Blog

May31

Özbekistan'da bulunan sikke yazılı Türk sözcüğünün tarihini 150 yıl geri çekti

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  En Eski Türk YazısıGaybulla BabayarovGöktürk KağanlığıGöktürk SikkesiOrhun KitabeleriTürk İsmiÖzbekistan



Özbekistan'da bulunan sikke yazılı Türk sözcüğünün tarihini 150 yıl geri çekti

Sikkenin kime ait olabileceği sorusunu Babayarov, "bu tür paraların Batı Göktürk Kağanlığı’nın kurucularından biri olan İstemi Kağan’ın Fergana bölgesinde görev yapan torunlarına ait olabilir" diye yanıtladı.

 

www.arkeolojikhaber.com

 

Özbekistan’ın başkenti Taşkent'teki eski şehir kalıntılarında yaklaşık 30 yıl önce yapılan arkeoloji kazılarında bulunan sikkelerin Göktürk Kağanlığına ait ve 6. yüzyılda basılmış oldukları tespit edildi. Ancak bu keşfin Türk tarihi açısından daha önemli bir yanı var. Bu sikkelerde yer alan Türk kelimesi, Orhun Kitabelerinden daha eski ve Türk isminin yazılı tarihini yaklaşık 150 yıl daha geri çekiyor.

Özbekistan'ın başkentiTaşkent bölgesinde yer alan Kanka-tepe antik kentinde gün yüzüne çıkarılan bronz bir sikkenin ön yüzünde, omuzlarına kadar uzun saçlı, badem gözlü bir insan tasviri, aArka yüzünde ise Göktürk tamgasının yanı sıra Soğdca “pny ’krt twrk x’?’n” yani “Bu sikke Türk Kağan tarafından yaptırıldı” yazısının bulunduğu tespit edildi.


Sikkenin Batı Göktürk Kağanlığı’nın erken dönemlerine tarihlendirildiğini belirten Arkeoloji kazılarının lideri Prof. Dr. Gaybullah Babayarov, ,Orhun Yazıtları’ndan bilinen “Türk-Kağan” ifadesinin bu sikkelerde çok daha erken döneme, 580-610 yıllarına tarihlendiğine dikkat çekerek “Bu buluşla birlikte ‘Türk’ adının bilinen tarihini yaklaşık 150 yıl daha geriye götürebiliriz” dedi.

TRT Haber’den Ayşe Şimşek’in haberine göre, Taşkent çevresindeki antik kent kalıntılarında gün yüzüne çıkarılan bu sikkelerin bazı örnekleri 25-30 yıl önce bulunsa da, Göktürk Kağanlığı’yla doğrudan bağlantıları şimdi netleşmeye başladı.

Keşfi yapan Özbekistan Bilimler Akademisi Millî Arkeoloji Merkezi’nden Prof. Dr. Gaybulla Babayarov, bronz sikkeler arasında yer alan ve Soğdça “Türk-Kağan” ifadesini taşıyan örneklerin, bu unvanın kullanıldığı ilk belgeler olabileceğine dikkat çekti. Söz konusu paralar, ikonografi, teknik yapım, çap ve metal özellikleri bakımından Göktürkler’in daha sonraki dönemlerine ait paralardan ayrışıyor.

Sikkenin kime ait olabileceği sorusunu Babayarov, "bu tür paraların Batı Göktürk Kağanlığı’nın kurucularından biri olan İstemi Kağan’ın Fergana bölgesinde görev yapan torunlarına ait olabilir" diye yanıtladı.


İşte TRT Haber sitesndeki haberin detayları

Özbek Arkeolog Prof. Dr. Gaybulla Babayarov'un TRT Haber’den Ayşe Şimşek’in sorularına verdiği yanıtlara göre; Özbekistan'da Türk tarihini değiştirebilecek bir keşfe imza atıldı. Batı Göktürk dönemine ait olduğu belirtilen "Türk-Kağan" yazılı madeni para bulundu.

Bu ünvanın görüldüğü paralar Özbekistan’ın başkenti Taşkent civarındaki eski şehir kalıntılarında bulunalı yaklaşık 25-30 sene geçti fakat bu tür sikkelerin Göktürk Kağanlığıyla ilişkili olduğu meselesi karanlık kaldı.

Özbekistan Bilimler Akademisi Milli Arkeoloji Merkezi Uzmanı Prof. Dr. Gaybulla Babayarov, paranın hangi Türk kağanına ait olduğuna, parayı nasıl okuduğuna, Türk tarihi için önemine dair fikirlerini açıkladı. 

Çaç (Taşkent) bölgesinde bulunan Soğdça yazılı sikke çeşitlerinin birinde “Türk-Kağan” tabiri yer alıyor.

Prof. Dr. Gaybulla Babayarov, Taşkent bölgesinin eski şehir kalıntılarından bulunan bronz sikkeler arasında 20'den fazla sikke çeşidinin Batı Göktürk Kağanlığı’na ait olduğunu belirtti. Bu sikkelerden 3’ünün zp?w “Jabgu”; 5’inin cp?w x’?’n “Cabgu-Kağan” ve 9’unun x’?’n “Kağan” ünvanlarıyla basıldığı, geri kalanlarının ise yazısız olduğu anlaşıldı.

Prof. Dr. Gaybulla Babayarov, adı geçen sikke çeşitlerinin (Levha I) arasında 2 çeşit sikkenin Soğdça yazıyla twrk x’?’n – “Türk-Kağan” tabiriyle bastırılmış olmasının ilgi çekici olduğunu söyledi.

"Türk-Kağan" tabiri ilk kez bu sikkelerde görüldü

Prof. Dr. Babayarov, bu tür sikkelerde Batı Göktürk Kağanlığının Yabguluk döneminde (6. yüzyılın son çeyreği–7. yüzyılın başı) basıldığı belirlenen biçimindeki bir damganın görüldüğünü açıkladı:

"Yine, bu sikkelerin, hem barındırdığı ikonografi, hem yapım tarzı (çapı, ağırlığı, teknik yapımı, metal özellikleri vs.) onları daha sonra bastırıldığı anlaşılan Batı Göktürklerinin Yabgu-Kağanlık (7. yüzyılın başı–şu yüzyılın 30’lu yılları) ve Kağanlık dönemi (630-740) sikkelerinden farklı kılıyor."

Hem Kağanlığın kurucusu olan toplumun adıyla, hem de devletin adıyla ilişkili olarak Türk-Kağan tabirinin ilk olarak bu tür sikkelerde görüldüğünü açıklayan Prof. Dr. Gaybulla Babayarov, etnik-siyasî aidiyeti belirleme amacını taşıması bu sikkelerin ilginç yanı olduğunun altını çizdi.

Peki bu sikke hangi Türk kağanına ait?

Prof. Dr. Babayarov, sikkenin İstemi Kağan'ın Fergana yönetimindeki torunlarına ait olabileceğini duyurdu:

Hem arkeolojik katmanlardan anlaşılacağı üzere hem de Soğdça yazının sistemine ve yazı biçimine göre 6-7. yüzyıllara ait olduğunu düşündüğüm bu Türk-Kağan sikkesi, Batı Göktürk Kağanlarından birine, muhtemelen Kağanlığın kurucularından biri İstemi Kağan'ın Fergana'da yönetimde bulunan torunlarına ait olabilir.

"Türk" kelimesinin geçtiği ilk belge olduğu tahmin ediliyor
Prof. Dr. Babayarov, "Türk-Kağan kelimesinin ilk belirtildiği tarih 8. yüzyılın ilk çeyreğine uzanıyordu. Bilindiği gibi, bu tabir ilk olarak Orhun bölgesinde dikilen Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında görülmüştü. Ondan önce de Çin kaynaklarındaki 'Tu-jüe Ko-han' kelimesi 'Türk Kağan' olarak kullanılıyordu." dedi.

Prof. Dr. Babayarov, Türk" kelimesinin geçtiği ilk belge olduğunun tahmin edildiğini açıkladı:

Bu sikke ile beraber 'Türk' kelimesinin geçtiği bu tarihi belgenin, Türk adının tarihini 150 sene daha geriye götürdüğünü söyleyebilirim. Yani Orhun yazıtlarının dikildiği tarih 730’lu yıllara denk geliyorsa, sikke yazıları 580-610 yıllarına ait. Böylece “Türk” adının tarihinin 1400-1500 yıllık bir vakit dilimine sahip olduğunu anlayabiliriz."

Prof. Dr. Babayarov, Türk-Kağan ifadesinin burada kesin bir hükümdarın şahsî adı veya ünvanı değil, mensup olduğu etnik ve siyasî aidiyeti anlatan bir tabir olduğunu diğer örneklerle de tespit edilebildiğini açıkladı:

"Bunun en sabit örneği Batı Göktürk Kağanlığının birer devamcısı olan Türgeş Kağanlığı sikkelerinde ß?y twrkyš x’x’n pny – “İlahi / Cenap Türgeş Kağan sikkesi” cümleleri yer almasında görülüyor. Ancak, Türgeş sikkelerinde adı geçen cümleler standart olup, Batı Göktürk sikkelerinde ise hemen hemen her yönetici değişiminde sikkeyi bastıran hükümdarın taşıdığı kendi ünvanı veya tahta oturduğu vakit sahip olduğu adını sikkede darbettirdiği görülüyor."

Prof. Dr. Gaybulla Babayarov'a göre bu Türk-Kağan sikkesi, şu ana kadar bilim insanları arasında genel görüş olan “Göktürkler göçebe toplumdu, dolayısıyla onları yerleşiklere özgü alış verişte para dolaşımına gerek duymamışlardı” görüşünü çürütüyor. O dönemlerde Türk yöneticilerinin ve Türk toplumunun belirgin bir kısmı yerleşik hayat sürdürdükleri, şehirler inşa ettikleri anlaşılıyor.

Bu sikke ile beraber, Türk Dünyası açısından Taşkent, Fergana gibi Türkistan'ın en eski yerleşik kültüre sahip bölgelerinin Türk tarihi ve toplulukları açısından önemi de ortaya çıkmış oldu.

6. yüzyılın sonu, 7. yüzyılın başlarında basılan bu tür madeni paraların çeşitleri son günlerde sadece Taşkent bölgesinde değil, Fergana bölgesinde de bulunmaya başlamasıyla Batı Göktürk Kağanlığı tarafından bastırılan sikkelerin dağılım coğrafyası epey genişledi.

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için