Blog

Eyl27

Neandertaller ile Sandığımızdan Çok Daha Fazla Seks Yaptık

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Antik DNAÇiftleşmeHomo SapiensNeandertalSeks



Neandertaller ile Sandığımızdan Çok Daha Fazla Seks Yaptık

Yakın zamanda yapılan bir dizi çalışma, Homo sapiens ve Neandertallerin düzenli olarak ürediklerini doğrulamakla kalmadı, aynı zamanda bunu önceden varsayıldığından daha sık yaptıklarını da doğruladı.

 

Buket Çağlayan - www.arkeofili.com

 

Yapılan araştırmalar, birbirlerine yabancı olmak şöyle dursun, insanlarla Neandertaller arasında seksin oldukça yaygın olduğunu gösteriyor.

 

İnsanların diğer insan türleriyle ne kadar teması vardı? Son birkaç yılda yapılan araştırmalar, türler arasında çok fazla temas olduğunu gösteriyor ve DNA’mızda bunun kanıtları var. C: Pixabay

Avrupa’ya ulaşan ilk insanlar (Homo sapiens), orada tanıştıkları Neandertallerle hızlı bir şekilde “dostluk” kurmuşlardı. Yakın zamanda yapılan bir dizi çalışma, Homo sapiens ve Neandertallerin düzenli olarak ürediklerini doğrulamakla kalmadı, aynı zamanda bunu önceden varsayıldığından daha sık yaptıklarını da doğruladı. Kanıtlar, insanların Afrika’dan nasıl göç ettiğini anlamamız açısından faydalı olabilir.

Neandertallerin yaklaşık 40.000 yıl önce ortadan kaybolduğu düşünülüyor, ancak soyu tükenmiş bu arkaik türün Afrika’dan dışarı yayılan Homo sapiens bireylerle ne kadar temas kurduğu hala tam olarak belli değil. Soylarının nasıl tükendiği ve iki türün arasında ne kadar genetik ve kültürel örtüşme olduğuna dair temel sorular hala cevapsız. 

Anlayışımızı engelleyen konulardan biri de radyokarbon tarihleme yöntemlerinin 50.000 yıldan daha yeni olan kalıntılarla sınırlı olması. Bununla birlikte, son araştırmalar bu boşluklardan bazılarının doldurulmasına yardımcı oldu ve Homo sapiens ve Neandertallerin oldukça “yakın” olduğunu gösterdi. 

Nisan 2021’de bir araştırma ekibi, Bulgaristan’ın Bacho Kiro Mağarasında erken insan kalıntıları keşfetti. Kemikler üç kişiye aitti ve radyokarbon tarihleme yöntemiyle 43.000 ila 46.000 yıl arasına tarihlenen bir diş ve kemik parçaları içeriyordu. Araştırmacılar ayrıca kalıntıların bulunduğu çevredeki çökeltilerde Geç Taş Devri’ne özgü taş aletler de buldular. Çalışmaya göre bu kalıntılar, Avrupa’da Geç Pleistosende bilinen en eski modern insanları oluşturuyordu. Ayrıca bu insanlar, günümüz insanlarının yanı sıra Doğu Asya ve Amerika’daki eski popülasyonlarla, daha sonraki Batı Avrasya popülasyonlarından daha yakın akrabaydılar.

Genetik analiz, üç insanın, aile geçmişlerinde yalnızca birkaç nesil öncesine dayanan Neandertal atalarına sahip olduğunu ortaya çıkardı. Yazarlar, bunun “ilk Avrupalı ​​modern insanın Neandertallerle karıştığını doğruladığını ve bu karışımın yaygın olabileceğini öne sürdüğünü” yazdı.

Almanya’nın Jena kentindeki Max Planck İnsan Tarihi Bilimi Enstitüsü’nden evrim genetikçisi Kay Prüfer ve meslektaşları, 2021’de yayımlanan bir başka çalışmada, aynı zamana tarihlenen kadın bir Homo sapiens kafatasından elde edilen DNA’nın Neandertal soyuna sahip olduğunu gösterdi.

Prüfer ve ekibi, 1950 yılında günümüz Çek Cumhuriyeti’ndeki Zlatý kůň mağarasında keşfedilen bir kadının neredeyse bütün haldeki kafatasını inceledi. Kadın genomunun yaklaşık yüzde 2-3’ünün Neandertal DNA’sı içerdiğini, ancak Neandertal bölümlerinin insanlardan alınan diğer örneklerde görülenlerden daha uzun olduğunu buldular. Araştırmacılara göre bu, kadının biz Afrika’dan ayrıldıktan sonra Avrasya’daki en eski Homo sapienslerden biri olduğunu gösteriyor. Bunun nedeni, daha sonraki insanların Neandertal DNA’sının daha kısa bölümlerine sahip olması ve bunun, birbirini izleyen her nesilde etkili bir şekilde seyrelmesi.

Bir araya getirildiğinde bu çalışmalar ilginç bir tablo çiziyor. Her iki çalışmada incelenen kalıntılar, genomlarında Neandertal DNA’sı bulunan tek örnek olmasa da muhtemelen en eskilerini oluşturuyor. Her iki çalışmada incelenen insanlarla Neandertaller arasındaki daha önceki melezleşmeye dair kanıtlar göz önüne alındığında, bu, iki türün bunu yaklaşık 60.000 yıl kadar erken bir zamanda gerçekleştirmiş olabileceği anlamına geliyor. Ancak bu eski insanların hepsi sonraki nesillerin DNA’sını etkilemedi.

Kafatası incelenen kadın, yaklaşık 40.000 yıl önce yaşamış insanlara herhangi bir DNA katkısı sağlamadığı için genetik bir çıkmazı temsil ediyor. Buna karşılık, Bacho Kiro’daki üç bireyin DNA’sı, Doğu Asya ve Yerli Amerika’da yaşayan modern insanlarla güçlü genetik bağları olan, yeni keşfedilen Homo sapiens popülasyonunun parçasıydı. 

Nispeten yakın zamana kadar, Afrika’daki modern insanların genomlarında Neandertal DNA’sı olmayacağına inanılıyordu, çünkü Neandertal DNA’sı Afrika dışında evrimleşmişti. Ancak 2020 yılında yayımlanan bir başka araştırma, tüm Afrikalı Homo sapienslerin Neandertal DNA’sına dair kanıtlara sahip olduğunu gösteriyor. Bunun, insanların göç kalıplarına dair yeni anlayışlar ortaya çıkardığı öne sürülüyor. Daha önce varsayıldığı gibi Afrika’dan büyük bir göç yerine, insanların Neandertal DNA’sını da alarak gen akışının ileri ve geri gittiği çeşitli aşamalarda kıtayı terk ettiği görülüyor. 

Bu çeşitli çalışmaların sonuçları, anatomik olarak modern insanların, Neandertaller ve Denisovalılar gibi arkaik insan türleriyle melezleşmeden onları yerinden ettiği fikrini çürütüyor. Genomumuzun büyük bir kısmı hala Afrika’dan gelse de, Antik DNA geçişleri türlerin önceden düşünülenden çok daha “dost” olduğunu gösteriyor.


IFL Science. 11 Eylül 2023.

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için