Blog

Nis24

İnsanların Avrasya’ya İlk Gelişine Dair Yeni Fikirler

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Bacho KiroGenetikGöçHomo Sapiens



İnsanların Avrasya’ya İlk Gelişine Dair Yeni Fikirler

Bu göç, ana Avrupa Paleolitik bölgelerini karakterize eden, Üst Paleolitik adlı farklı bir kültür topluluğuyla ilişkiliydi.

Beste Kahveci - www.arkeofili.com

Araştırmacılar, Doğu Asya ve Avrupa’daki modern insan hareketlerinin bir resmini oluşturmak için genetik ve arkeolojik verileri derlediler. Araştırmacılar, yaklaşık 60.000 ila 70.000 yıl önce Afrika’dan göç ettikten sonra tüm Avrasyalıların atalarının yaşadığı teorik bir nüfus merkezinden birkaç yayılım ve yerel yok olma dalgası olduğunu öne sürüyorlar.


Afrika dışında bir nüfus merkezinden tekrarlanan yayılım dalgaları yoluyla Avrasya halkının şematik gösterimi (gri gölgeli alan = kesin konum bilinmiyor); kırmızı oklar, İlk Üst Paleolitik malzeme kültürüyle ilişkili genişlemeyi ve mavi oklar, Üst Paleolitik topluluklarla ilişkili genişlemeyi temsil eder. C: Leonardo Vallini, Giulia Marciani

Bacho Kiro mağarasında (bugünkü Bulgaristan’da) ortaya çıkarılan ve yakın zamanda genetik olarak tanımlanan eski insan kalıntılarının, şaşırtıcı bir şekilde çağdaş Doğu Asyalılarla, çağdaş Avrupalılardan daha yakından ilişkili olduğu anlaşıldı.

Bulguyu açıklamak için çeşitli senaryolar önerildi, fakat şu ana kadar bu şaşırtıcı sonuç, yaklaşık 45.000 yıl önce Avrupa’da genetik olarak Doğu Asya bireylerinin varlığını açıklayabilen, altta yatan eski nüfus hareketleriyle ilgili cevaplardan daha fazla soruyu ortaya çıkardı.

Genom Biology and Evolution’da yayımlanan bir çalışma, bu bireyleri Avrasya paleolitik insan genomları bağlamında daha geniş bir alana yerleştirerek ve genetik ve arkeolojik kanıtları birlikte analiz ederek bu gizemi çözmeye çalıştı. Çalışma Padova Üniversitesi’nden Prof. Luca Pagani ve Leonardo Vallini tarafından İtalya’nın Bologna Üniversitesi’nden Dr. Giulia Mariani ve Prof. Stefano Benazzi ile işbirliği içinde yürütüldü.

Araştırmacılar tarafından öne sürülen senaryoda, Doğu ve Batı Avrasya’nın kolonizasyonu, yaklaşık 70.000 ila 60.000 yıl önce Afrika’dan ilk çıktıktan sonra tüm Avrasyalıların atalarının geliştiği bir nüfus merkezinden genişleme ve yerel yok olma olaylarıyla karakterize edildi.

Başarısız olmuş bir Homo sapiens yayılımı, 45.000 yıldan daha önce gerçekleşti. Ne modern Avrupalılarla, ne de modern Asyalılarla ilgili olan bu göçün tek temsilcisi, bugünkü Çek Cumhuriyeti’ndeki Zlatý kůň’da bulundu ve ne kadar yayıldıkları henüz belli değil.

Çalışmanın ilk yazarı Leonardo Vallini, “Daha sonra, 45.000 yıl öncesi civarında, merkezden yeni bir yayılım ortaya çıktı ve Avrupa’dan Doğu Asya ve Okyanusya’ya uzanan geniş bir alanı kolonize etti ve İlk Üst Paleolitik olarak bilinen taş alet üretim biçimiyle ilişkilendirildi.” diyor.

Bu yerleşimcilerin kaderi, Doğu Asya ve Avrupa’da farklıydı.Doğu Asya’dakiler dayandılar ve nihayetinde Doğu Asya’nın modern popülasyonlarının oluşumuna yol açtılar, ancak bu yayılımın Avrupalı ​​temsilcileri azaldı ve büyük ölçüde ortadan kayboldu. Bacho Kiro mağarasından ayrıldılar ve Romanya’dan Oase bireyi ve diğer birkaç kişi, Avrupa’nın bu ilk insanlarının yegane kanıtı olarak kaldı.

Bologna Üniversitesi’nden çalışmanın ortak yazarı Giulia Marciani, “Son Neandertallerin de aynı zamanlarda neslinin tükendiğini belirlemek ilginç.” diyor.

Çalışmanın baş yazarı Luca Pagani, “Son olarak, son bir yayılım 38.000 yıldan bir süre önce gerçekleşti ve konumu henüz açıklığa kavuşturulmamış olan aynı nüfus merkezinden Avrupa’yı yeniden kolonileştirdi. Avrupa’da bile, önceki dalgadan kurtulanlarla ara sıra etkileşimler olsa da, iki dalga arasındaki kapsamlı ve genelleştirilmiş bir karışım, yalnızca Sibirya’da gerçekleşti. Burada, sonunda Yerli Amerikalıların soyuna katkıda bulunan Atasal Kuzey Avrasyalı olarak bilinen kendine özgü bir soyağacına yol açtı.” diyor.

Bu göç, ana Avrupa Paleolitik bölgelerini karakterize eden, Üst Paleolitik adlı farklı bir kültür topluluğuyla ilişkiliydi. Padova Üniversitesi’nden çalışmanın ortak yazarı Telmo Pievani, “Kültürel açıdan bakıldığında, bu yeni taş aletlerin genellikle Avrupa’da önceden var olan teknolojilerin yerel bir gelişiminden ziyade bağımsız olarak ortaya çıkması dikkat çekici.Genetik ve kültürel bilgilerin kapsamlı bir senaryo altında uzlaştırılabileceğini görmek ferahlatıcı.” diyor.

Araştırmacılar, merkezin coğrafi konumunun açıklığa kavuşturulması ve bu eski nüfus hareketlerinin altında yatan hem iç hem de dış nedenlerin yanı sıra, ilişkili kültürel dinamiklerin belirlenmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği sonucuna varıyor.


Università di Bologna. 7 Nisan 2022.

Makale: Vallini, L., Marciani, G., Aneli, S., Bortolini, E., Benazzi, S., Pievani, T., & Pagani, L. (2021).

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için