Blog

Eki22

Doğu Anadolu’nun Fay Haritası Yeniden Çiziliyor: Van YYÜ’den Kritik Deprem Araştırması

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Afet YönetimiDeprem RiskiErcişFay HattıJeolojik AraştırmaPaleosismolojiŞemdinliTÜBİTAK ProjesiVan YYÜYüksekova



Doğu Anadolu’nun Fay Haritası Yeniden Çiziliyor: Van YYÜ’den Kritik Deprem Araştırması

Çalışma kapsamında Van’daki Başkale ve Erciş, Hakkari’deki Yüksekova ve Şemdinli, Ağrı’daki Tutak fay hatları incelendi.

 

www.arkeolojikhaber.com

 

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi akademisyenleri, TÜBİTAK destekli proje kapsamında Van, Hakkari ve Ağrı’da yer alan beş aktif fay zonunda yürüttükleri paleosismolojik çalışmaları tamamladı. Başkale, Erciş, Yüksekova, Şemdinli ve Tutak fay hatlarında yapılan hendek kazılarıyla bölgedeki deprem tekrarlanma aralıkları belirlendi. Elde edilen veriler, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’ne gönderilerek analiz sürecine alındı. Bulgular, Doğu Anadolu’daki sismik risklerin yeniden değerlendirilmesini gündem.

 

 

Beş Fay Hattında Yoğun Paleosismolojik Çalışma
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Afet Yönetimi ve Deprem Araştırma Merkezi’nin öncülüğünde yürütülen “Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi” başlıklı proje, iki yıllık kapsamlı saha çalışmasının ardından tamamlandı.

Van YYÜ, Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü, AFAD ve Belediyeler Birliği’nin iş birliğiyle gerçekleştirilen projeye TÜBİTAK 8,5 milyon TL destek sağladı.

Çalışma kapsamında Van’daki Başkale ve Erciş, Hakkari’deki Yüksekova ve Şemdinli, Ağrı’daki Tutak fay hatları incelendi.

Van YYÜ öğretim üyeleri Prof. Dr. Azad Sağlam Selçuk, Prof. Dr. Levent Selçuk ve Dr. Öğr. Üyesi Sacit Mutlu liderliğindeki altı kişilik araştırma ekibi, her biri yaklaşık 30 metre uzunluğunda, 3 metre genişliğinde ve 4 metre derinliğinde hendekler açarak jeolojik örnekler topladı.

Amaç, Doğu Anadolu Bölgesi’nde deprem üretme potansiyeli yüksek fayların geçmiş aktivite kayıtlarını, tekrarlanma aralıklarını ve yıkıcılık potansiyellerini bilimsel olarak ortaya koymaktı.

Yüksekova ve Şemdinli: Sismik Boşlukta Gizlenen Risk
Ekip üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Sacit Mutlu, araştırmalar sonucunda Yüksekova–Şemdinli fay zonunun ciddi risk taşıdığını belirtti.

Mutlu’ya göre bu fay hattı, tarihsel dönemlerde yıkıcı bir deprem kaydı bulunmamasına rağmen “sismik boşluk” olarak tanımlanıyor:
“Kazı çalışmalarında hem tarihsel hem aletsel dönemde kaydedilmemiş deprem izlerine ulaştık. Bu durum, fayın enerji biriktirdiğini ve gelecekte önemli bir kırılma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor.”
Mutlu, özellikle Yüksekova’nın zemin yapısının depreme dayanım açısından zayıf olduğunu, bu nedenle bölgede olası bir sarsıntının ciddi yapısal hasarlara yol açabileceğini ifade etti.

Araştırmalarda alınan örneklerin yaş analizleri tamamlanmak üzere TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’ne gönderildi.

“Yaş kalibrasyonları sonrasında fayın geçmişte hangi dönemlerde deprem ürettiğini net olarak belirleyeceğiz,” diyen Mutlu, elde edilecek verilerin bölgesel risk haritalarına entegre edileceğini belirtti.

Bilimsel Verilerden Kentsel Planlamaya
Proje kapsamında yalnızca bilimsel veriler değil, uygulamaya dönük öneriler de geliştirildi.
Mutlu, elde edilen sonuçların “raflarda kalmayacağını” vurgulayarak, AFAD, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlükleri ile belediyelerle paylaşılan bilgilerin, imar ve yapı planlamasında kullanılacağını açıkladı:
“Hazırladığımız haritalar, yerleşim alanlarının güvenli bölgelerde oluşturulmasına katkı sağlayacak. Böylece fay hatları üzerine yapılaşmanın önüne geçilmesi hedefleniyor.”

Ayrıca proje ekibi, deprem bilincini artırmak amacıyla araştırma bulgularını üniversite derslerinde öğrencilere aktarıyor.

Bu yaklaşım, yalnızca akademik bir çıktı üretmekle kalmayıp, afet yönetimi eğitimine de doğrudan katkı sunuyor.
Mutlu, “Afet yönetimi, yalnızca bir kurumun sorumluluğu değil; disiplinler arası bir yaklaşım gerektiriyor. Biz de bu bilinci öğrencilerimize kazandırmaya çalışıyoruz” dedi.

Geleceğe Dönük Uyarı: “Acılardan Ders Çıkarmalıyız”
Van YYÜ ekibine göre, 2011 yılında Van’da yaşanan 7,2 ve 5,6 büyüklüğündeki depremler, bölgenin tektonik yapısının hâlâ aktif olduğunu kanıtlıyor.

Bu depremlerde 644 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatan Mutlu, yaşanan acıların geleceğe dair bir uyarı niteliği taşıdığını söyledi:
“Deprem sonrası sadece yapısal değil, sosyolojik ve psikolojik etkiler de uzun yıllar sürdü. Artık acılardan ders çıkararak geleceği planlamak zorundayız.”

Uzmanlar, afet risk yönetiminin toplumun tüm kesimlerini kapsayacak biçimde anaokulundan üniversiteye kadar eğitim programlarına entegre edilmesi gerektiği görüşünde.

AFAD’ın çevrim içi eğitim programlarının herkes tarafından erişilebilir olduğunu belirten Mutlu, toplumsal farkındalığın artırılmasının en güçlü deprem önlemi olduğunu vurguladı.

 

Emre Ilıkan aa

 

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için