Blog
Irak’ta Zerdüşt Tapınağının Yanında 1.500 Yıllık Kilise Bulundu
Zerdüştlerin başka inançlarla yan yana yaşadığı tek yer burası da değildi. Günümüz Gürcistan’ında ortaya çıkarılan 2.000 yıllık bir kutsal alan da Zerdüştlükle başka dinlere ait unsurların bir arada bulunduğunu gösteriyor.
www.arkeofili.com
Gürcistan’daki 2.000 yıllık saray ve Irak’taki 1.500 yıllık kilise, Zerdüştlerin başka dinlere mensup topluluklarla birlikte yaşadığını gösteriyor.

Gird-î Kazhaw arkeolojik alanı, Irak’ta, günümüz Bestansur köyü yakınlarında bulunuyor. C: Institute of Archaeological Sciences, Goethe University Frankfurt
Yeni bir çalışmaya göre yaklaşık 1.500 yıl önce, Kuzey Irak’ta erken dönem Hıristiyan keşişler ile Pers dini olan Zerdüştlüğün mensupları çatışma olmadan yan yana yaşıyordu.
Zerdüştlerin başka inançlarla yan yana yaşadığı tek yer burası da değildi. Günümüz Gürcistan’ında ortaya çıkarılan 2.000 yıllık bir kutsal alan da Zerdüştlükle başka dinlere ait unsurların bir arada bulunduğunu gösteriyor. Başka bir çalışmanın incelediği bu kutsal alan, farklı inançların karışımını barındırıyor.
Birlikte ele alındığında bu bulgular, Zerdüştlüğün 1.000 yıldan fazla süreyle Pers imparatorluklarını yöneten hanedanların resmi dini olmasına rağmen, çoğu zaman diğer dinlerle barışçıl biçimde yan yana var olduğunu gösteren yeni kanıtlar sunuyor.
Irak’taki bulguda, Friedrich-Alexander Erlangen-Nürnberg Üniversitesi’nden arkeolog Alexander Tamm ile Goethe Üniversitesi Frankfurt’tan Dirk Wicke liderliğindeki ekip, Gird-î Kazhaw alanındaki bir yapı kompleksinin kalıntılarını inceledi.
Araştırmacılar, gömülü taş sütunlar ve diğer mimari unsurlar sayesinde, 2015’te keşfedilen bu yapı kompleksinin, Hıristiyan manastırının merkezinde yer alan bir kilise olduğunu tespit etti. Manastır yaklaşık MS 500 civarında inşa edilmişti. Bu da, açıklamada belirtildiği üzere, burası için “ilk Hıristiyan yapı” olması nedeniyle “büyük bir sürpriz”di.
Ekip ayrıca, üzerine erken dönem Hıristiyan haçı işlenmiş büyük bir kabın gömülü parçalarını da ortaya çıkardı. (Roma İmparatorluğu’nun Hıristiyanlığı 4. yüzyılda yasallaştırmasına kadar haçlar Hıristiyan sembolü olarak nadiren kullanılıyordu.)
Yine de yeni incelenen bu Hıristiyan manastırı, Zerdüştlük inancının uygulandığı Sasani Perslerine ait bir tahkimatın sadece birkaç metre uzağında yer alıyor. Açıklamaya göre, bu iki yapının birbirine bu kadar yakın olması, Hıristiyanlar ve Zerdüştilerin aynı yerde barış içinde yan yana yaşadığını gösteriyor.

Toprak altında bulunan sütunlar, bölgede yaklaşık 1500 yıl önce bir Hristiyan kilisesi ve manastırının bulunduğunu gösteriyor. C: Institute of Archaeological Sciences, Goethe University Frankfurt
Rakip imparatorluklar
Arkeoloji ekibi, o dönemde Hıristiyanlığın, MS 380’de İmparator Theodosius’un Selanik Fermanı ile resmi din ilan edildiği Roma İmparatorluğu’nun sınırlarının ötesine yayıldığını belirtiyor.
Romalılar ve daha sonra Bizanslılar, Perslerin çoğu zaman rakibi, zaman zaman da müttefikiydi. Ancak Hıristiyanlık adlı yeni din, Persler arasında da yayılıyordu. Açıklamada, “Bir kilise binasının MS 5. ila 6. yüzyıla tarihlenmesi bölge için olağan dışı değil” deniyor. “Kuzey Suriye ve Kuzey Mezopotamya’da benzer yapılar var.”
Gürcistan’da “gösterişli” tapınak
Kuzey Irak’taki bulgular, Gürcistan’daki Dedoplis Gora’da, “gösterişli” bir tapınak kompleksinin içinde yer alan yaklaşık 2.000 yıllık bir kutsal alanla ilgili yeni ayrıntıların ortaya çıktığı sırada geldi. Burası, Gird-î Kazhaw’ın yaklaşık 600 kilometre kuzeyinde yer alıyor.
Dedoplis Gora, o dönemde bağımsız Kartli Krallığı sınırları içinde bulunuyordu. Ancak bölge Akhamenid Pers İmparatorluğu’nun etkisi altındaydı ve burada Zerdüştlüğün uygulandığına dair kapsamlı kanıtlar var.

Arkeologlar Irak’ta Hristiyan haçıyla süslenmiş büyük bir çömleğe ait parçaları ortaya çıkardılar. C: Institute of Archaeological Sciences, Goethe University Frankfurt
Tiflis’teki Gürcistan Üniversitesi’nden arkeolog David Gagoshidze’nin American Journal of Archaeology dergisinin Ocak 2026 sayısında yayımlanan çalışmasına göre, “Kartli kralları, yerel Gürcü gök cisimleri kültleriyle birleşmiş İran (Zerdüşt) tanrılarına tapıyorlardı.” Çalışma, Dedoplis Gora sarayındaki ve farklı dini geleneklere ait üç kutsal mekâna odaklanıyor.
Bir kutsal alanda, Zerdüştlük ritüelleri, “Dedoplis Gora sarayının sürekli sakinlerinin her gün kurban sunduğu ve dua ettiği” bir sunak üzerinde icra ediliyordu. Başka bir odada ise, burada bulunan küçük heykelciklere dayanarak” “sarayın asil sahipleri” Yunan tanrısı Apollon’a ait kültü icra ediyordu.
Son olarak, üçüncü bir odada, görünüşe göre “sinkretik” (yani birden fazla dini geleneği birleştiren) bir ritüel çerçevesinde “verimlilik, tarım ve hasatla” ilişkili yerel bir kültün ritüelleri gerçekleştiriliyordu.
Zerdüştlüğün tarihi
Çalışmalar, Perslerin resmi dini olan Zerdüştlüğün genel olarak diğer inançlara karşı hoşgörülü olduğunu gösteriyor. Ancak geç Sasani döneminde, Hıristiyanlık ya da Maniheizm (peygamber Mani merkezli, artık ortadan kalkmış bir Pers dini) gibi rakip dinlerin takipçilerine yönelik baskıların da yaşandığı biliniyor.
Zerdüştlük, yaklaşık 3.500 yıl önce yaşadığı düşünülen Pers peygamberi Zerdüşt’ten (Yunanca’da Zoroaster) adını alıyor ve başlıca sembolü ateş olan “Bilge Rab” Ahura Mazda’ya tapınmaya dayanıyor. (“Böyle Buyurdu Zerdüşt” ifadesi, 19. yüzyıl Alman filozofu Friedrich Nietzsche’nin, Zerdüşt’ü kendi fikirlerine ses veren kurgusal bir karakter olarak kullandığı kitabının adıdır; Nietzsche Zerdüşti değildi.)
Zerdüştlük, Sasani İmparatorluğu’nun 7. yüzyılda İslam tarafından fethedilmesinden sonra İran’da (eski Pers topraklarında) keskin biçimde geriledi ve bugün dünya çapında yalnızca yaklaşık 120.000 Zerdüşt inananı kaldığı tahmin ediliyor.
Live Science. 23 Aralık 2025.


Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >