri üzerinde bulundu.

Bulgu, indigotin — indigo olarak da bilinen mavi ikincil bileşiğin — bu kadar eski eserlerde ilk kez tanımlanması oldu. Molekül, Isatis tinctoria yapraklarının hücre vakuollerinden serbest bırakılan doğal glikozit öncülleri ile atmosferik oksijen arasındaki reaksiyonla oluşuyor. Bu da, yenilebilir olmamasına rağmen bu bitkinin yaklaşık 34.000 yıl önce kasıtlı olarak işlendiğini kanıtlıyor.

PLOS One dergisinde yayımlanan bu keşif, erken Homo sapiens’in bitki kaynaklarıyla etkileşiminin karmaşıklığına dair yeni içgörüler sunuyor — yalnızca besin olarak değil, aynı zamanda boya ve tıbbi amaçlar gibi daha sofistike kullanımlar için de. Nitekim Isatis tinctoria’nın hem boyamada hem de tedavide uzun bir kullanım geçmişi bulunuyor.

Venedik Ca’ Foscari Üniversitesi’nden arkeolog Laura Longo, “Bitkileri yalnızca besin kaynağı olarak görmenin ötesine geçerek, bu çalışma onların Homo sapiens’in günlük yaşamının farklı evrelerinde kullanmak üzere bozulabilir malzemelerin dönüştürülmesini içeren karmaşık operasyonlardaki rolünü vurguluyor” diyor.

“Geleneksel çalışmalarda genellikle görünmeyen bitki kaynaklı kalıntıların tanımlanması ilerledikçe, çoklu-analitik yaklaşımımız Üst Paleolitik toplulukların teknolojik ve kültürel inceliğine dair yeni bakış açıları açıyor. Onlar bitkilerin tükenmeyen kaynağını ustaca kullanıyor ve gücünün farkında olarak değerlendiriyorlardı.”

Kafkasya’dan Taş Aletler

Keşif, Gürcistan’daki Kafkasya eteklerinde yer alan Dzudzuana Mağarası’ndan çıkarılan işlenmemiş öğütülmüş taş aletlerin mikroskobik analizleriyle yapıldı. Aletler, 2000’lerde Harvard Üniversitesi’nden Ofer Bar-Yosef, Gürcistan Ulusal Müzesi’nden Tengiz Meshveliani ve Nino Jakeli, Kudüs İbrani Üniversitesi’nden Anna Belfer-Cohen yönetiminde yürütülen kazılarda yaklaşık 34.000 yıl öncesine tarihlenen bir tabakadan çıkarıldı.

Taş koleksiyonu, Tiflis’teki Gürcistan Ulusal Müzesi’nde Ca’ Foscari Üniversitesi’nden arkeolog Laura Longo tarafından incelendi ve örneklendi. Longo, bilim insanı Elena Badetti ile birlikte bu çalışmayı İtalya Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı’nın (MAECI) desteğiyle yürüttü.

Örnekleme, daha sonra ileri analitik yöntemlerin kullanılmasına imkân tanıyacak katı bir protokole göre Ana Tetruashvili (Avrupa Üniversitesi, Tiflis) tarafından yapıldı.


Taş aletler üzerindeki mavi mikro parçalar. C: Longo, L. et al. 2025.

Bitki Kalıntılarının Keşfi

Araştırma başlangıçta taş aletlerin işlevini anlamaya odaklandı. Daha sonra, yaprak gibi bitki materyalleriyle uyumlu, yumuşak ve nemli malzemelerin mekanik olarak işlendiğine dair izler ortaya çıktı. Çeşitli mikroskobi teknikleriyle (optik ve konfokal) yapılan ileri incelemeler, nişasta tanelerinin yanında bazen lifli görünen mavi kalıntılar ortaya çıkardı. Bu kalıntılar özellikle aletlerin aşınma izleri taşıyan bölgelerinde yoğunlaşmıştı.

Mavi renkli kalıntıların doğasını belirlemek için araştırma ekibi Raman ve FTIR spektroskopisi gibi ileri mikrospektroskopik teknikler kullandı. Bu analizler, arkeolojik kalıntıların bir kısmında indigotin kromoforunun varlığını doğruladı.

Açık Hipotezler: Tıbbi ya da Boya Kullanımı mı?

Mavi renkten sorumlu molekül belirlendikten sonra yeni bir soru ortaya çıktı: Bu kalıntılar taş aletlerin çalışma yüzeyleriyle nasıl ve neden ilişkilendirildi?

Araştırma ekibi bu noktada taşların gözenekliliğini inceledi — biyojenik kalıntıları tutma ve koruma kapasiteleri için kritik bir faktör. Analizler, Elettra Sincrotrone Trieste’deki SYRMEP ışın hattında senkrotron radyasyonu kullanılarak yapıldı. Hem arkeolojik aletlerden alınan mikroskobik parçalar hem de deneysel replikalardan elde edilen daha büyük örnekler mikro-BT tomografisiyle analiz edildi. Sonuçlar, mikrometrik kalıntıları tutmaya uygun gözeneklerin varlığını doğruladı.

Bunun üzerine Ca’ Foscari ekibi bir dizi tekrarlayıcı deney tasarladı. Öncelikle Dzudzuana’daki tarihöncesi insanların kullandığına benzer ham taş malzemeler toplandı. Çakıllar, mağaranın hemen altından akan Nikrisi Nehri’nden Nino Jakeli tarafından alındı. Daha sonra kontrollü deneylerde lif üretiminde kullanılan bitkiler (örneğin kabuk lifleri) ve indigotin üretebilecek potansiyele sahip bitkiler mekanik olarak işlendi.

Bu deneyler, çivitotu hasat mevsiminde, Verona yakınlarındaki Corte Badin’de üç yaz boyunca yürütüldü. Burada Isatis tinctoria, Giorgio Bonazzi’nin tam desteğiyle yetiştirildi ve seçilmiş çakıllarla işlendi. Ortaya çıkan malzemeler, kullanım aşınma izlerinin ve özellikle bitki kalıntılarının tanımlanmasını sağlayan bir referans koleksiyon oluşturmak için kullanıldı.

Bu dikkatli ve yenilikçi yaklaşım, Paleolitik dönemde bitki bazlı bileşiklerin erken kullanımını aydınlatmada temel bir adım oldu ve tarihöncesi insan gruplarının karmaşık davranışlarına dair yeni perspektifler açtı.


Ca’ Foscari University of Venice. 2 Eylül 2025.

Makale: Longo, L., Veronese, M., Cagnato, C., Sorrentino, G., Tetruashvili, A., Belfer-Cohen, A., … & Hardy, K. (2025).

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için