Blog

Eki14

Irak’ta Bilinen En Büyük Lamassu Heykeli Keşfedildi

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AssurEsarhaddonIrakLamassuMusulNinovaTell Nabi Yunus



Irak’ta Bilinen En Büyük Lamassu Heykeli Keşfedildi

Kral Esarhaddon’un (MÖ 681 ila 669) inşa ettirdiği taht salonunun kalıntılarında bulunan lamassu 6 metre yüksekliğinde.

 

www.arkeofili.com

 

Musul’daki Tell Nabi Yunus’ta (Ninova) kayıtlara geçmiş en büyük Yeni Assur kanatlı boğası (lamassu) ortaya çıkarılmış olabilir.

Kral Esarhaddon’un sarayında bulunan lamassu. C: Ministry of Culture, Tourism and Archaeology of Iraq

Kral Esarhaddon’un (MÖ 681 ila 669) inşa ettirdiği taht salonunun kalıntılarında bulunan lamassu 6 metre yüksekliğinde. Bu boyut, yüksekliği 3,5 ila 4,2 metre arasında değişen British Müzesi ve Louvre’daki ünlü örneklerin hayli üzerinde.

Irak Kültür Bakanı Ahmed Fakkak al-Badrani’ye göre sarayın mimarisi, her birinin girişinde ikişer lamassu çifti bulunan, taht salonuna açılan bitişik salonlardan oluşuyor. Arkeologlar, yeni ortaya çıkarılan heykelin, taht salonunun ana kapısının iki yanını süsleyen eşleşen çiftten biri olduğuna inanıyor.

Bu, sahada keşfedilen ilk lamassu değil. 1990’larda sarayın sol tarafında, dört metreye yakın yüksekliğe sahip daha küçük bir örnek bulunmuştu. 2021’de Irak makamları, yeni buluntu kadar büyük olmasa da başka bir iri kanatlı boğanın keşfini duyurdu. Ancak en son kazı, bugüne kadar kaydedilen en büyük lamassu’yu gün ışığına çıkararak alanı Assur anıtsal heykel çalışmaları için odak noktası hâline getirdi.

Sanherib’in oğlu ve Asurbanipal’in babası olan Esarhaddon, Yeni Assur İmparatorluğu’nun en güçlü hükümdarlarından biri oldu. Babası tarafından veliaht tayin edilmişti; en küçük oğul olmasına rağmen, babalarını öldüren ağabeyiyle taht için savaşmak zorunda kaldı. Yetkin bir komutandı; Mısır’ı ve Suriye’yi fethederek, yalnızca on yıllık kısa hükümdarlığı sırasında Yeni Assur İmparatorluğu’nu tarihindeki en geniş sınırlara ulaştırdı.


Yeni bulunan Lamas, İngiltere ve Fransa’ya kaçırılan örneklerden bir hayli daha büyük. C: Ministry of Culture, Tourism and Archaeology of Iraq

Tell Nabi Yunus’ta, Sanherib (MÖ 705–681) ve Esarhaddon dönemine tarihlenen yazıtlar, yapının ilkinde, kentin güneybatı suru üzerinde, Dicle Nehri’ne bakan bir askeri saray olarak inşa edildiğini gösteriyor. Saray; kraliyet ikametgâhı, cephanelik, ahırlar, kışlalar ve atların, katırların, savaş arabalarının ve teçhizatın sefere hazırlandığı bir geçit alanı olarak kullanıldı.

Bu alanda avluların, atölyelerin, idari büroların ve kışlaların arkeolojik kalıntıları bulundu; yapının diğer tarafında ise Sanherib’in yazıtında “Hitit üslubunda” diye tarif edilen bir taht salonu dairesi ve devlet daireleri yer alıyordu. Esarhaddon, sarayı ve avlularını önemli ölçüde genişleterek konut alanını diğer saraylarla karşılaştırılabilir boyuta çıkardı.

Akadca lamassu adıyla bilinen kanatlı boğa heykeli, Assur sanat ve dininde en tanınmış figürlerden biri. Boğa veya aslan gövdesi, kartal kanatları ve insan başıyla, saray ve tapınak girişlerine kötü ruhları ve düşmanları kovmak için yerleştirilen koruyucu bir yaratığı temsil ediyor.

Heidelberg Üniversitesi’nden arkeolog Peter Nicholas, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, kazı ekiplerinin ayrıca Yeni Assur’un en önde gelen üç hükümdarı Sanherib, Esarhaddon ve Asurbanipal’in metinlerini içeren çok sayıda çivi yazılı tablet ortaya çıkardığını söylüyor. İlave eserler, Mısır ve Levant’tan alınmış savaş ganimetlerini temsil ediyor gibi görünüyor ve Assur’un geniş coğrafyalara uzanan seferlerine dair daha zengin bir tablo sunuyor.


Kanatlı boğa figürü, Assur sanatında oldukça önemliydi. C: Ministry of Culture, Tourism and Archaeology of Iraq

Irak-Almanya misyonunun kamu alanları başkanı Zaid al-Obaidi, bu son bulgunun özgünlüğünü vurguluyor: “Küp şeklindeki taş parçalarından yapılmış, kolayca sökülüp tekrar monte edilebiliyor ve hasar görmeden taşınabiliyor. Bu da ona önceki modellere kıyasla hem pratik hem de estetik avantajlar sağlıyor”.

Nabi Yunus, binyıllar boyunca Peygamber Yunus’un türbesi olarak hürmet gördü. Erken Hıristiyanlık döneminde alanda bir kilise vardı; kayıtlarda 10. yüzyılda bile burada bir Yunus Camii’nden söz ediliyor. Küçük bir köy ve ona ait bir mezarlık da bulunduğundan, 19. yüzyılda Ninova kazıları başlasa da Tell Nabi Yunus arkeologlara açık değildi. Evlerin arasına sıkışmış sınırlı birkaç sondaj dışında, Osmanlı valisi Hilmi Paşa’nın taht salonunun girişini ortaya çıkaran dikkat çekici bir kazısı biliniyor.

Temmuz 2014’te cami, IŞİD tarafından havaya uçuruldu. Cami için “ibadet değil irtidat yeri oldu” iddiasında bulunan örgüt, türbeyi yıktı, tüm enkazı temizledi ve alanı dümdüz ederek yeniden inşayı imkânsız kılmaya çalıştı. Yukarıdaki bu tahribat, aşağıdaki Yeni Assur katmanlarına da zarar vermiş olmalı. Ekipler, daha önceki şiddet olayları nedeniyle etrafa saçılmış taş parçalarının bulunması nedeniyle kanatlı boğayı tamamen ortaya çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Ayrıca IŞİD’in kontrolündeki yerlerin kültürel mirasını yağmalayarak savaş ve terör faaliyetlerini finanse etme hırsı, bölgede daha büyük yıkımlara yol açtı. İnançlarına aykırı olanı yok ediyormuş gibi yaparken, caminin altına satılabilir antikaları aramak için tüneller kazdılar.

Heidelberg Üniversitesi Assuroloji ve Eski Yakın Doğu Arkeolojisi Enstitüleri, Irak Eski Eserler ve Miras Kurulu ile iş birliği içinde 2018’de yeni bir kazı projesi başlattı. Çalışmalar, IŞİD’in yağma tünellerini araştırmakla başladı. 2019’da proje, Nabi Yunus höyüğü dâhil olmak üzere Ninova’nın Assur kalıntılarının kazılması ve korunması için genişletildi.

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için