Blog
Diyarbakır Kulp’ta Ortaya Çıkan Kilise Kalıntıları 1700 Yıllık Tarihi Aydınlatıyor

Kilise kalıntılarında bugüne kadar 124 mezar ortaya çıkarıldı. Bu mezarlarda yapılan antropolojik incelemeler, 170 bireyin iskeletine ulaşıldığını ortaya koydu.
www.arkeolojikhaber.com
Diyarbakır’ın Kulp ilçesindeki İnkaya Mahallesi’nde yürütülen kazılar, bölgenin Roma ve Bizans dönemlerindeki önemini gözler önüne seriyor. 2021’de bronz bir haçın bulunmasıyla başlatılan çalışmalarda, bugüne kadar 124 mezar, 170 bireye ait iskelet ve 130’dan fazla eser gün yüzüne çıkarıldı. Daha önce 1500 yıllık olduğu düşünülen kilise, Roma İmparatoru II. Konstantius’a ait sikkenin bulunmasıyla yaklaşık 1700 yıl öncesine tarihlendirildi.
Kilisenin Tarihi 200 Yıl Geriye Gitti
İnkaya Mahallesi’nde 2021’de başlayan arkeolojik kazılar, kısa sürede bölgenin tarihini yeniden şekillendirecek nitelikte sonuçlar verdi. Diyarbakır Müze Müdürlüğü öncülüğünde, 17 uzman ve 30 işçiden oluşan ekip, 2022 yılında kilise kalıntılarını gün yüzüne çıkardı. Daha önce Bizans İmparatoru I. Anastasius dönemine (491-518) ait sikke bulunmuş ve kilisenin yaklaşık 1500 yıllık olduğu değerlendirilmişti. Ancak bu yıl ortaya çıkarılan Roma İmparatoru II. Konstantius’a (337-361) ait sikke, kilisenin inşa tarihini 1700 yıl öncesine çekti. Bu buluntu, Anadolu’da erken Hristiyanlık dönemine dair yeni ipuçları sunuyor.
124 Mezar ve 170 Birey
Kilise kalıntılarında bugüne kadar 124 mezar ortaya çıkarıldı. Bu mezarlarda yapılan antropolojik incelemeler, 170 bireyin iskeletine ulaşıldığını ortaya koydu. Mezarlarda bebek, çocuk, kadın ve erkeklere ait kalıntılar bulundu. Mezar tipleri arasında taş sanduka, izole gömüler ve oldukça tahrip olmuş bir lahit yer alıyor. Araştırmalar, kilisenin tahribata uğradıktan sonra çevresinin ve iç kısmının mezarlık olarak kullanıldığını ortaya koyuyor. Bu bulgular, yalnızca dini yapıların değil, toplumsal hayatın da izlerini barındıran çok katmanlı bir tarihsel süreci işaret ediyor.
130’dan Fazla Eser Gün Yüzüne Çıkarıldı
Kazılar sırasında pithos, sütun parçaları, kandiller ve denizyıldızı fosili gibi 30 envanterlik ve 100 etütlük esere ulaşıldı. Bu buluntular, kilisenin mimari özelliklerini anlamada olduğu kadar, dönemin günlük yaşamına dair bilgiler sunmada da önemli bir yer tutuyor. Özellikle farklı dönemlere tarihlendirilen sikkeler, kilisenin uzun süreli kullanımını belgeleyen arkeolojik kanıtlar olarak değerlendiriliyor. Ayrıca kazılarda elde edilen veriler, Bizans’ın Doğu Anadolu’daki hâkimiyet alanının Fırat’ın ötesine kadar uzandığını göstererek, tarihsel sınır algısını yeniden şekillendiriyor.
Bizans’ın Doğudaki Varlığına Dair Yeni Veriler
Diyarbakır Müze Müdür Vekili Müjdat Gizligöl, kazıların yalnızca kilisenin tarihini aydınlatmadığını, aynı zamanda Bizans İmparatorluğu’nun doğudaki varlığına ilişkin yeni perspektifler sunduğunu belirtiyor. Gizligöl, Bizans’ın Fırat’ın ötesinde gelişkin bir medeniyet kurduğunu ve bölgedeki etkisinin daha önce düşünüldüğünden çok daha güçlü olduğunu ifade ediyor. Çalışmalar tamamlandığında kilisenin planı ve çevre yerleşim düzeni daha net anlaşılacak. Böylece, Roma ve Bizans döneminde Diyarbakır’ın, erken Hristiyanlık tarihi açısından stratejik bir merkez olduğu ortaya konulmuş olacak.
AA Ahmet Kaplan
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >