Blog
Adını Hiç Duymamış Olabileceğiniz Kayıp İnsan Ataları

Şu anki aile ağacımızı oluşturan karakterler arasında oldukça şaşırtıcı ve tartışmalı insan benzeri canlılar yer alıyor; fakat bunlardan hangilerinin gerçekten ayrı bir tür olarak sınıflandırılması gerektiği konusunda antropologlar hemfikir değil.
www.arkeofili.com
İnsan evrimini anlamaya çalıştıkça, keşfedilen her yeni fosil türü atalarımızın soy ağacını daha da karmaşık hale getiriyor.
‘Ejderha Adam’dan Homo Georgicus’a kadar kadim akrabalarımız oldukça karmaşık bir ağaç oluşturuyor. C: Wikimedia Commons
Hominin kabilesinin hayatta kalan tek üyeleri olarak biz Homo sapiens’ler, aile ağacımızı bir araya getirme, soyu tükenmiş insan türlerini belgeleyerek bugün bulunduğumuz noktaya nasıl geldiğimizi anlama sorumluluğunu taşıyoruz. Ancak ne kadar çok fosil keşfedersek, tablo o kadar karmaşık hale geliyor ve kim olduğumuzu ve nereden geldiğimizi anlamak da o kadar zorlaşıyor.
Şu anki aile ağacımızı oluşturan karakterler arasında oldukça şaşırtıcı ve tartışmalı insan benzeri canlılar yer alıyor; fakat bunlardan hangilerinin gerçekten ayrı bir tür olarak sınıflandırılması gerektiği konusunda antropologlar hemfikir değil.
Ardipithecus ramidus
Bildiğimiz şey şu: Hikâyemiz Afrika’da, “temel homininler” olarak bilinen, maymun benzeri bazı canlılarla başlıyor. Bunların en eskisi, yaklaşık 7 milyon yıl önce şempanzelerle olan ortak atamızdan ayrıldığımız dönemde ortaya çıkan Sahelanthropus tchadensis idi.
Sonrasında Orrorin tugenensis geldi, fakat üçüncü bir temel hominin olan Ardipithecus ramidus’un varlığı ancak 2009’da kesin olarak kanıtlandı. Bu tür, yaklaşık 4.5 milyon yıl önce Etiyopya’da yaşamıştı ve muhtemelen iki ayak üzerinde yürüyen ilk atalarımızdan biriydi. Görece yakın tarihte keşfedilmiş olmasına rağmen, bu maymunumsu tür bugün Doğu Afrika’da 100’den fazla fosille temsil ediliyor.
Homo gautengensis
Temel homininlerden sonra, önce Australopithecus ve Paranthropus cinslerine ait birtakım ilkel türler geldi. Ardından yaklaşık 2 milyon yıl önce Homo cinsinin ilk üyesi sahneye çıktı. Ancak 2010 yılında, antropolog Darren Curnoe, 1977’de Güney Afrika’da bulunan kısmi bir kafatasının aslında bilinen ilk Homo türünü temsil ettiğini öne sürerek ortalığı karıştırdı.
Bu ilkel insana Homo gautengensis adını veren Curnoe, morfolojik özelliklerinin diğer arkaik homininlerden yeterince farklı olduğunu ve ayrı bir tür olarak sınıflandırılması gerektiğini savundu. Ancak çoğu bilim insanı bu görüşe katılmıyor ve Homo gautengensis’in muhtemelen Homo erectus’un erken bir varyantı olduğunu düşünüyor.
Dmanisi’de Homo Georgicus’a ait beş kafatası bulundu, peki gerçekten hepsi aynı türe mi ait? C: Wikimedia Commons
Homo georgicus
Aile ağacımızdaki bir diğer tartışmalı üye olan Homo georgicus, 1.85 milyon yıllık bir örneğe verilen isim ve Gürcistan’daki Dmanisi kentinde keşfedildi. Bu fosil, Afrika dışındaki bilinen en eski insan fosili olma unvanını taşıyor. 1991’de keşfedilmesinden bu yana, Homo georgicus büyük bir tartışmanın merkezinde yer aldı. Bazı uzmanlar onu sadece Homo erectus’un bir formu olarak değerlendirirken, diğerleri bunun tamamen ayrı bir tür olduğunu savunuyor.
İlginç bir şekilde, yakın tarihli bir genetik çalışma, Dmanisi topluluğunun aslında Homo erectus’la akraba olmayan iki ayrı insan türünü içerebileceğini öne sürdü. Henüz yayımlanmamış olan bu makaleye göre, bunlardan biri gerçekten Homo georgicus, diğeri ise “isimsiz bir tür” olabilir.
Homo helmei
Sadece Güney Afrika’da bulunan “Florisbad kafatası” adlı tek bir kafatası örneğinden tanımlanmış olan tartışmalı Homo helmei türünün, yaklaşık 350.000 yıl önce yaşamış olabileceği düşünülüyor; yani bizim türümüz Homo sapiens Afrika’da yayılmaya başladığı dönemde.
1935 yılında ilk kez sınıflandırılan Homo helmei, o zamandan beri pek çok antropolog tarafından tekrar incelendi. Bugün çoğu uzman, Florisbad kafatasının aslında çok erken dönem bir Homo sapiens bireyine ait olduğunu düşünüyor. Ancak bu bireyin kafatası şekli, modern insan kafataslarından oldukça farklı; muhtemelen bu bireyin, atalarımızın Neandertaller ve Denisovalılar ile çiftleşmesinden çok önce yaşamış olmasından dolayı.
Homo longi, Homo juluensis… yoksa Denisovalılar mı?
Tüm bunlar bizi kardeş soyumuz olan Denisovalılara getiriyor. Şimdiye dek, bu gizemli türe ait yalnızca birkaç kemik parçası Sibirya, Tibet ve Tayvan’daki bazı alanlarda keşfedildi. Ancak Asya’nın farklı bölgelerinden elde edilen birçok başka örneğin de Denisovalı soyuna ait olduğu düşünülüyor.
Örneğin, Homo longi — yani “Ejderha Adam” — Kuzey Çin’de bulunan iri yapılı bir insan fosiline verilen isim. Devasa dişleri ve alışılmadık yüz özellikleriyle dikkat çeken bu 150.000 yıllık birey, birçok uzman tarafından Denisovalı olarak kabul ediliyor. Ancak bu gizemli hominine dair daha fazla fosil bulana kadar bu sınıflandırmayı kesin olarak doğrulamamız mümkün değil.
Bu arada, 2024’ün sonlarında, araştırmacılar aynı bölgeden bir başka tür daha duyurdu. Homo juluensis olarak adlandırılan bu insan ailesine ait yeni üyenin de bir Denisovalı olabileceği düşünülüyor. Tüm bunlar, bizden önce gelen antik homininler hakkında aslında ne kadar az şey bildiğimizi açıkça ortaya koyuyor.
IFL Science. 19 Nisan 2025.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >