Blog
Soy Ýçi Üreme, Erken Ýnsanlarda Ýskelet Bozukluðuna Neden Oldu
| Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri | Yorum: 0 yorumSoy Ýçi Üreme, Erken Ýnsanlarda Ýskelet Bozukluðuna Neden Oldu
Avcý toplayýcý insanlarda rastlanan oldukça fazla sayýdaki iskelet bozukluklarý, soy içi üreme yüzünden olabilir.
Ýlk insanlar, Afrika dýþýna çýktýklarýnda sayýsýz zorlukla karþýlaþtýlar: buzlu koþullar, kýlýç diþi kediler ve eski iskeletler üzerinde yapýlan yeni bir araþtýrmaya göre, hem zayýflatýcý hem de nispeten önemsiz olan yüksek sayýda doðum kusuru.
Bu tür anormalliklerin neden bu kadar yaygýn olduðu belirsiz, ancak bilim insanlarý, güçlü bir ihtimalle küçük avcý-toplayýcý gruplar arasýnda iç üremenin yaygýn olabileceðini söylüyor.
Araþtýrmaya dahil olmayan antropolog Vincenzo Formicola, “Bu makale deðerli bir derlemeyi temsil ediyor. Burada bildirilen birçok vaka benim için ve bu alanda çalýþan birçok kiþi için bilinmiyordu.” diyor.
Pleistosen dönemde (MÖ yaklaþýk 2.5 milyon yýldan MÖ 9700’e kadar) birçok insan fosili alýþýlmadýk özelliklere sahip. Örneðin bugüne kadar, Çin’den Çek Cumhuriyeti’ne kadar anormal derecede eðimli femur kemikleri bulundu.
Ýsrail’deki Qafzeh maðarasýnda bulunan bir çocuðun kafatasýnýn, sývýnýn kafatasýna aktýðý bir durum olan hidrosefali ile uyumlu þiþmiþ bir kafatasý vardý. Ýtalya’daki Liguria’daki fosilleþmiþ bir adamýn eðimli sað üst kol kemiði vardý, ancak normal bir sol kemiði vardý.
Genel olarak, bunlar bir defalýk anormallikler olarak görülüyordu. Ancak paleoantropolog Erik Trinkaus bir örüntü fark etti: Bu iskelet deformasyonlarý fosil kayýtlarýnda þüphe uyandýracak biçimde yaygýn görünüyordu.
Böylece Trinkaus matematik yapmaya baþladý. Çoðunlukla 200.000 yýl öncesine dayanan iskelet anormallikleri olan 66 kiþinin verilerini topladý. Çoðu genç yetiþkinlerden gelen fosiller, Ortadoðu ve Avrasya’ya daðýlmýþ yerlerde bulundu ve birkaç farklý Homo türünü temsil ediyordu. Trinkaus daha sonra bu anormalliklerin modern insan popülasyonlarýnda ne kadar yaygýn olduðunu araþtýrdý.
Trinkaus, bu eski anormalliklerin yaklaþýk üçte ikisinin, modern insanlarýn yüzde 1’inden daha azýnda meydana geldiðini buldu. Diðer anormallikler bilinen herhangi bir modern geliþimsel bozuklukla eþleþmedi. Trinkaus, arkeologlarýn bu kadar çok eski anormalliði tesadüfen ortaya çýkarmýþ olma olasýlýðýný araþtýrdý ve bunun “gerçekten küçük bir olasýlýk” olduðunu buldu. Bu durum, erken insanlarýn çok fazla deformasyona yol açan bazý kültürel veya çevresel baskýlarla karþýlaþtýðýný gösteriyor.
Daha önce diðer araþtýrmacýlar tarafýndan önerilen bir olasýlýk: Ýskelet deformasyonlarý olan eski insanlarýn þaman olarak görülmüþ ve dikkatli gömülerek bedenlerinin korunmasýný ve daha sonra bulunmasýný saðlamýþ olabileceði yönündeydi. Bir diðer olasýlýða göre, hamile anneler daha fazla iskelet bozukluðuna yol açacak kadar doðru besinleri alamadýlar. Ancak Trinkaus, raþitizm gibi bazý iskelet bozukluklarýnýn tüm vücudu etkilediðini, ancak vücudun sadece bir tarafýnda deformasyonlara sahip birçok iskeletin bulunduðunu belirtiyor. Trinkaus ayrýca, analizindeki birçok fosilin özel ritüellere dair bir kanýt göstermediðini söylüyor.
Bununla birlikte, birkaç iskelet bilinen genetik mutasyonlarla tutarlý anormallikler gösteriyor ve en az bir bölgeden birden fazla birey, insanlarýn iliþkili olabileceðini düþündüren birkaç farklý durum sergiliyor.
Trinkaus, o zamanlar insan popülasyonlarýnýn çoðunun küçük ve izole olduðunu düþündüðünü söylüyor. Bu koþullarda, iç üreme, yaygýn zararlý genetik mutasyonlara yol açabilir.
Biyoarkeolog Hallie Buckley, “Pleistosen insanlar arasýnda Antik DNA analizine dayanan düþük genetik çeþitliliðin kanýtý da bu hipotezi destekliyor.. Öne sürülen tüm argümanlar arasýnda bu en olasý açýklama gibi görünüyor.” diyor.
Bu bölgelerdeki Antik DNA’nýn daha ileri analizleri, soy içi üremeyi doðrulayabilir, ancak bu tür araþtýrmalar için örneklerin hazýrlanmasý genellikle onlarý yok etmek anlamýna geliyor.
Buckley, “Antik DNA, geçmiþ insan popülasyonlarý hakkýnda herhangi bir soruya yönlendirmek için giderek “sihirli bir kurþun” olarak görülüyor, ancak bu her zaman doðru olmayabilir.” diyor.
Siân Halcrow, Trinkaus’un kapsamlý kataloglamasýný takdir etmesine raðmen, makalesinin, özellikle bu anormalliklerin modern insanlarda ne kadar yaygýn olduðu ve eskiden ne kadar yaygýn olduðu tahminlerinde birkaç zayýflýðý olduðunu söylüyor.
“Eski oranlarý, tarih öncesi veya erken tarihi popülasyonlarla karþýlaþtýrmak daha iyi olurdu, ancak maalesef bu veriler mevcut deðil.”
Trinkaus, “Sebep ne olursa olsun, deformasyonlarýn çoðu zayýflatýcýydý. Geçmiþte pek çok kiþinin hayatta kalmasý, erken insanlarýn birbirlerine sosyal destek ve týbbi bilgi birikimi sunmasý gerektiðini gösteriyor.”
Science Mag. 5 Kasým 2018.
https://arkeofili.com/
Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >