Modern hayat insan kemiklerini, avcý toplayýcý atalarýmýzýnkine kýyasla hafifleþtirmiþ gözüküyor. 33,000 yýldýr Avrupa’da yaþamýþ yüzlerce insanýn kemikleri üzerinde yapýlan araþtýrmaya göre kemiklerin hafifleþmesinin nedeni þehirleþme, beslenme veya baþka faktörler deðil, tarýmýn geliþmesi ve buna tekabül eden azalan hareketlilik.
PNAS’ta yayýnlanan araþtýrma, modern insanlarý osteoporoza yatkýn bir hale getiren büyük bir deðiþimi inceliyor. Osteoporoz , kemikleri kýrýlgan ve incelmeye baþlayan bir hale getirir. Araþtýrmacýlara göre bu keþfin temelinde, kemikleri yürüme, aðýrlýk kaldýrma ve koþma gibi fiziksel aktivitelere maruz býrakmanýn, kemiklerin kalsiyum açýsýndan zenginleþmesine ve daha güçlü olmasýna yol açtýðý bilgisi var.

Neolitik tarýmcý hayatý
Johns Hopkins Üniversitesi’nde fonksiyonel anatomi ve evrim profesörü Christopher Ruff, “Erken insanlarýn daha güçlü kemiklere sahip olduðuna, ve modern insanlarda aðýrlýk taþýma egzersizlerinin kemik kaybýný önlediðine dair birçok kanýt vardý. Fakat geçen 30,000 yýl içinde daha zayýf kemiklere sahip olmamýzýn nedeni belli deðildi; tarýmýn geliþmesi mi, beslenme mi, þehirleþme mi, atýn evcilleþtirilmesi mi, yoksa baþka yaþam biçimi deðiþiklikleri mi?” diye açýkladý.
“Bu zaman dilimine ait birçok kol ve bacak kemiði örneðini analiz ettik. Bunun sonucunda zaman içinde, tarýmý geliþtirdikçe ve tarýmý benimsedikçe, kýsacasý daha yerleþik bir yaþama geçtikçe, Avrupalýlarýn kemiklerinin daha zayýfladýðýný gördük. Þehirlere taþýnma ya da baþka faktörlerin çok az etkisi oldu.”
Araþtýrmada Avrupa üzerine odaklanýlmasýnýn nedeni, iyi çalýþýlmýþ bir arkeolojik kaydý olmasý ve bazý nüfus harekelerine raðmen, Avrupa nüfusunun oldukça az genetik çeþitliliðie sahip olmasý. Bu da gözlemlenen deðiþimlerin genetikten çok, yaþam biçimiyle iliþkilendirilebileceði anlamýna geliyordu.
Araþtýrmacýlar, müze koleksiyonlarýndaki kemiklerin kalýbýný çýkararak, seyyar bir röntgen cihazýyla bunlarý taradý. Bu taramalarda bacaktaki iki uzun kemik ve koldaki bir uzun kemik üzerine yoðunlaþýldý. Ruff “Üst uzuvlarýmýzýn, yani kollarýmýzýn yapýsý, insanýn ne kadar fazla koþtuðundan ya da yürüdüðünden çok az etkilenir. Alt uzuvlarý, yani bacaklarý kollarla karþýlaþtýrarak, görülen farklarýn sadece bacaklarý etkileyen hareketliliðe mi, yoksa bütün vücudu etkileyen beslenme gibi faktörlere mi baðlý olduðunu belirleyebildik” diyor.

Femur, yani uyluk kemiðinin kesitleri. Soldaki Alt Paleolitik, saðdaki Erken Ortaçað. Sonradan, saðda kemiðin þeklindeki farklýlýk ve kemiüin gücünün azaldýðý görülebiliyor. görsel: makale yazarlarý.
Kemiklerin zamanla deðiþen geometrisini araþtýrýnca, 10,000 yýl önce baþlayan Mezolitik dönem ile 2,500 yýl önce baþlayan Roma dönemi arasýnda, bacak kemiði kuvveinde bir düþüþ görülmüþ. Buna karþýn kol kemiði kuvveti oldukça sabit kalmýþ. “Bu düþüþ binlerce yýl boyunca devam etmiþ. Bu da insanlarýn tarýmýn baþýndan, tamamen yerleþik bir hayata alýþana kadar çok uzun süren bir deðiþimden geçtiðini düþündürüyor” diyor Ruff.
“Ama ortaçaða geldiðimizde bacak kemiði kuvveti, günümüzdekiyle aynýydý” diye de ekliyor.
Ruff, paleolitik tarzda kemiklere sahip olmanýn özellikle çocuklar için mümkün olabileceðini belirtiyor. Bunun için çocuklarýn, atalarýnýn hayatýný bir ölçüde yeniden canlandýrmasý, ve özellikle bol bol yürümesi gerekir. “Profesyönel bir tenisçinin kollarý arasýndaki fark, bizim ve Paleolitik insanlarýn arasýndaki farkla neredeyse ayný” diyor Ruff. Johns Hopkins Medicine-Arkeofili
Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >