Blog

Ara3

Doğal Yarıktaki ‘Büyücülük’ Aktivitesi Akustiğe Dayanıyordu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AkustikFinlandiyaRezonansŞamanizmŞeytan Kilisesi



Doğal Yarıktaki ‘Büyücülük’ Aktivitesi Akustiğe Dayanıyordu

Finlandiya’nın doğusundaki Koli milli parkı, Pirunkirkko ya da İngilizce adıyla Devil’s Church (Şeytan Kilisesi) olarak bilinen 34 metre uzunluğundaki ünlü bir yarık mağaraya ev sahipliği yapıyor.

 

Zeyenp Şoray - www.arkeofili.com

 

Finlandiya’da uzun zamandır şamanik uygulamalara ev sahipliği yapan ve Şeytan Kilisesi olarak anılan doğal bir yarığın seçilmesinin nedeni yankılama olabilir.

 

 

Mağaranın girişi sadece 1 ile 1,3 metre boyutlarında olup, büyük kayalarla sınırlandırılmış. Yuvarlağımsı bir taş, üzerinde emeklemek için eğilmek gereken bir eşik görevi görüyor. C: Open Archaeology (2023)

Finlandiya’nın doğusundaki Koli milli parkı, Pirunkirkko ya da İngilizce adıyla Devil’s Church (Şeytan Kilisesi) olarak bilinen 34 metre uzunluğundaki ünlü bir yarık mağaraya ev sahipliği yapıyor. Folklorda bu yarık mağara, yerel bilgelerin ruhlar dünyasıyla iletişime geçmek için buluştukları bir yer olarak biliniyordu. Bugün bile bu yer, mağarada davul çalma seansları düzenleyen şamanizm uygulayıcıları tarafından ziyaret ediliyor.

Şimdi ise Open Archaeology isimli dergide yayımlanan yeni bir makale, Şeytan Kilisesi’nin akustiğini inceliyor ve mağaranın akustik özelliklerinin onunla ilişkili inançları açıklayıp açıklayamayacağını ve neden ses içeren etkinlikler ve ritüeller için bir yer olarak seçildiğini araştırıyor.

Çalışmada araştırmacılar, Şeytan Kilisesi’nin belirli bir frekanstaki sesi güçlendiren ve uzatan farklı bir rezonans fenomenine ev sahipliği yaptığını tespit etti. Bu olgu, mağarayla ilişkili inanç ve deneyimleri önemli ölçüde etkilemiş olabilir.

Şifa Ritüelleri Ve Davul Çalma Seanslarının Güçlendiricisi Olarak Rezonans

Araştırmacılar, Koli bölgesinde birkaç bilge ve şifacının faaliyette olduğunu gösteren tarihi arşivleri inceledi. Bilgelerin en ünlüsü Kinolainen olarak bilinen ve bazen Tossavainen olarak da anılan, büyülü ayinler için Şeytan Kilisesi’ni kullanan bir adamdı.

Geleneksel kayıtları özetleyen Rainio, “Folklora göre Kinolainen hastalarını ‘kiliseye’ götürür ve hastalıklarının nedenleri ve tedavileri hakkında Şeytan’la konuşurdu. Bu tür bir iyileştirme ritüeli genellikle yüksek sesle bağırma, ayaklarını yere vurmayı ve vurmayı içerirdi” diyor.

Hytönen-Ng ayrıca ayinlerinde Şeytan Kilisesi’ni kullanan modern bir Şamanizm uygulayıcısı ile röportaj yaptı ve onu gözlemledi. Uygulayıcıya göre, mağarada özel bir enerji var ve bu da çevredeki doğayla ve kişinin kendi kökleriyle güçlü bir bağlantı kurmasını sağlıyor.

“Uygulayıcı röportajda özellikle mağaranın arka tarafında yapılan davul çalma seanslarının ‘yeni ufuklar’ açtığını söyledi.”

 

İlk koridor 6,4 metre uzunluğunda, 1 metre genişliğinde ve 1-2 metre yüksekliğinde. Tüm mağaradaki en karanlık yer olan dikdörtgen bir köşede sona eriyor. C: Open Archaeology (2023)

Rainio’ya göre, mağaranın koridor benzeri, düz duvarlı arka kısmında yapılan akustik ölçümler güçlü bir rezonans fenomeni gösteriyor. Bu fenomen, pürüzsüz paralel duvarlar arasında duran bir dalgadan kaynaklanıyor ve mağaranın doğal frekansı olan 231 Hz’de, el çırpma, davul çalma veya yüksek sesli patlama gibi keskin darbelerden sonra yaklaşık bir saniye boyunca duyulabilen bir ton üretiyor.

Mağarada 231 Hz frekansına yakın olarak seslendirilen tonlar mağara tarafından güçlendiriliyor ve uzatılıyor.

“Şamanik uygulayıcıyı kaydettik ve tekrar tekrar 231 Hz’de sesler çıkardıklarını ve bu seslerin mağara tarafından doğal frekansında yükseltildiğini gördük.”

Doğal Ortamda Nadir Görülen Bir Fenomen

Rezonans, yapılı çevrede, özellikle küçük odalarda yaygın bir olgu, ancak pürüzsüz ve sağlam, paralel yüzeylerin nadiren bulunduğu doğal çevrede nadir. Araştırmacılara göre bu nedenle Şeytan Kilisesi’nin en iç kısmında meydana gelen rezonansın yüzyıllar önce bölgede yaşayan insanlar için istisnai bir ses olgusu olduğu varsayılabilir.

Doğal ortamdaki benzer farklı rezonanslar, örneğin Fransa ve İspanya’daki Paleolitik mağaralarda, özellikle mağara duvarlarındaki resimlerin yakınında ölçülmüştü.

Rainio ve Hytönen-Ng, rezonansla güçlendirilmiş, kalıcı bir tonun muhtemelen Şeytan Kilisesi’nde gerçekleştirilen ritüellerin arka planında duyulabilir olduğundan şüpheleniyor. Araştırmacılara göre, bu rezonansın etkisi hoş ve bilinçsiz olabilir, ancak mağara ile ilgili inanç ve deneyimleri önemli ölçüde şekillendirmiş olabilir.

“Bir akustik araştırmacısının rezonans duyduğu yerde, geçmişteki insanlar bir ruhun varlığını hissetmiş olabilir ve bir şamanik uygulayıcı, her biri kendi geçmişine göre olağanüstü bir enerjinin varlığını hissedebilir.”

Bu çalışma, rezonansın fiziksel bir mekan alan veya doğal çevre ile somut iletişim ve diyalog kurmak için nasıl kullanılabileceğine dair bir örnek sunuyor.


University of Eastern Finland. 27 Kasım 2023.

Makale: Rainio, R., & Hytönen-Ng, E. (2023).

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için