Blog
Bilim Ýnsanlarý Buluntularýn Yaþýný Nasýl Anlýyor?
| Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri | Yorum: 0 yorumBilim Ýnsanlarý Buluntularýn Yaþýný Nasýl Anlýyor?
Hassas tarihleme veya bir nesnenin yaþýný belirlemek, bize Dünya’nýn ne zaman oluþtuðunu, geçmiþ iklimleri ve insan evrimini anlatabilir.
Hassas tarihleme veya bir nesnenin yaþýný belirleme durumu, bize Dünya’nýn ne zaman oluþtuðunu gösterebilir, geçmiþ iklimleri öðrenmemize yardýmcý olabilir ve bize insanlarýn ne kadar erken evrimleþmeye baþladýðýný söyleyebilir. Peki bilim insanlarý bunu nasýl yapýyor?
Uzmanlara göre, radyokarbon tarihleme yöntemi açýk ara en yaygýn yöntem. Bu yöntem, bir radyoaktif karbon izotopu olan karbon-14’ün veya farklý sayýda nötron içeren bir atom versiyonu miktarlarýnýn ölçülmesini içerir.
Karbon-14 çevrede her yerde bulunur. Ýngiltere Oxford Üniversitesi’nde bir arkeolog ve radyokarbon tarihleme uzmaný olan Thomas Higham, atmosferde oluþtuktan sonra bitkiler içine çeker, hayvanlar ise dýþarý verir diyor.
Higham, ‘’Canlý olan her þey onu içine alýr.’’ diyor.
En yaygýn karbon türü altý nötron içerirken, Karbon-14 iki tane fazladan içerir. Bu durum izotopu, en yaygýn karbon formundan daha aðýr ve çok daha az kararlý hale getirir. Yani binlerce yýlýn sonunda, Karbon-14 bozulur. Nötronlarýndan biri bir protona ve bir elektrona ayrýlýr. Elektron geçiþ yaparken, proton atomun bir parçasý olarak kalýr. Bir az nötron ve bir fazla proton ile izotop azota doðru bozulma gösterir.
Canlýlar öldüðünde, Karbon-14’ü almayý býrakýrlar ve vücutlarýnda kalan miktar, yavaþ bir süreç olan radyoaktif bozulmayý baþlatýr. Bilim insanlarý, belirli bir miktardaki Karbon-14’ün yarýsýnýn bozulmasýnýn ne kadar sürede gerçekleþtiðini biliyorlar (Yarýlanma süresi). Bu, organik bir madde parçasýnýn yaþýný, içinde kalan Karbon-14’ün Karbon-12’ye oranýný ölçerek ve bu miktarý Karbon-14 yarýlanma süresi ile karþýlaþtýrarak ölçmelerini saðlar.
Karbon-14’ün yarýlanma ömrü 5.730 yýldýr ve bu da onu son 50.000 yýllýk tarihi incelemek isteyen bilim insanlarý için ideal kýlar. Higham, ‘’Bu, temelde insanlýk tarihinin gerçekten ilginç kýsmýný kapsýyor. Tarýmýn kökenleri, medeniyetlerin geliþimi; tüm bunlar radyokarbon döneminde oldu.’’ diyor.
Pennsylvania Eyalet Üniversitesi Radyokarbon Laboratuvarý’nda yardýmcý araþtýrma profesörü olan Brendon Culleton, bununla birlikte bundan daha eski nesnelerin Karbon-14’lerinin yüzde 99’undan fazlasýný kaybettiðini ve tespit edilmesi için çok az þey býraktýðýný söylüyor. Daha eski nesneler için, bilim insanlarý yaþ ölçüsü olarak Karbon-14 kullanmýyorlar. Bunun yerine, genellikle çevrede bulunan diðer elementlerin radyoaktif izotoplarýna bakýyorlar.
Dünyanýn en yaþlý nesneleri için uranyum-toryum-kurþun tarihlemesi en kullanýþlý yöntemdir. Higham, ‘’Dünyayý tarihlemek için bunu kullanýyoruz.’’ diyor.
