1.400 yıllık demir katlanır sandalye, Orta Çağ’da güç ve statünün bir simgesiydi.

Sikkeler, silahlar, mücevherler ve diğer değerli eşyalar, genellikle önemli görülen kişilerin eski mezarlarında bulunabilir. Ancak arkeologlar son zamanlarda gerçekten nadir bulunan bir mezar eşyası keşfettiler: metal katlanır sandalye.

Almanya’nın güneydoğusunda bir köy olan Endsee’de bir arkeolog ekibi tarafından bulunan Orta Çağ sandalyesi, demir bir çerçeveden inşa edilmişti ve katlandığında yaklaşık 70 x 45 santimetre boyutlarındaydı.

Arkeolog Hubert Fehr, sandalyenin yaklaşık MS 600’e tarihlendiğini ve 40’lı veya 50’li yaşlarında ölen bir kadının mezarında bulunduğunu söylüyor.

Fehr, “Kadının kimliğini bilmemiz için henüz çok erken olsa da, mezar yerinde bulunan eşyaların kanıtladığı gibi, kadının yüksek sosyal statüye sahip olduğunu biliyoruz.” diyor.

Sandalyenin sadece metal kısmı günümüze ulaşmış olsa da, ahşap ve deri gibi başka malzemeler kullanılarak yapılmış olması mümkün. İlerleyen zamanlarda sandalyenin çekilecek röntgeni, yapısıyla ilgili ek ayrıntıları ortaya çıkarabilir.

Sandalyenin demiri korozyon katmanlarıyla kaplı ve bazen bu katmanların içinde hayatta kalan ahşap ve deri parçaları bulabilirsiniz.

Genel olarak, mezarlarda sandalye gömülmesi inanılmaz derecede nadir. Almanya’da bilinen yalnızca bir başka örnek var. Avrupa genelinde ise 29 erken Orta Çağ mezarlığında sandalyeli mezarlar var, ancak sadece altısı demirden yapılmış.

Araştırmacılar, mezarı tarihlemek için bir millefiori cam boncuk kullandılar.

Bu sandalyeler genellikle ahşap, fildişi, deri veya kumaş gibi organik malzemelerden yapıldığından, hayatta kalan tek unsur genellikle onları bir arada tutan çiviler veya metal çerçeveler oluyor.

Yapılan açıklamaya göre, sandalyelerin nadirliği ve sembolizmi nedeniyle, araştırmacılar bu mezar eşyalarını “özel hediyeler” olarak görüyorlar.

Fehr, “Katlanır sandalyenin antik çağda çok özel bir sembolik anlamı vardı ve piskoposlar, rahipler, memurlar ve genellikle ataerkil Almanya’da erkekler olan yüksek sosyal rütbeye sahip diğerleri için bir nişan veya güç işareti olarak kullanıldı.” diyor.

“Şaşırtıcı bir şekilde, bulunan sandalyeli mezarların çoğu kadın mezarlarıyla ilişkili çıktı, bu da kadınların da iktidar işaretleri ile ilgili bu genel sembol diliyle bağlantılı olduğunu gösteriyor.”

Söz konusu mezarda sandalyeye ek olarak, iskeletin boynuna sarılmış küçük, çok renkli cam boncuklar içeren bir inci kolye de dahil olmak üzere bir dizi başka mezar eşyası vardı; birden fazla broşlu bir kemer; ipliği elle eğirmek için kullanılan bir ağırşak; ve muhtemelen et sunusu olarak kullanılan bir ineğin kaburgasından bir hayvan kemiği.

Son olarak, birbirine kaynaşmış farklı cam renkleriyle bezenmiş anlamına gelen millefiori desenli büyük bir cam boncuk, arkeologların mezar tarihini tahmin etmelerine yardımcı oldu.

“Boncukların çoğu bu süre zarfında camdan yapılmıştı, ancak stiller renk ve şekil bakımından hızla değişti. Sarı, öncelikle MS 600 civarında kullanıldı.”

Araştırmacılar ayrıca kadının yanında bir adamın gömüldüğünü keşfettiler. Adamın kimliği de bilinmemekle birlikte, mızrak, kalkan, kürek ve büyük ihtimalle koyunları tımarlamak için kullanılan bir tarak dahil olmak üzere tam bir silah seti ile gömülmüştü.

Araştırmacılar, kadının kimliğine ve sandalyenin yapısına dair herhangi bir ipucu ortaya çıkarıp çıkarmadığını görmek için yakında sandalyenin röntgenini çekmeyi planlıyorlar.

Live Science. 15 Eylül 2022.

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >