Blog

May16

Kayalardaki Üçgen Şekiller Erken İnsanlar Hakkında Ne Anlatıyor?

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AmmoglifBlombos mağarasıHomininKaya SanatıPaleoartPleistosen



Kayalardaki Üçgen Şekiller Erken İnsanlar Hakkında Ne Anlatıyor?

Güney Afrika’daki bir kayalık alanda, homininler tarafından kayalara kazınmış olduğu düşünülen desenler keşfedildi. Araştırmacılar, bu desenlerin, erken insanlar hakkında neler anlatabileceğini anlamaya çalışıyor.

Bulunan iki üçgen şekilden daha büyük olanı. Ölçek, 10 santimetreye denk geliyor. C: Charles Helm

 

2.6 milyon yıl önce başlayan ve 11.700 yıl önceye kadar süren Pleistosen Çağ, hominin atalarımız için kritik bir öneme sahipti.

Homo sapiens ilk kez bu çağda, yaklaşık 200.000 yıl önce evrimleşti. Daha sonra Pleistosen’in son döneminde atalarımız, bilişsel karmaşıklığa dair izler sergilemeye başladılar: Diğer gelişmelerin yanında daha karmaşık aletler yaptılar, deniz ürünlerini toplamaya başladılar, boyalar ve yapıştırıcılar kullandılar, nesnelerin üzerine geometrik desenler oydular ve kabukları ipe boncuk gibi dizdiler.

Bu eski insanlardan bazıları, günümüz Güney Afrikası’nın Güney Cape Sahili’nde yaşadı ve bu sahil boyunca seyahat etti. Bu alanı iskan eden birçok hayvan gibi onlar da aeolianitlerde, kumlu yüzeylerin katılaşmış kalıntılarında izlerini bıraktı: Bu yüzeylerin en yaşlıları yaklaşık 400.000, en gençleri ise yaklaşık 35.000 yaşında. Araştırma ekibinin keşfettiği, hominin izlerine rastlanan, Güney Cape Sahili’nde konumlanan ve Brenton-on-Sea olarak adlandırılan alan; yaklaşık 90.000 yıl önceye ait 40 insan ayak izi içeriyor. O zamandan beri ekip, homininlere ait izlerin bulunduğu üç alan daha keşfetti. Cape’in doğu ve batı sahillerinde daha önce keşfedilenler de göz önüne alınınca Güney Afrika’da hominin izlerini içeren Pleistosen Çağ alanlarının toplam sayısı altıya çıkıyor.

Bu kayalık yüzeyler, atalarımızın yalnızca nerede veya nasıl yürüyüp koştuğunu göstermiyor; aynı zamanda nasıl yiyecek aradıklarını, taş aletlerini kaybettiklerini ve kumlarda desenler bıraktıklarını da gösteriyor. Ekibin bulduğu desenler; daireler, çentikler, pervane şekilleri ve hatta vatozu andıran kumdan bir figürden oluşuyor. Ekip; bu keşiflerini aktardıkları makalede, insanlar tarafından oluşturulan ve günümüzde kayalar üzerinde görülebilen desenleri tanımlamak için “ammoglif” terimini kullanıyor.

Ekip, ammoglif olduğuna inandıkları üçgen şeklinde iki yeni desen keşfetti. Bu, Güney Afrika sahil şeridinin, insan atalarımızın tamamıyla modern hale geldikleri yer olduğunu kanıtlıyor. Atalarımız burada, günümüzde bizi tanımlayan karmaşık biliş sistemini geliştirdiler.

Görünüşe göre bu alanın kumulları ve sahilleri; tıpkı bugün bizim sahillere desenler çizmekten veya çocuğumuzla kumdan kaleler yapmaktan keyif aldığımız gibi, atalarımızın da izlerini bırakabilecekleri muazzam bir kum tuvali oluşturmuş. Doğru yere bakıldığında görülebilecek bu yüzeyler, şimdi incelenmeyi ve yorumlanmayı bekliyor.

Sürpriz Keşifler

Bu en yeni keşif, 2019’da yapıldı. Araştırma ekibinin üç üyesi; suyun çekildiği bir dönemde, kayalık ve ıssız bir kıyı şeridinde incelemeler yaptı, hominin izleri içeren yeni açığa çıkmış alanları arıyorlardı. Bir kaya yığınına güçlükle tırmanıp yukarı baktıklarında gözlerine inanamadılar. İleride, yukarıdaki falezlerden aşağı yuvarlanmış büyük bir kayanın üstünde, neredeyse mükemmel bir açıortaya sahip ikizkenar bir üçgen oluşturan bir dizi doğrusal çentik bulunuyordu.

İkizkenar üçgen ile bu üçgene ait açıortayı gösteren desenin fotogrametrisi. (Yatay ve dikey ölçekler metre cinsinden gösterilmiştir.)

 

Üçgenin kenarlarının uzunluğu bir metreye yakındı. Araştırmacıların aklına gelen ilk soru, bu desenin modern bir grafiti olup olmadığıydı. Neyse ki bu ihtimal kolayca elendi; alttaki kaya katmanlarının bozulmasından anlaşıldığı üzere bu üçgen figür, yüzey henüz kaya değil kumken oluşturulmuştu.

Ekip, bu alanı belgeledi ve fotogrametride kullanıp üç boyutlu dijital fotoğraflar elde etmek üzere alanın fotoğraflarını çekti.

Birkaç hafta sonra alana tekrar giden ekip, ilk keşfettikleri kayanın hemen yanında ona benzeyen fakat daha küçük bir kaya keşfedince şaşkına döndü. Bu kaya da üçgen bir şekil içeriyordu fakat bu, dik açılı denebilecek bir üçgendi. Muhtemelen diğeriyle aynı zemin yüzeyinden gelmişti. Gelgit ile yükselen suların bu kayayı tersine çevirmesi, ekibin alanı ilk ziyaretinde göremediği bu kayayı diğer ziyaretinde keşfetmesini sağlamıştı.

Makalede irdelenen bu üçgen şekiller, büyük ihtimalle birer ammoglif’ti. Yaklaşık 2 kilometre doğuda yer alan, coğrafi olarak bağlantılı, tarihi belirlenmiş alan; 130.000 ila 80.000 yıllık bir yaş aralığı sağlıyor ancak bu ammogliflerin tam olarak ne zaman yapıldığı henüz bilinmiyor. Tarihleme çalışmaları için kaya numuneleri gönderen ekip, sonuçları kısa sürede elde etmeyi umuyor.

Paleoart

Üçgen şekillerin bulunduğu alan, Blombos Mağarası’na oldukça yakın. Bu alan, “paleoart” bakımından uluslararası üne sahip. Paleo-art, Paleolitik dönemde aşı boyası kullanılarak renklendirilen oymalar ve soyut çizimler ile özetlenebilir.

Blombos Mağarası’ndaki gravür desen, şimdiye dek sayısız uzman tarafından çeşitli yaklaşımlar kullanılarak incelendi. Desenin bir dizi üçgeni içerdiği kabul ediliyor. Keşfedilen ve tanımlanan ammoglifler, bu desenin eşi benzeri görülmemiş büyük ölçekli bir versiyonunu temsil ediyor olabilir mi? Ne de olsa atalarımız için bir çubuk yardımıyla kum üzerine kocaman bir desen çizmek, uzun mesafeler katederek bir mağaraya varana kadar yanlarında aşı boyasını taşıyıp daha sonra titizlikle gravür üzerinde çalışmaktan çok daha kolay olmalıydı. Şimdilik, daha çok örnek bulunana dek, bu merak uyandırıcı fikir bir varsayımdan ibaret kalacak.

Aynı zamanda antik sanat kaydının bu tür keşifler ile daha da derinleşeceğini düşünmek fazlasıyla heyecan verici! Paleoart örnekleri, artan zamansal mesafe nedeniyle daha az rastlanır hale geldi çünkü kemik, tahta ya da kaya kullanılarak oluşturulan sanat eserleri, diğerlerinden (örn. taş) çok daha çabuk bozuluyor. Bazı araştırmacılar, kim bilir ne kadar antik sanatın dayanıksız materyaller ile oluşturulduğunu ve dolayısıyla arkeolojik kayda dahil olmadan yitip gittiğini düşünerek yas tutuyorlar.

Güney Afrika’nın Güney Cape Sahili’nde muhtemel ammogliflerin ortaya çıkması, yas tutmak için erken olduğunu gösteriyor olabilir. Kumun, paleoartı muhafaza eden bir sanat aracı olarak diğer materyallere eklenmesi, insan kökenlerinin anlaşılması bakımından değeri bilinmesi gereken beklenmedik bir gelişme!

 

www.arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için