Blog

May3

Mezoamerika’da Binlerce Yıllık İletişimin Karmaşıklığı Netleşiyor

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Bilişimsel İletişimMeksikaMezoamerikaOrta AmerikaYazıYönetim



Çalışmanın sonuçları, tarih öncesi toplumların kolektif bilişimsel becerilerinin ele alındığıJournal of Social Computingdergisinin özel bir sayısında yayımladı.

Eilfnur Bingöl - www.arkeofili.com

Uzun bir süredir antropologlar, yazılı bir dilin karmaşık veya ‘ileri’ bir toplumun ayırt edici özelliği olduğuna inanıyorlardı.

Palenque’deki Saray. C: Linda M. Nicholas, Field Museum

Sömürge öncesi Mezoamerika toplumları üzerine yapılan yeni bir araştırma, büyük bir nüfusa ve karmaşık bir yönetime sahip bir toplumun, yazı sistemi olmadan da var olabileceğini gösteriyor. Bununla birlikte, yazı sistemlerine sahip toplumlar, olmayanlara göre daha az eşitlikçi olma eğilimindeydi.

Bir toplum ne kadar kalabalık ve “uygar” olursa, iletişimlerinin de o kadar karmaşık olacağı konusunda uzun süredir devam eden bir fikir birliği var, ancak bu varsayım düşünülenden daha derin olabilir.

İspanyol öncesi Mezoamerika’da 3.000 yıldan uzun bir süredir paylaşılan bilgilerin yazılı ve diğer farklı yollarla kaydedilmiş bulgularını sistematik olarak inceleyen iki arkeolog, bilişimsel iletişimin karmaşıklığını belirlemede yönetimin, nüfustan daha etkili bir faktör olduğunu öne sürüyor.

Çalışmanın sonuçları, tarih öncesi toplumların kolektif bilişimsel becerilerinin ele alındığıJournal of Social Computingdergisinin özel bir sayısında yayımladı.

Boston Üniversitesi’nde Arkeoloji, Antropoloji ve Latin Amerika çalışmaları doçenti ve genel eğitim sorumlusu olan yazar David M. Carballo, “Günümüz Meksika ve Orta Amerika’sının büyük bir kısmını kapsayan Mezoamerika, diğer yazılardan etkilenmeden yazı sisteminin el değmemiş gelişimini yaşayan dünyadaki nadir yerlerden biri olarak kabul ediliyor.” diyor.

Carballo’ya göre, Mezoamerika’nın Avrasya’dan MÖ 1500’den MS 1520’ye kadar coğrafi olarak kopuk olması onu, özellikle farklı yaklaşımlara sahip komşu kültürel toplumlarda yazının ve diğer bilişimsel iletişimin nasıl gelişebileceğini ya da gelişemeyeceğini gösteren benzersiz bir örnek yapıyor. Chicago’dakiField Museum of Natural History’de MacArthur Mezoamerika, Orta Amerika ve Doğu Asya Antropolojisi Bölümü Küratörü Gary M. Feinman ve Carballo, ilk olarak 30 yerleşimdeki, daha sonra altı bölgedeki ve son olarak bir bütün olarak Mezoamerika’daki 10 özel iletişim alışkanlığı ile toplumun nüfusu arasındaki ilişkiyi inceledi.

Feinman, “Orta Amerika’daki nüfusun yoğun olduğu 30 bölge sistematik olarak incelendiğinde, yazma dâhil olmak üzere bilişimsel iletişimin varlığı ve uygulanması ile sosyal karmaşıklık arasında bir ilişki olsa da, kentsel nüfus ve siyasi kontrol alanı açısından bakıldığında düz, doğrusal bir ilişki olmadığı görülüyor.” diyor. “Buna karşılık, sosyopolitik örgütlenmenin diğer noktaları (insanların nasıl örgütlendiği, siyasi seçkinler arasındaki ve liderler ve takipçiler arasındaki ilişkilerin doğası gibi) iletişim ve yazı üzerinde doğrudan bir etkiye sahipti.”

Otokratik hükümdarlar ve krallar tarafından yönetilen bölgelerdeki bilişimsel iletişim oldukça detaylıydı ancak çoğunlukla hükümdarın erdemlerini diğer seçkinlere ya da nüfuz sahibi insanlara överken kullanılıyordu çünkü okuryazarlık oranı genel olarak düşüktü. Konseyler ya da güç dağılımına sahip diğer daha “kolektif” araçlar tarafından yönetilen bölgelerin bilişimsel iletişimleri genellikle daha az detaylıydı; tarım, dini törenler ve pazar dönemleriyle ilgili yıllık takvim sistemleri gibi konular vardı. Ayrıca bu daha az detaya sahip yaklaşımlarda, daha çok sembolik anlatıdan yararlanılıyordu böylece halkın okuryazarlık düzeyinden bağımsız olarak konuşulan diller arasında verilen bilgi anlaşılabiliyordu.

Feinman, “Bu, ‘Ya insanlar bir araya gelmiş sonra da iletişim kurmanın bir yoluna ihtiyaç duymuş böylece teknoloji sihirli bir şekilde gelişip, yayılmış işte’ gibi bir olay değil.” dedi. “Süreç çok daha değişken, karmaşık ve insanların nasıl yönetildiğine ve sonuçta ortaya çıkan iletişimlere bağlı.”

Bu nedenle çalışmaları, 2018 ve 2020’de yayınlanan diğer iki model tarafından öne sürülen daha doğrusal bir ilişkiden ayrılıyor. 2020 yılının sonuna doğru Santa Fe Enstitüsü konferansı kapsamında Feinman ve Carballo, bu ilişkiyi küresel ölçekte ana hatlarını belirleyen ancak farklı zamansal ilişkilere ve daha küçük sayıl birimlere sahip iki deneysel ve kültürler arası modeli değerlendirdi. 2018 ve 2020 yayınlarında Seshat’tan bölgesel ölçekte deneysel birimler kullanılmıştı.

2018 modelinde toplumsal ölçek ile iletişimdeki gelişmeler arasında doğrusal bir ilişki kurulurken, 2020 modelinde daha detaylı bir zaman ölçeği kullanılarak nüfusun arttığı bu yüzden daha gelişmiş bir iletişime ihtiyaç duyulduğu aralıklı ve aşamalı bir ilişki kurulmuştu. Toplumun nüfusundaki ve karmaşıklığındaki artış, biri tekrardan öne çıkıp, diğerini beraberinde getirene kadar zaten birbirini tamamlıyor.

Carballo, bariz farklılığa rağmen daha az el değmiş Mezoamerika iletişiminin değerlendirilmesinin, daha küresel modelleri geçersiz kılmadığının altını çiziyor.

“Bu araştırma, üst düzey bilişimsel modelleyiciler ile ince kültürel ayrıntıları inceleyenler arasında yapılan kapsamlı disiplinlerarası bir çalışma. Ayrıntılar içinde boğuluyoruz gerçekten. Modelleyicilere ‘bu değişkenler biraz basit görünüyor, siyaset bağlamında birbiriyle nasıl alakalı olduklarını anlamamız gerek’ diyebiliyoruz mesela.”

Feinman da benzer şeyler söylüyor. “Teknolojinin kültürel sistemin içine yerleştiği bir örnek görüyoruz ve bu ilişki her yerde geçerli olmayabilir.” diyor. “Bu, modelin tamamen yanlış olduğu anlamına gelmiyor, bilakis aşamalı model konusunda az da olsa bir dayanak oluşturuyor, ancak çalışmamız tarihin ne kadar karmaşık olduğunu gözler önüne seriyor. Demografik ve konumsal ölçek ne kadar birbirleriyle bağlantılı olsalar da bilişimsel iletişim ortamındaki zaman/mekân çeşitliliğini tek başına belirleyemiyorlar.”

Carballo ve Feinman yönetimin Mezoamerika’da ve yaşamın diğer yönleriyle olan ilişkilerinde nasıl ve neden bu kadar değiştiğini araştırmaya devam etmeyi planlıyor.

Carballo, “Elli yıl önce çoğu bilim insanı, özellikle Avrupa dışındaki modern öncesi siyasi birimlerin, ekonomiye doğrudan müdahale edilerek despotik bir şekilde yönetildiğini düşünüyordu.” diyor. “Bu modelin artık birçok tarihsel olayda tamamen hatalı olduğu görüldü ve bazı Mezoamerika politikaları, büyük zenginlik ve güç yoğunluğu olmadan sürdürülebilir yönetimlerin nasıl devam ettirildiği konusunda son derece bilgilendirici olabilir.”


Tsinghua Üniversitesi. 11 Şubat 2022.

Makale: Feinman, G. M., & Carballo, D. M. (2022).

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için