Blog

Haz17

İnsanlarda Diğer Türlere Kıyasla Üreme Eşitsizliği

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Çok EşlilikMemelilerTek EşlilikÜreme



İnsanlarda Diğer Türlere Kıyasla Üreme Eşitsizliği

Araştırmacılar, insanların hiçbir şekilde istisnai olmadığını, yalnızca başka bir benzersiz memeli türü olduğunu buldu.

Elifnur Bingöl - www.arkeofili.com

Çalışma, insan ebeveynlerinin günlük davranışlarının ve çocuk yetiştirme alışkanlıklarının diğer memelilerden çok farklı olmadığını öne sürüyor.


C: Public Domain

Modern toplumda, bir ebeveyn kızını dans kursuna götürmeden önce akşam yemeğini hazırlayabilir, böylece diğer ebeveyn oğlunu futbol antrenmanından almadan önce egzersiz yapabilir. Uzaktan bakınca, işleri başlarından aşkın, ortak ebeveynliği benimsemiş ve tek eşli ilişkilerinde her şeyi el ele yapan bir çift gibi görünüyorlar.

Bu kişiler, dünyada yaşayan diğer memelilerden farklı olarak evrimleşmiş bir toplumun parçası olduklarını düşünebilirler. Ancak araştırmacılar, günlük davranışlarının ve çocuk yetiştirme alışkanlıklarının; avlanan, yiyecek arayan, çocuklarını yetiştiren ve onlara bir şeyler öğreten diğer memelilerden çok farklı olmadığını öne sürüyor.

Kaliforniya Üniversitesi’nde antropoloji profesörü ve yeni çalışmanın ilgili yazarı Monique Borgerhoff Mulder, “Uzun zamandır insanların diğer memelilere kıyasla istisnai ve eşitlikçi bir tür olduğu öne sürülüyordu.” diyor. Ancak Mulder, bu istisnai durumun abartılmış olabileceğini söylüyor.

“İnsanlar, tek eşli ilişkiler içinde yaşayan memelilere ve bir dereceye kadar, üreyen bireylerin yavrularını yetiştirmek için başkalarının yardımına güvenmek zorunda oldukları işbirlikçi yetiştiriciler olarak sınıflandırılan memelilere benziyor.” diyor.

Dünyanın dört bir yanındaki çeşitli kurumlarla çalışarak 100’den fazla araştırmacının yer aldığı UC Davis öncülüğünde yürütülen araştırma, ürettikleri yavru sayısına odaklanarak, insan erkeklerinin diğer memeli erkeklerden daha eşitlikçi olup olmadığını inceleyen ilk çalışma.

“Reproductive inequality in humans and other mammals”(“İnsanlarda ve diğer memelilerde üreme eşitsizliği”) makalesi, Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler Kitabı’nda yayımlandı.

Araştırmacılar, hem geçmişten hem de modern zamandan olmak üzere dünyanın birçok yerinden 80.223 kişiden oluşan 90 insan nüfusundan veri topladı. Kadın ve erkek kayıtlarını, 45 farklı insan olmayan ve serbest dolaşan memelinin yaşam boyu verileriyle karşılaştırdı.

Araştırmacılar, insanların hiçbir şekilde istisnai olmadığını, yalnızca başka bir benzersiz memeli türü olduğunu buldu. Ayrıca, eski UC Davis yüksek lisans öğrencisi ve şimdilerde Max Planck Enstitüsü’nde Antropoloji Bölümü’nde olan ilk yazar Cody Ross, “İnsanlarda ve insan olmayanlarda üreme eşitsizliğini aynı belirleyicileri kullanarak oldukça başarılı bir şekilde modelleyebiliriz.” diyor.

Çok Eşli Toplumlarda Eşitlikçilik

Beklenmedik bir şekilde araştırmacılar, özellikle kadınlara odaklandıklarında, çok eşli evliliğe izin veren toplumlarda, tek eşli evliliğin hüküm sürdüğü toplumlardan daha fazla üreme eşitliği olduğunu keşfetti. Erkeklerin aynı anda birkaç eşle birlikte olduğu çok eşli sistemlerde kadınlar arsa, yiyecek ve barınak gibi kaynaklar ve ebeveynlik yardımı konusunda daha eşit erişime sahip olma eğiliminde. Bunun nedeni, kadınların veya ebeveynlerinin onlar adına, paylaşacak daha fazla kaynağa sahip zengin erkeklerle çok eşli evlilikleri tercih etmesi.

Araştırmacılar çalışmalarında başka bir şey daha gözlemledi.

Borgerhoff Mulder, “Çalışma, tek eşli çiftleşmenin (ve evliliğin) kadınlar arasında önemli eşitsizliklere yol açabileceğini gösteriyor.” diyor. Araştırmacılar, tek eşliliğin tarım ve piyasa ekonomilerinde uygulandığında, bu tür ekonomilerde zenginlikteki büyük farklılıklardan dolayı, çiftlerin ürettiği çocuk sayısındaki büyük farklılıklara neden olduğunu buldu.

İnsanlar nasıl farklılık gösterebilir?

Erkeklerin diğer hayvanlara kıyasla nispeten eşitlikçi olması, çocuk yetiştirme yaklaşımımızı yansıtıyor. Araştırmacılar, insan çocuklarının hem annelerin hem de babaların sağladığı bakıma ve kaynaklara büyük ölçüde bağımlı olduğunu, bunun diğer memelilerde olağandışı ancak hiç bulunmayan bir etken olmadığını söylüyor.

New Mexico Üniversitesi’nden araştırmacı Paul Hooper, her ebeveynin yavrularına, uzun çocukluk dönemi boyunca farklı ve genellikle değiştirilemez kaynaklar ve bakım sağlamasını içeren bu durumun tamamlayıcı doğasının önemli olduğunu ve bazı büyük insansı maymunlarda görülen devasa üreme değişkenliği göstermememizin nedeni olabileceğini söylüyor.

Ancak bu çıkarımları desteklemek için antropologların daha fazla deneysel veriye ihtiyacı var. Borgerhoff Mulder, “Kısacası, iki ebeveynli bakımın önemi modelimizle uyuşuyor ancak daha fazla teste ihtiyacımız var.” diyor.


UC Davis. 22 Mayıs 2023.

Makale: Ross, C. T., Hooper, P. L., Smith, J. E., Jaeggi, A. V., Smith, E. A., Gavrilets, S., … & Mulder, M. B. (2023).

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için