Blog

Ara9

İskenderiye’de, Strabon’un Tarif Ettiği Eğlence Teknesi Bulundu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Antik MısırAntirhodosİskenderiyePortus MagnusStrabonTekne



İskenderiye’de, Strabon’un Tarif Ettiği Eğlence Teknesi Bulundu

Arkeologları heyecanlandıran bir gelişmeye imza atan, birinci yüzyıl Yunan tarihçisi Strabon’un tasvirine uyan antik bir Mısır eğlence teknesi İskenderiye kıyılarında bulundu.

 

www.arkeofili.com

 

İskenderiye açıklarında bulunan 1. yüzyıla ait lüks gemi, MÖ 29-25 civarında kenti ziyaret eden tarihçi Strabon’un betimlemesiyle örtüşüyor.

Teknenin iyi korunmuş keresteleri suyun yalnızca 7 metre altında ve tortunun 1,5 metre altında yatıyordu. C: Christoph Gerigk ©Franck Goddio/Hilti Vakfı

Arkeologları heyecanlandıran bir gelişmeye imza atan, birinci yüzyıl Yunan tarihçisi Strabon’un tasvirine uyan antik bir Mısır eğlence teknesi İskenderiye kıyılarında bulundu.

Sarayları, tapınakları ve antik dünyanın yedi harikasından biri olan 130 metre yüksekliğindeki Pharos deniz feneriyle İskenderiye, antik çağın en görkemli şehirlerinden biriydi. MS 1. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen bu eğlence teknesi 35 metre uzunluğundaydı ve ortada bir süslü yapı ile lüks biçimde süslenmiş bir kabini barındıracak şekilde inşa edilmişti.

Tekne, antik İskenderiye’nin Portus Magnus’unun (büyük liman) bir parçası olan su altındaki Antirhodos Adası açıklarında keşfedildi.

Strabon, MÖ 29-25 civarında Mısır kentini ziyaret etmiş ve bu tür teknelerden şöyle söz etmişti: “Bu gemiler lüks biçimde donatılmıştır ve kraliyet sarayı tarafından geziler için kullanılır. Ayrıca İskenderiye’den kanal yoluyla kamusal şenliklere inen eğlenen kalabalık da bu teknelere binerek gider; zira her gün ve her gece teknelerde flüt çalıp ölçüsüz ve son derece serbestçe dans eden insanlarla doludur.”

Kazılar, Oxford Üniversitesi’nde denizcilik arkeolojisi alanında misafir profesör olan Franck Goddio’nun yönetiminde Avrupa Sualtı Arkeolojisi Enstitüsü (IEASM) tarafından yürütüldü.

Goddio, “Bu son derece heyecan verici, çünkü Mısır’da bu tür bir tekne ilk kez bulunuyor… Bu tekneler Strabon gibi farklı antik yazarlar tarafından anılmıştı ve bazı ikonografik tasvirlerde de yer alıyordu. Örneğin Palestrina mozaiğinde, soyluların su aygırı avladığı, çok daha küçük boyutta böyle bir tekne görürsünüz. Ama gerçek bir tekne daha önce hiç keşfedilmemişti” diyor.


Palestrina’daki Nil mozaiğinin detayı, İskenderiye açıklarında keşfedilenden çok daha küçük tekneleri gösteriyor. C: DEA/S. VANNINI/De Agostini

Söz konusu mozaikte belki 15 metrelik bir tekne betimlenirken, bu yeni buluntu iyi korunmuş kerestelerine dayanarak çok daha büyük görünüyor ve genişliği de yaklaşık 7 metreyi buluyor. Tekneyi yürütmek için 20’den fazla kürekçiye ihtiyaç duyulmuş olabilir.

Tekne, su yüzeyinin yalnızca 7 metre altında ve tortunun da 1,5 metre altında yatıyordu. Goddio’nun ilk varsayımı, “inşa türü çok tuhaf olduğu için”, üst üste iki gemi bulunduğu yönündeydi. “Pruva dümdüz… kıç ise yuvarlak… böylece çok sığ sularda seyredebilmek mümkün oluyordu.”

Goddio’nun en iddialı projeleri Mısır kıyılarında, İskenderiye’nin doğu limanında ve Ebu Kır Körfezi’nde yürütüldü. Mısır Eski Eserler Bakanlığı ile ortaklık içinde 1992’den bu yana geniş bir alanı araştırıyor.

2000 yılında Ebu Kır Körfezi’nde antik Thonis-Heracleion kenti ve Canopus kentinin bazı bölümleri keşfedildi. Bu, yakın zamanların en büyük arkeolojik buluntularından biriydi. Şimdiye dek çıkarılan görkemli eserler arasında bir Ptolemaios kraliçesi ve kralına ait iki devasa heykel de yer alıyor.

2019’da Goddio ve ekibi, Thonis-Heracleion çevresindeki sularda, bir başka antik Yunan tarihçisi Herodotos’un betimlemesiyle örtüşen sıra dışı ayrıntılara sahip bir batık bulmuştu.

En son keşif, Goddio’nun kazılarını sürdürdüğü İsis Tapınağı alanına 50 metreden daha az bir mesafede bulunuyor. Goddio, teknenin MS 50 civarında bu tapınağın felaket boyutundaki yıkımı sırasında batmış olabileceğine inanıyor.

Bir dizi deprem ve gelgit dalgasının ardından Portus Magnus ve antik kıyı şeridinin bazı bölümleri denizin altına çökmüş; saraylar ve başka yapılar sulara gömülmüştü.

Bir başka teori ise teknenin tapınağa bağlı kutsal bir mavna olabileceği yönünde. Goddio, “Bu, … tanrıça İsis’i kutlayan bir alayda, denizlerin efendisi İsis’in güneş kayığını temsil eden, zengin bir şekilde dekore edilmiş bir gemiyle (Navigium) karşılaşıldığı navigium Isidis deniz töreninin bir parçası olabilirdi” diyor.

Merkezdeki omurga kirişinde Yunanca grafitiler bulundu ve bunlar henüz çözümlenmedi.

Batık üzerindeki araştırmalar henüz erken aşamada olsa da Goddio, buluntunun “erken Roma dönemi Mısır’ında su yollarındaki yaşam, din, lüks ve eğlenceye” dair yeni içgörüler sunmayı vaat ettiğini söylüyor.

Oxford Denizcilik Arkeolojisi Merkezi, İsis Tapınağı kazılarının en son bilimsel sonuçlarını kısa süre önce yayımladı.

Merkezin direktörü Prof. Damian Robinson, “Bu, daha önce hiç bulunmamış bir gemi türü. Kamaralı tekneler hakkında antik metinlerde okuyabiliyor ve bunları sanatsal kayıtlarda görebiliyor olsak da, arkeolojik bir bağlantıya sahip olmak olağanüstü” diyor.

Batık deniz tabanında bırakılacak. Goddio, “Kalıntıları su altında bırakmanın daha iyi olduğunu düşünen UNESCO düzenlemesine uyuyoruz” diyor.

Bölgenin yalnızca çok küçük bir yüzdesi araştırıldı. Kazıların yeniden başlaması planlanıyor.


The Guardian. 8 Aralık 2025.

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için