• Üye giriş
  • Hesabım
  • Siparişlerim
  • Anasayfa
  • İletişim
  • Yardım
Arkeoloji ve Sanat Facebook Arkeoloji ve Sanat Twitter Arkeoloji ve Sanat Instagram
Arkeoloji ve Sanat - Arkeolojinin Yayınevi
  • Alışveriş sepetiniz ( 0 ürün )
    1000 TL üzeri, KARGO BEDAVA
  • Anasayfa
  • Kitap

    Antik Kaynaklar

    Antik Numismatik

    Antik Uygarlıklar

    Arkeoloji & Eski Çağ Tarihi

    Armağan Kitapları

    Bilim Tarihi-Araştırma

    Bir Zamanlar Serisi

    Biyografi - Otobiyografi

    Dinler Tarihi

    Doğa & Doğa Tarihi

    Edebiyat - Dilbilim - Anı - İnceleme

    Eğitici Çocuk Kitapları

    Felsefe-Sosyoloji-Antropoloji

    Fotoğraf - Grafik Sanatlar

    Heykel

    Hukuk - Siyaset - Ekonomi

    İskenderiye Kitaplığı

    Kaligrafi- Hat Sanatı- Minyatür

    Kartpostal-Gravür-Harita-Coğrafya

    Kişisel Gelişim - Hobi Kitapları

    Kongre - Sempozyum - Konferans - Çalıştay

    Mimarlık

    Mitoloji

    Mozaik Serisi

    Müzik

    Osmanlı Tarihi

    Roman & Hikaye

    Sanat Katalogları - Müze -Sergi

    Sanat Tarihi

    Seramik-Çini-Porselen-Cam-Metal

    Seyahatname - Gezi - Seyahat

    Sinema

    Sözlük

    Şiir

    Takı - Mücevherat

    Tarih - Araştırma

    Tekstil-Moda-Halı-Kilim

    Tıp-Anatomi-Sağlık

    Yabancı Yayınlar

    Yemek - Yemek Kültürü

  • Dergi

    Arkeoloji ve Sanat Dergisi

    Colloquium Anatolicum

    Acta Classica Mediterrane

    Adalya

    Aktüel Arkeoloji Dergisi

    Anadolu Kültür Atlası Dergisi

    Anatolian Archaeological Studies

    Anmed

    Arkhe Dergisi

    Arulis

    Doğu Batı Düşünce Dergisi

    GEPHYRA

    İstanbul Araştırmaları Yıllığı

    Kafkasya Çalışmaları Sosyal Bilimler Dergisi

    Kubaba

    MYART

    New Perspectives

    Olba

    Philia

    TÜBA-AR

    Yemek ve Kültür Dergisi

  • Sahaf
  • Marka/Yazar/Yayınevi
  • İndirimdekiler
  • Yeniler
  • Arkeo Blog
  • Arkeopera Mağaza

    3-D Puzzle

    Afiş

    Ajanda & Not Defteri

    Ayraçlar

    Cam

    Ev Aksesuarları

    Freskler

    Gravür Baskı

    Kişisel Aksesuarlar

    Periler & Melekler

    Porselen

    Replika Heykel & Objeler

    Seramik

    Suluboya- Kartpostal-Çerçeve

    Tablolar

    Takı

    T-Shirt

Kategoriler

  • Arkeoloji ve Sanat Haberleri
  • Fuar ve Etkinlik Haberleri
  • Makale Yazım Kuralları

Çok Okunanlar

  • Diyarbakır’ın Göbeklitepesi Sular Altınd...
  • Osman Hamdi Bey'in hatırasını yaşata...
  • Neandertaller Modern İnsanlardan 408.000...
  • 200 Yıllık İçki Şişesi Sanılan Şey Cadı ...
  • Küresel Ekonomi Çok Daha Önce Ortaya Çık...
  • 8,5 milyon yıllık deve kuşu yumurtası bu...
  • Bilim, Mumya Portresinin Sırlarını Açığ...
  • Çatalhöyük’te Bulunan Eserlerin Sahte Ol...
  • Atacama Çölü’nde Tarım Yetersiz Beslenme...
  • Avcı Toplayıcıların Paylaşımı, İşbirliği...
  • El Halil'de 9 Bin Yıllık Maske Bulun...
  • Pompeii Müzesi, Enfes Eserleri ile Yenid...
  • Mısır’da 6.000 Yıllık Kil Tabutlar Bulun...
  • En Eski Yıldız Haritası, Orta Çağ Kodeks...
  • İstanbul Arkeoloji Müzeleri bugün saat 2...

Sare

Strabon

Blog

Eki22

Tunç Çağı kalesine zarar verip, koçbaşlı mezar taşlarını götürdüler

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  ErzurumYakutiyetunç çağıkoçbaşlı mezarmezar taşıKıpçaktahribatkaçak kazı



Tunç Çağı kalesine zarar verip, koçbaşlı mezar taşlarını götürdüler...

 

ERZURUM’un merkez Yakutiye ilçesine bağlı Kırkgöze Mahallesi yaylası civarındaki Tunç Çağı’na ait kaleye defineciler tarafından zarar verildiği,  Kıpçaklara ait olduğu tahmin edilen koçbaşlı mezar taşlarının da bölgeden alınarak götürüldüğü ortaya çıktı. Erzurum’da Kültür ve Tarih üzerine araştırma yapan yazar Ömer Faruk Kızılkaya define avcılarına ‘dur’ denmesi gerektiğine dikkat çekti ve yılların eskitemediği tarihi eserlerin definecilere yenik düştüğüne vurgu yaptı. Kızılkaya, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü’nün tescillediği koçbaşlı mezar taşlarının kaybolduğunu söyledi.
Erzurum’un kuzeyinde şehir merkezine 30 kilometre mesafedeki Dumlu Baba Dağı’nın eteklerinde bulunan, deniz seviyesinden 2500 metre yükseklikte ve gözlerden ırakta bir tarihin daha yok olduğu belirtildi. Fırat Nehri’nin kaynağı olarak bilinen, kutsal kitaplarda da adı geçtiği belirtilen Dumlu Baba Dağı’nda Kırkgöze Mahallesi’ne ait yaylanın içinde kalan yaklaşık 5 bin yıllık bir geçmişe sahip olan Tunç Çağı’na ait kale ve koçbaşlı mezar taşları, define avcıları tarafından yıllarca yapılan kazılar neticesinde yerle bir edildi. Türkiye’de birçok tarihi mekanı olduğu gibi burayı da harabeye çeviren define avcıları her biri yaklaşık bir ton ağırlığında olan koçbaşı taşlarını içerisinde altın olduğunu düşünerek parçalamış ya da bulunduğu yerden taşımışlar. Tarihi tek tek yok eden define avcılığına kısa sürede “dur” denilmesi ve çok ağır cezalar getirilmesi gerektiğini söyleyen araştırmacı yazar Ömer Faruk Kızılkaya, yılların eskitemediği tarihi eserlerin definecilere yenik düştüğünü belirtti.
‘BÖLGEDE KAÇIK KAZI YAPILIYOR’
Erzurum’un Kültür ve Tarihi üzerine araştırma yapan Ömer Faruk Kızılkaya, yakın zamanda Kırkgöze Mahallesi Yaylası civarındaki antik kale ve koçbaşlı mezar taşlarıyla ilgili, kaleye zarar verildiği, mezar taşlarının ise kaybolduğu ve yapılan kaçak kazıyla da yeni bir mezar taşının gün yüzüne çıkarıldığı bilgisini aldıklarını söyledi. Bölgede antik bir yerleşim bulunduğunu daha önceden bildiklerini ve o bölgedeki koç heykellerini görmüş, kaleyi gezmiş biri olarak şunları söyledi:
RESMİ OLARAK TESCİLLENMİŞ MEZAR TAŞLARI KAYBOLDU
“Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından tescil edilmiş olan koçbaşlı mezar taşlarının kaybolduğunu, yakın zamanda yapılan kaçak kazı ile yeni koçbaşlı mezar taşı çıkarıldığını gördük. Ben Erzurum tarihi, coğrafyası ve kültürü üzerine araştırma yapıyorum. Aynı zamanda Türkçe öğretmeni ve arkeoloji bölümü öğrencisiyim. Aziziye Belediyesi bünyesinde yapılmakta olan taş eserler müze çalışması ile ilgili de değerlendirilebilecek tarihi eserlerin toplanmasına da yardımcı oluyorum. Bu anlamda müzenin Genel Koordinatörü Tarih Araştırmacısı Oğuzhan Türk ile de konu çerçevesinde çalışma yapıyoruz. Bölgede antik bir yerleşim bulunduğunu daha önceden biliyorduk. O bölgedeki koç heykellerini görmüş, kaleyi gezmiştik. Hatta kalenin tescilini de Oğuzhan Türk yaptırmıştı. İki yıl önce bölgeye gittiğimizde koç heykellerinin yerinde olmadığını gördük. Geçen yıl bölgede kaçak kazı yapıldığını ve bir koç heykeli bulunduğunu bu sene öğrendik. Bölgeye çıkıp duruma şahit olduktan sonra Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne konuyla ilgili bilgi vererek gerekli çalışmaların yapılması için resmi başvuru yaptık. Erzurum ve çevresinde şu ana kadar yüzlerce koçbaşlı mezar taşı bulunduğunu gördük ve bunların bir kısmını toplayarak müze çalışması bünyesinde koruma altına aldık. Koçbaşlı mezar taşları Malazgirt Zaferi’nden önce bölgede Türk boyları olan Kıpçakların bölgede yaşadıklarını göstermektedir. Bu konuyla ilgili yanlış bilgiler mevcut. Birçok kişi koç heykellerinin Akkoyunlu ve Karakoyunlu Devletleri’ne ait olduğunu düşünüyor. Oysa bu devletler Müslüman’ken Kıpçak Türkleri Hıristiyan’dı. Koç heykellerin üzerlerinde ve yakınlarında haç motifi görmemiz de bunların Kıpçaklara ait olma ihtimalini artırmaktadır.”
Kalenin tahminen 3- 5 bin yıllık olduğunu ve 2013 yılında çok daha iyi durumda olduğunu sözlerine ekleyen Kızılkaya, “Kalenin her geçen gün daha da zarar gördüğünü müşahede ettik. Böyle bir alanda bir kalenin bulunması ve karşı tepede de başka bir kalenin inşa edilmiş olması bölgede antik bir yerleşim olduğunu da düşündürüyor.
HALKA ÇAĞRI YAPTI: DEFİNECİLERİ İHBAR EDİN
Nitekim kalenin önünde, dereye boyunca taşlarla şekillendirilerek yapılmış alanın yerleşim alanı (nekropol) olduğunu, yakın zamanda da yayla yerleşimi, ağıl olarak kullanılmış olabileceğini görmekteyiz. Bölgede görülen seramiklerin de incelenmesi gerektiğini düşünüyor, bu alanda arkeoloji bölümü hocalarının araştırma yapmalarını ve bölge tarihinin aydınlatılmasını istiyoruz. Bölgede çok fazla tarihi eser var. Birilerinin halkı bilinçli olarak defineciliğe yönlendirdiğini gözlemliyoruz. Halkımızdan isteğimiz köylerindeki eserlere zarar vermemeleri, köylerine gelen definecileri ihbar etmeleri ve yetkili makamlarla irtibata geçmeleridir” diye konuştu.

(http://www.hurriyet.com.tr)-www.arkeokultur.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için

Lütfen bekleyin...
  • Kitap
  • Antik Numismatik
  • Sanat Tarihi
  • Mitoloji
  • Kişisel Gelişim - Hobi Kitapları
  • Eğitici Çocuk Kitapları
  • Dergi
  • Colloquium Anatolicum
  • Arkeoloji ve Sanat Dergisi
  • Yemek ve Kültür Dergisi
  • Aktüel Arkeoloji Dergisi
  • Anmed
  • Arkeopera Mağaza
  • Gravür Baskı
  • Tablolar
  • Kişisel Aksesuarlar
  • Porselen
  • Takı
  • Marka / Yayınevi
  • Lulart
  • Meral Doğan
  • ArkeoPera
  • ArkeoPoetika
  • Gülçin Yigener
  • Bogaziçi Üniversitesi Yayınevi
  • Hükümdar Yayınları
  • Yardım
  • Yardım anasayfa
  • Gizlilik Bildirimi
  • Kullanıcı Sözleşmesi
  • Güvenli Alışveriş
  • Yardımcı Linkler
  • Kurumsal
  • Hakkımızda
  • İletişim bilgileri
  • Takip Edin
  • Arkeoloji ve Sanat Facebook Facebook
  • Arkeoloji ve Sanat Twitter Twitter
  • Arkeoloji ve Sanat Instagram Instagram

Güvenli Ödeme

Copyright © 2025, Arkeoloji Sanat Yayınları Turizmcilik San. Ve Tic. Ltd. Şti.  |   Her Hakkı Saklıdır.  |  Site İkipixel Sitemizin kodları, tasarımı, görselleri ve metinleri ilgili kanunlar kapsamında koruma altındadır
ve her hakkı saklıdır. Telif hakkı içeren her türlü içerik,izinsiz kopyalanamaz ve çoğaltılamaz.