Radyokarbon tarihlemesi yalnýzca bir zamanlar canlý olan varlýklar için yararlý olsa da, bilim insanlarý kayalar gibi nesnelerin yaþýný ölçmek için uranyum-toryum-kurþun tarihlemeyi kullanýyorlar. Bu yöntemde bilim insanlarý, tümü kararlý kurþun formlarýna bozunan çeþitli farklý radyoaktif izotoplarýn miktarýný ölçüyor. Bu ayrý bozunma zincirleri, Uranyým-238, Uranyum-235 ve Toryum-232’nin parçalanmasý ile baþlar.
Utah Eyalet Üniversitesi’nden jeolog Tammy Rittenour, ‘’Uranyum ve toryum çok büyük izotoplar, patlýyorlar. Her zaman dengesizler.’’ diyor. Bu ‘’ana izotoplar’’ýn her biri, kurþun olarak sonuçlanmadan önce farklý bir radyoizotop zincirinde parçalanýr. Çevre Koruma Ajansý’na göre bu izotoplarýn her biri, günlerden milyarlarca yýla kadar deðiþen farklý bir yarýlanma süresine sahip. Týpký radyokarbon tarihleme gibi, bilim insanlarý bu izotoplar arasýndaki oranlarý kendi yarý ömürleriyle karþýlaþtýrarak hesaplarlar. Bu yöntemi kullanarak bilim insanlarý, Avustralya’da bulunan 4,4 milyar yýllýk bir zirkon kristali olan þimdiye kadar keþfedilmiþ en eski kayanýn tarihini buldular.
Son olarak, baþka bir tarihleme yöntemi bilim insanlarýna bir nesnenin kaç yaþýnda olduðunu deðil, en son ne zaman ýsýya veya güneþ ýþýðýna maruz kaldýðýný söyler. ‘’Luminescence’’ (lüminesans) tarihleme olarak adlandýrýlan bu yöntem, son bir milyon yýlda çevredeki deðiþiklikleri inceleyen jeo-bilimciler tarafýndan tercih ediliyor. ‘’Bir buzulun ne zaman oluþtuðunu veya geri çekildiðini, bir vadi üzerinde tortu biriktirdiðini keþfetmek için kullanabilirler; veya bir sel nehir havzasýnýn üzerine tortu býraktýðýnda…’’ diyor Rittenour.
Bu kayalar ve tortulardaki mineraller gömüldüklerinde, etrafýndaki tortularýn yaydýðý radyasyona maruz kalýrlar. Bu radyasyon, elektronlarý atomlarýndan atar. Elektronlarýn bazýlarý tekrar atomlarýn içine geçer, ancak diðerleri etraflarýndaki yoðun atom aðýndaki deliklere veya diðer kusurlara sýkýþýr. Bu elektronlarý orijinal konumlarýna geri döndürmek için ýsýya veya güneþ ýþýðýna ikinci kez maruz kalmalarý gerekir. Bilim insanlarýnýn yaptýðý tam olarak budur. Bu numuneyi ýþýða maruz býrakýrlar ve elektronlar atomlara geri döndükçe ýsý ve ýþýk veya ýþýldayan sinyaller yayarlar.
Rittenour, ‘’Nesne ne kadar uzun süre gömülü kalýrsa o kadar fazla radyasyona maruz kalýr.’’ diyor, ‘’Özünde çok fazla radyasyona maruz kalan uzun süre gömülü kalmýþ nesnelerin, atomlarýna geri döndüklerinde birlikte parlak bir ýþýk yayacaklarý muazzam miktarda elektron yerinden çýkar.’’ Bu nedenle, ýþýldayan sinyal miktarý bilim insanlarýna nesnenin ne kadar süre gömülü kaldýðýný söyler.
Nesnelerin yaþýný bulmak sadece dünyanýn yaþýný ve eski insanlarýn nasýl yaþadýðýný anlamak için önemli deðil. Adli bilim insanlarý, cinayetten sahteciliðe kadar suçlarý çözmek için de bu yöntemleri kullanýyorlar.
Higham, radyokarbon tarihlemesinin bize kaliteli bir þarabýn veya viskinin ve kadar süredir yaþlandýðýný ve dolayýsýyla sahte olup olmadýðýný gösterebileceðini söylüyor ve ekliyor, ‘’ Çok sayýda farklý uygulama alaný var.’’
www.arkeofili.com
Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >