Blog

Eyl18

Gordion Antik Kenti, UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ne Girdi

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AnkaraFriglerFrigyaGordionPolatlıUNESCO



Gordion Antik Kenti, UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ne Girdi

Gordion’un da Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmesiyle Türkiye’nin bu listedeki varlık sayısı 20’ye ulaştı. Ayrıca UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne ilk defa Ankara’dan bir yer kaydedilmiş oldu.

www.arkeofili.com

Ankara’nın Polatlı ilçesinde yer alan Friglerin başkenti Gordion Antik Kenti, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kaydedildi!

C: Wikimedia Commons

2012 yılından beri UNESCODünya Mirası Geçici Listesi’nde olan Gordion Antik Kenti’nin kalıcı listeye alınması için uzun süredir hazırlıklar yapılıyordu. Bu süreçte Gordion’da incelemeler yapıldı ve ilgili tüm dosya hazırlıkları tamamlanarak UNESCO’ya teslim edildi.

16-20 Eylül tarihlerinde Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde yapılan UNESCO Dünya Mirası Komitesi’nin toplantısında Gordion Antik Kenti’nin UNESCO Dünya Mirası Asıl Listesi’ne alınmasına karar verildi.

Gordion’un da Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmesiyle Türkiye’nin bu listedeki varlık sayısı 20’ye ulaştı. Ayrıca UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne ilk defa Ankara’dan bir yer kaydedilmiş oldu.

C: Wikimedia Commons

Gordion yerleşmesi

Gordion yerleşimi Ankara’nın 70 km güneybatısında, bulunuyor. Ana Yerleşim Höyüğü, Sakarya nehri üzerinde, Yassıhöyük köy sınırları içerisinde yer alıyor. Site, Erken Tunç Çağı’ndan (MÖ 3. binyıl) Orta Çağ dönemine (MS 12. ila 13. yüzyıllar) kadar uzanan uzun bir yerleşim geçmişine sahip. Yine de Gordion, Frigya’nın ve muhtemelen Hitit İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra MÖ 12. yüzyılda bölgeye ilk gelen güneydoğu Avrupalı bir halk olan Friglerin siyasi ve kültürel başkenti olmasıyla tanınıyor. Frig kültürel varlığı MÖ 4. yüzyıla, yani 333 yılında Gordion’a gelen Büyük İskender’in fetihlerine kadar güçlü bir şekilde devam ediyor.

Gordion’daki ilk kazılar 1900’lü yıllarda Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün himayesinde Alfred ve Gustav Körte tarafından gerçekleştirildi. 1950 yılında Pensilvanya Üniversitesi’nin sponsorluğunda, Rodney S. Young’ın başkanlığında kazılara yeniden başlandı ve 1973 yılına kadar sürdü.

C: Wikimedia Commons

Gordion’un konumu, Anadolu’daki ana yolların kavşağında bulunması, ırmak ve diğer kaynaklar sayesinde suyun bolluğu ve çevresinin kuru tarım ve hayvancılığa uygun açık araziyle çevrili olması gibi çeşitli sebeplerden dolayı Friglere çekici gelmiş olmalıydı. Aynı doğal ortam koşulları Gordion’un MÖ 3. binyıldan itibaren Hitit egemenliği zamanında iskân görmesini de açıklıyor.

Young’ın kapsamlı kazıları öncelikle höyüğün doğu yarısında gerçekleştirildi; buradaki nihai amaç, MÖ 9. yüzyıla, Erken Frig dönemine tarihlenen anıtsal bir Demir Çağı kalesinin ortaya çıkarılmasıydı. Bu kalenin güneydoğusundaki devasa giriş kompleksi 10 metre yüksekliğinde ve Anadolu Demir Çağı’nın ilk anıtı olarak biliniyor. Kalenin içinde üç ana bölge ortaya çıkarıldı. Bir bölme duvarı ile ayrılan iki açık hava avlusu, ana salon ve giriş odası veya sundurmadan oluşan megaron tipi büyük ölçekli binalarla çevrelenmişti. Megaronlardan biri, ana odasında çok renkli çakıl taşlarından yapılmış desenli bir mozaik tabana sahip olmasıyla özellikle öne çıkıyordu. Bu taban, türünün herhangi bir yerde bilinen en eski örneği. İki avlunun birlikte Frig devletinin idari ve belki de dini merkezi olduğu düşünülüyor. Avlunun hemen güneybatısında, geniş bir caddenin karşısında iki uzun sıra bina karşı karşıya yer alıyor.

Bunu takip eden 8. yüzyıl boyunca Frigler kalelerini oldukça yüksek bir seviyede yeniden inşa ettiler. Bu, 8. yüzyılın sonlarında aktif ve güçlü bir hükümdar olduğu bilinen Kral Midas’ın kalesi olmalıydı. Aynı zamanda, ana yerleşim tepesinin etrafında, kuzeyde ve güneyde birbirinden yaklaşık bir kilometre uzaklıkta yüksek kalelerin bulunduğu geniş bir müstahkem Aşağı Şehir inşa edilmiş olabilir. Yeni Frig kalesinin MÖ 333’te İskender’in gelişine kadar kullanıldığı düşünülüyor.

C: Wikimedia Commons

Yeni kalenin uzun tarihi boyunca Gordion ve Frigya ilk olarak batıdaki Lidya’nın egemenliği altına girdi; daha sonra 540’lı yıllarda Gordion, Pers Kralı Büyük Kiros’un orduları tarafından ele geçirildi ve Büyük İskender’in gelişine kadar Pers İmparatorluğu’nun bir parçası olarak kaldı. Bugün yeni Frig kalesi hakkında, kapı kompleksinin önündeki etkileyici basamaklı istinat duvarı da dahil olmak üzere, sur duvarları dışında pek bir şey görülemiyor.

Gordion civarında yaklaşık 150 tümülüs bulunuyor ve bu sayı, tümülüslerin Orta Anadolu’daki açık ara en yoğun alanına işaret ediyor. Kazılan tümülüslerin tarihi MÖ 9. yüzyıldan Helenistik döneme (MÖ 3. ila 2. yüzyıla) kadar uzanıyor, ancak büyük çoğunluğu MÖ 6. yüzyıldan daha geç değil. Frig kraliyetinin ve diğer elitlerin mezarlarını simgeleyen ve genellikle belirgin bir konuma sahip olan tümülüsler, Gordion’a özgü bir manzara oluşturarak bölgenin sade doğal güzelliğiyle bütünleşiyor. Tümülüslerin çoğunun yüksekliği 3 ila 12 metre arasında değişiyor ancak bazıları çok daha büyük. Bunların en yükseğinin günümüzdeki yüksekliği 53 metre olan Midas Tümülüsü. Bu tümülüs, MÖ 740 civarına tarihlenen sağlam bir ahşap mezar odasını kapsıyordu. Bu mezar, dünyanın ayakta kalan en eski ahşap yapısı ve bu nedenle başlı başına eşsiz bir kültür varlığı.

Tümülüslerin çoğunluğu Ana Yerleşim Höyüğü’nün 3 kilometrelik yarıçapı içerisinde yer alıyor. Bu tümülüsler ve daha da uzaktaki birçok tümülüs, sanki Frig gücünün merkezi ile görsel teması sürdürmek istercesine, idari merkezin görüş alanında bulunuyor.

UNESCO Listesinde Türkiye’den 20 Kültür Varlığı

Şimdiye kadar Türkiye’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilen kültür varlıkları şunlar:

1- İstanbul’un Tarihi Alanları (İstanbul)(1985)

2- Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir, Kayseri)(1985)

3- Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas)(1985)

4- Hattuşa: Hitit Başkenti (Çorum) (1986)

5- Nemrut Dağı (Adıyaman)(1987)

6- Xanthos-Letoon (Antalya, Muğla)(1988)

7- Hieropolis-Pamukkale (Denizli)(1988)

8- Safranbolu Kenti (Karabük)(1994)

9- Troya Arkeolojik Siti (Çanakkale)(1998)

10- Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne) (2011)

11- Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya) (2012)

12- Bursa ve Cumalıkızık:Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (Bursa)(2014)

13- Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzajı (İzmir)(2014)

14- Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri (Diyarbakır)(2015)

15- Efes (İzmir)(2015)

16- Ani Arkeolojik Alanı (Kars)(2016)

17- Afrodisyas Arkeolojik Alanı (Aydın) (2017)

18- Göbeklitepe (Şanlıurfa)(2018)

19- Arslantepe Höyüğü (Malatya) (2021)

20- Gordion Antik Kenti (Ankara) (2023)

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için