Blog
Ünlü Roma Katliamı Aslında Hiç Gerçekleşmemiş

Mezarların yeniden analiz edilmesi ve kapsamlı bir radyokarbon tarihleme programı sonucunda, bu kişilerin MÖ geç 1. yüzyıl ile MS erken 1. yüzyıl arasında, yani onlarca yıl süren bir süreçte çeşitli şiddet olaylarında öldükleri belirlendi.
Zeynep Şoray - www.arkeofili.com
Britanya’da ders kitaplarında bile anlatılan ünlü “Roma katliamı” anlatısı, yeni arkeolojik verilerle çürütüldü.
Mezarlardan alınan iskeletlerin kemiklerinde bıçak yaraları gösteren görüntüleri Mortimer Wheeler tarafından 1930’larda kazılan ve MS 1. yüzyıldan kalma iki iskelet. C: Martin Smith
Bournemouth Üniversitesi’nden arkeologlar tarafından yürütülen yeni bir çalışma, İngiltere’nin Dorset bölgesindeki Maiden Castle Demir Çağı tepe yerleşiminde bulunan ve daha önce Roma’nın Britanya’yı fethi sırasında gerçekleştiği düşünülen bir “savaş mezarlığı”ndan çıkarılan cesetlerin, aslında tek bir dramatik olayda ölmediğini ortaya koydu. Bu çalışma Oxford Journal of Archaeology dergisinde yayımlandı.
Mezarların yeniden analiz edilmesi ve kapsamlı bir radyokarbon tarihleme programı sonucunda, bu kişilerin MÖ geç 1. yüzyıl ile MS erken 1. yüzyıl arasında, yani onlarca yıl süren bir süreçte çeşitli şiddet olaylarında öldükleri belirlendi. Bu durum, tek bir kitlesel katliam yerine, yerel çatışmalar, infazlar veya hanedan içi çekişmeler gibi tekrar eden kanlı dönemlerin yaşanmış olabileceğini düşündürüyor.
Bournemouth Üniversitesi’nde adli ve biyolojik antropoloji doçenti olan Dr. Martin Smith, “Ölümcül silah yaraları taşıyan onlarca insan iskeletinin bulunduğu gerçeği hiçbir zaman tartışmalı değildi. Ancak sistematik bir radyokarbon tarihleme programı sayesinde, bu bireylerin tek bir korkunç olayda değil, onlarca yıl içinde ölmüş olduklarını kanıtladık” diyor.
Britanya’nın en büyük Demir Çağı tepesi olan Dorset’teki Maiden Kalesi’nin havadan görünümü. C: Jo and Sue Crane
Dorset’teki Maiden Castle Demir Çağı tepe yerleşimi, Britanya’nın en ünlü arkeolojik keşiflerinden biri olarak biliniyor. 1936’da keşfedilen alanda bulunan birçok iskelette baş ve üst gövde bölgesinde travma izleri vardı. O dönem kazıyı yöneten Sir Mortimer Wheeler, bu yaraların “savaş izleri” olduğunu ve yerli halkın Roma lejyonlarına karşı verdiği umutsuz direnişte öldürüldüğünü ileri sürmüştü.
Wheeler’ın renkli anlatımı, yani yerli bir tepe yerleşiminin işgalci Romalılar tarafından saldırıya uğraması ve savunucularının katledilmesi öyküsü, Britanya’nın “Ada Hikâyesi” anlatılarında bir dönüm noktası olarak kabul edilmişti.
Omurgasına saplanmış mızrak ucu bulunan iskelet. C: Martin Smith
Bournemouth Üniversitesi’nde tarihöncesi ve Roma arkeolojisi alanında öğretim üyesi ve çalışmanın kazı direktörü olan Dr. Miles Russell, “1930’lardan bu yana, Britonların ülkenin en büyük tepe yerleşimlerinden birinde Romalılara karşı savaşması öyküsü, tarih kitaplarında sabit bir yer edindi. İkinci Dünya Savaşı’nın arifesinde kimse bu sonuçları sorgulamak istemedi” diyor.
“Yerel Durotriges kabilesinden masum insanların Romalılar tarafından katledilmesi öyküsü güçlü ve dokunaklıydı. Sayısız makale, kitap ve belgeselde yer aldı ve Britanya tarihinde Demir Çağı’nın ani ve şiddetli sonunu simgeleyen bir an haline geldi”.
Ancak Russell şöyle devam ediyor: “Sorun şu ki, bu olay muhtemelen hiç yaşanmadı. Arkeolojik kanıtlar bunun doğru olmadığını gösteriyor. Bu, Britonların birbirini öldürdüğü ve ölülerin uzun süredir terk edilmiş bir kaleye gömüldüğü bir vaka. Roma ordusu birçok zulüm yaptı, ancak bu onlardan biri gibi görünmüyor.”
Kesici silah yaralanmalarına dair kanıtların bulunduğu iskelet. C: Martin Smith
Çalışma ayrıca, Maiden Castle’da hâlâ keşfedilmemiş olabilecek yapılar ve kalıntılar hakkında yeni soruları gündeme getiriyor. Paul Cheetham, “Bunu, ya aynı dönemde bir arada yaşayan farklı kültürler olarak ya da Demir Çağı toplumunun karmaşık sosyal kuralları veya hiyerarşik yapıları doğrultusunda belirlenen defin gelenekleri olarak yorumluyoruz. Wheeler’ın kazısı başarılıydı ancak alanın yalnızca küçük bir kısmı araştırılabildi. Devasa surların çevresinde hâlâ keşfedilmemiş çok sayıda mezarın bulunma ihtimali yüksek” diyor.
Maiden Castle’daki bu çalışma, Birleşik Krallık’taki diğer arkeolojik mezarlıkların nasıl yorumlandığına dair genel anlayışı da sorgulatıyor. Cheetham, “Aynı döneme ait farklı kültürel defin uygulamalarının bir arada bulunması, arkeolojik mezarlıkların basit yaklaşımlarla yorumlanmasının artık sorgulanması gerektiğini gösteriyor” diyor.
Bournemouth University. 20 Mayıs 2025.
Makale: Smith, M., Russell, M., & Cheetham, P. (2025).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >