Arþiv

Çocuk Kitaplarýmýz

Sare

Strabon

Blog

Eki19

Turbalarda Çürüyen Kemikler, Arkeologlarý Alarma Geçirdi

 |  Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  DaniöarkabataklýkTurbakemikStar CarrTollund Adamýorganik

Turbalarda Çürüyen Kemikler, Arkeologlarý Alarma Geçirdi

Tollund Adamý’nýn yüzündeki kýrýþýklýklar, 2.200 yýldan daha uzun süre önce ölmüþ olmasýna raðmen hala gözle görülebilir durumda. Danimarka’daki yosunlu sulak alanlar, organik maddeleri korumak için oldukça ideal olmasý nedeniyle adamýn bedenini mumyaladýlar, bu da arkeologlara uzak geçmiþimiz hakkýnda olaðanüstü bir kapýyý araladý.

Yine de son zamanlarda Ýsveç’te benzer bir bataklýkta yapýlan bir kazý, bu mükemmel koþullarýn ve yüzyýllardýr korunan onca bedenin, kemiðin ve diðer organik kalýntýlarýn son derece hassas olduðunu gösterdi.

Bulgular, uzun süreli koruma saðlamak amacýyla kazýdan kaçýnýlmasý ve eserlerin olduðu gibi toprakta býrakýlmasýyla ilgili arkeolojide uzun zamandýr bulunan bu ilkenin en azýndan bazý sulak alanlar için yeniden deðerlendirilmesi gerektiðini öne sürüyor. 

“Anekdot niteliðindeki kanýtlar, turba bataklýklarý gibi sulak alanlarda yapýlan kazýlardaki kalýntýlarýn durumlarýnýn gittikçe kötüleþtiðini uzun zamandýr gösteriyor.”

Bu sözler, College Cork Üniversitesinde sulak alan arkeoloðu olan Benjamin Gearey’e ait. Kendisi bu çalýþmada yer almýyor. Örneðin, kemik bozulmasý kuzey Ýngiltere’de bir arkeolojik alan olan Star Carr’da belgelendi. Ancak dokunun ne kadar yayýldýðýný ve çürümenin ne hýzda gerçekleþtiðini bilmek oldukça zordu.

“Ageröd, Ýsveç’in güneyindeki bir turba bataklýðý, burada 8.000 yýldan daha uzun zaman önce görülen Mezolitik kültürden kalma kemikleri, boynuzlarý ve diðer eserleri tutan bu bataklýk bir turbadaki düþüþ hýzýný ölçmek için iyi bir yer.” diyor Adam Boethius. Kendisi Lund Üniversitesinde bir arkeolog.

Boethius ve ekip arkadaþlarý 1940’larda ve 1970’lerde bataklýktan çýkartýlmýþ kemikleri, 2019’da yeni çýkarýlan kemiklerle karþýlaþtýrdýlar ve Lund Üniversitesi Tarih Müzesi’nde sakladýlar. Ýyi korunmuþ, parlak ve çatlaksýz olanlardan aþýnmýþ yüzeyli ve soluk olana kadar her bir kemiði tek tek aþýnma derecelerine göre puanladýlar.

2019 kazýsýndan çýkartýlan kemikler puanlama sistemini çökertecek kadar kötü durumdaydý. Bazý kemikler dýþ katmanýnýn yarým santimetreden daha fazlasýný kaybetmiþti. Kalýntý bulmayý bekledikleri alanýn diðer yerlerinde de hiçbir kemik çýkmamýþtý. Bu da onlarýn tamamen çürümüþ olduðunu gösteriyordu. 2019 kazýsýndaki en iyi korunmuþ kemikler neredeyse 1970’lerdeki en kötü korunmuþ kemiklerle ayný durumdaydý.

Bozulma, 1970’lerde çoktan baþ göstermiþti. Bu kazýlardaki kemikler, 1940’lardaki kazýlardan elde edilen kemiklerden daha fazla aþýnmýþtý. Dahasý, 2019’da görülen örüntünün aynýsý burada da oluþtu. 1970’lerde korunan en iyi kemikler, 1940’lardaki en kötü korunan kemiklerle ayný durumdalardý.

Birleþik Krallýk’taki Cairngorms Ulusal Parký’ndaki turba yosunlarý. C: Duncan Shaw

Araþtýrmacýlar, suçlunun ‘oksijen’ olduðunu söylüyorlar. El deðmemiþ turba bataklýklarýnýn yosunlu yüzeyinin altýnda hapsolan organik malzeme oksijenden mahrum kalýr. Kazý yapýldýðýnda ortama sülfürik asit üretmek için gömülü olan demir sülfit ile etkileþime giren oksijen gelir. Bu durum da ortam için oldukça zararlý olan ve normalde bitkileri veya kemikleri bozabilen mantarlar ve bakteriler üretir. Bir diðer etken ise tarým. Tarým faaliyetleri sulak alaný yavaþça kurutur ve koruyucu yüzeye hasar vererek içeriye oksijen girmesine sebep olur.

“Büyük olasýlýkla tüm bölgedeki yeraltý suyu daha asidik bir hale geldi,” diyor Boethius. Bu da kemiklerin sonuna kadar ýslandýðý anlamýna geliyor. Islak katmanlar hýzlýca yok olmaya mahkumdurlar. Ýklim deðiþikliðinden kaynaklý olarak sürekli artan þiddetli hava deðiþimi olaylarý da -kuraklýk ve sel dâhil- ayný oranda problem üretebileceðini de söylüyor.

“Çalýþma ‘iç karartýcý’ ve Avrupa boyunca olan sulak alanlardaki ‘yeri doldurulamaz organik arkeolojik kalýntýlarýn dehþet kaybýný’ gözler önüne sürmekte.” diyor Gearey. Bu durum ayrýca, araþtýrmacýlar için korumayý ve çürümeyi daha iyi anlamanýn ne kadar önemli olduðunu gösterir. “Ek olarak zemindeki kalýntýlarý korumak için varsayýlan strateji hakkýnda sorular ortaya çýkarýr.” diyor Reading Üniversitesi’nde arkeolog olan Martin Bell.

Gearey, “Eðer onu topraðýn içinde koruyamýyorsan, kazýp çýkarmalýsýn,” diyor. Sulak bölgelerin durumunun iyi anlaþýlmamasý ve yeterince takip edilmemesi, Boethius için Ageröd gibi yerlerdeki hazineyi topraða býrakmak için yeterli bir sebep deðil. “Hemen þimdi kazmamýz lazým,” diye belirtiyor. “Eðer 10-20 yýl beklersek her þey gitmiþ olacak.” 


Science Magazine. 29 Temmuz 2020.

Makale: Boethius, A., Kjällquist, M., Magnell, O., & Apel, J. (2020). Human encroachment, climate change and the loss of our archaeological organic cultural heritage: Accelerated bone deterioration at Ageröd, a revisited Scandinavian Mesolithic key-site in despair. PloS one, 15(7), e0236105.

www.arkeofili.com

Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazýya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayýr* Her defasýnda yeniden girmemeniz için