Blog

Haz11

Tarihi Taç Kapı Nasıl Yok Edildi?

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AntalyaKonservasyonKorkuteliRestorasyonTaç KapıTahribat



Tarihi Taç Kapı Nasıl Yok Edildi?

Antalya’da tarihi Taç Kapı’nın restorasyon kapsamında ‘yeniden yapılması’ büyük tepki topladı. Konuyu Konservatör/restoratör Nazım Can Cihan değerlendirdi.

Antalya’da 800 yıllık Alaaddin Cami restorasyonu kapsamında ünlü Taç Kapı’nın yıkılarak yenisinin yapılması büyük tepki topladı. Peki bu restorasyon çalışmasında hatalı olan kısımlar neler? Doğrusu nasıl olmalıydı?

Konu hakkındaki sorularımızı Konservatör/restoratör Nazım Can Cihan’a sorduk ve kendisinin görüşlerini aldık. Cihan, söz konusu restorasyon çalışmalarında yapının orijinal malzemelerinin kullanılmadığının aşikar olduğunu, ciddi bir tahribatın olduğunu ve tarihi yapılara ihya etme anlayışıyla yaklaşıldığını söylüyor.

Cihan yaptığı açıklamada, bu tür işleri restorasyon konservasyon firmalarının yapması gerektiğini belirtti.

Arkeoloji ve Sanat Yayınları kurucusu arkeolog Nezih Başgelen ise tarihi yapının resmen yok edildiğini söylüyor.

Konservasyon tercih edilmiyor

“Kontrolden uzak çalışmalarda en sık karşılaşılan durum diyebiliriz buna. Restorasyon çalışmaları, özellikle mimari çalışmalar inşaat işi olarak algılanır ve planlama ona göre yapılır. Temel sorun bu. Müteahhitlik hizmetidir ve müteahhit ne kadar çok yeni imalat yaparsa o kadar çok kazanır.”

“Konsolide etmek ya da konservasyon gibi kavramlar her ne kadar restorasyon sürecine dahil olsalar da pek tercih edilen yöntemler değil. Zaten temelde çoğunlukla bu kavramlardan bi haber firmaların at koşturduğu bir sektör. Elbette teknik kadrosu donanımlı, danışman desteği sağlam firmalar ve bunların yaptığı örnek işler var ama sayıları çok az.”

C: Nezih Başgelen

60-70 yıllık onarım yöntemleri tercih ediliyor

“Teknik olarak ise şöyle diyelim. Yapıyı incelemeden konuşmak çok doğru olmasa da, bir yapıyı sökmeniz gerekiyorsa statik sorunlardan dolayı uygun yöntemler ile ve gerekli hassasiyette da davranmak gerekiyor. Sökülen yapı malzemelerinin kondisyonu yeniden kullanıma uygun olmayabilir bu durumda yeni malzeme kullanımı ilk tercih olur genelde ve ekonomik sebeplerden dolayı bu yöntemin metrajını uygulayıcı kendi çıkarına göre artırıyor. Günümüz koşullarında konservatörler olarak özgün malzemeyi oldukça fazla kullanacak teknik altyapıya sahibiz fakat geleneksel usül yani 50’lerdeki 60’lardaki onarım yöntemleri tercih ediliyor.”

“Kontrol birimlerinin donanımı bu çalışmalarda belirleyici. Hakim anlayış birçok restorasyon çalışmasında ‘ihya etmek’ yönünde. Beklentisi ve donanımı güzel ve tam görünüm olan kontrol mekanizmalarının eserleri ile yer değiştiriyor haliyle korunması gerekli eski eserler.”

Konservatör/restoratör çalıştırılmıyor

“Yapıyı incelemediğim için sadece genel anlayış noktasında nereye sürüklendiğimizi söyleyebilirim. Yapı özelinde uzaktan net ifadeler kullanmak yanlış olur. Aynısı benim başıma gelsin istemem. Hazır reçetelerle konservasyon restorasyon yapılamayacağı gibi bildiğimi yapı malzemeleri ve bozulma tipleri de olsa hepsi kendine özgüdür. Ama temel sorun şu denetlemede konservatör/restoratör eksikliği, uygulamada konservatör/restoratör eksikliği. Haliyle koruma kavramından bi haber kadroların tüzüklere harfiyen uymasını beklemek lüks oluyor.”

Yapının özgün parçalarının kullanılmadığı aşikar

“Yapının özgün parçalarının kullanılmadığı aşikar. Harabe estetiği diye bir şey var. Şu anki hali çok sağlam ve yeni olabilir, bilmediğimiz ama gördüğümüz kadarıyla ciddi bir tahribat söz konusu. 2018-2019 yapımı bir kapı denilebilecek kadar.”

“Bu çalışmaları, konservasyon restorasyon firmaları yapmalı. Nasıl ki doğalgaz firmalarına elektrik işlerini yaptırmıyorsak bu çalışmaları yapacak kişiler, firmalar da ona göre belirlenmeli. İnşaat firması ile olmaz.”
Turizmhaberleri.com

Ortaya çıkan yapıya tarihi denilebilir mi?

“Tarihi yapı denir ama kısmi. Roma/bizans kalıntılarını evinin bahçe duvarında kullanmaktan ne kadar farklı? Biraz farklı. İhya anlayışı müdahale konusunda uygulayıcıyı, yapıya karşı hoyrat davranmaya itiyor. Denetim boşluğu ile koruma yerini yeni imalata bırakıyor.”

“En sevilen ve sıklıkla sığınılan durum da ‘statik problemler’. Konsolide etmek, konservasyon bilimsel çalışma ve buna bağlı donanımlı ekip gerektirir. Süre artar. İşçilik yoğunluklu bir çalışma süreci ortaya çıkar. Ve buna yüklenici de kontrol mekanizması da sıcak bakmayabiliyor çoğu zaman. Çalışmalara gerçeklikten uzak bir süre biçildiğinden. Malzeme yoğunluklu bu gibi çalışmalar kazançlı ve kısa süreli çalışmalardır.”

“Resmen yok edilmiş.”

Arkeoloji ve Sanat Yayınları kurucusu arkeolog Nezih Başgelen ise tarihi yapının resmen yok edildiğini söyledi.

“Gözümüz gibi korumamız gereken bu güzide taçkapıyı bu hale getiren tüm süreç irdelenmeli ve “çok yönlü”soruşturulmalı. Bu konuya duyarlı kamuoyu olarak takipçisi olmalıyız. İlgili sivil toplum kuruluşları / dernekler de artık gereken hukuki süreçleri başlatmalı. Dönemi açısından benzersiz bir eser “restorasyon” adı altında resmen yok edilmiş. Bu tip ihale düzeniyle bu gidişle elimizde sağlam tarihi eserimiz kalmayacak. Gerekçesi ne olursa olsun “restore ediyoruz !” denerek ortaya konan bu “garabeti” hiç bir şekilde kabul etmiyorum. Bu eşsiz kültür varlığımızı bu hale getirenleri ve gelmesine neden olanları şiddetle kınıyorum ve TBMM’sinin bu tip “restorasyon facialarını” acilen gündemine almasının gereğini Yüce Meclisimize arz ediyorum.”

Arkeofili

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için