Blog
Kurşunla Sınanan İnsansı Zeka: İnsan beynini koruyan genetik kalkan

İncelenen örnekler arasında Neandertaller, Australopithecus africanus gibi erken insan ataları ve soyu tükenmiş dev insansı maymun Gigantopithecus blacki de yer aldı.
www.arkeolojikhaber.com
Araştırmalara göre, insansı türler iki milyon yıl öncesinden itibaren kurşuna maruz kaldı. Onların beyni kurşun zehirlenmesine direnemedi ama insan, bu ağır metalin beyin üzerindeki zararlı etkilerine karşı koruyucu bir genetik varyanta sahip tek tür olarak varlığını sürdürmeyi başardı.
UC San Diego Tıp Fakültesi öğretim üyelerinin de aralarında oluğdu uluslararası araştırma ekibi, insan beyninin evriminde dönüm noktası olabilecek çarpıcı bulgulara ulaştı.
Science Advances dergisinde 15 Ekim 2025’te yayımlanan çalışmaya göre, erken hominidler ve büyük insansı maymunlar, modern insanların madenciliğe başlamasından iki milyon yıl önce kurşuna maruz kaldı. Bu maruziyetin, dil ve sosyal yetilerin gelişimini sınırlamış olabileceği, ancak modern insanın NOVA1 adlı gendeki koruyucu varyant sayesinde bu engeli aştığı düşünülüyor.
Diş Fosillerinde Ağır Metal İzleri Tespit Edildi
Araştırmacılar, Afrika, Asya ve Avrupa’dan toplanan 51 hominid fosilinin diş minelerini inceledi. İncelenen örnekler arasında Neandertaller, Australopithecus africanus gibi erken insan ataları ve soyu tükenmiş dev insansı maymun Gigantopithecus blacki de yer aldı.
Sonuçlar çarpıcıydı: fosillerin yüzde 73’ünde, modern ve arkaik insan örneklerininse yüzde 71’inde kurşun bulundu. Özellikle 1,8 milyon yıllık G. blacki fosilleri, en yoğun kurşun maruziyeti gösterdi.
Kurşun zehirlenmesinin Roma döneminde —kurşun borularla su taşınması nedeniyle— başladığı ve sanayi devrimiyle arttığı sanılıyordu. Ancak bu araştırma, kurşunla temasın insanlık tarihinden milyonlarca yıl öncesine uzandığını gösterdi.
Çalışmanın yürütücüsü Prof. Alysson Muotri, UC San Diego Tıp Fakültesi’nde hücresel ve moleküler tıp profesörü:
“Günlük yaşamda kurşunu terk ettik çünkü zehirli olduğunu biliyoruz. Ancak hiç kimse tarihöncesi dönemdeki maruziyeti incelememişti,” diyor.
1940–1970 yılları arasında doğan insanların dişlerinde de benzer kurşun çizgileri tespit edildi. Bu dönem, kurşunlu benzin ve boyaların yaygın olduğu yıllara denk geliyor.
Ekip, eski insan topluluklarının da tıpkı Romalılar gibi su kaynaklarını ararken mağaralarda kurşuna maruz kalmış olabileceğini düşünüyor. “Mağaralardaki su, doğal kurşunla kontamineydi,” diyor Muotri. “Diş minesi analizleri, maruziyetin bebeklikte başladığını gösteriyor.”
Kurşun, beyin gelişimini sekteye uğratarak zekâ, duygusal denge ve öğrenme yetilerini olumsuz etkiliyor.
İnsan Beyni Mutasyon Sayesinde Korundu
Bu noktada araştırmacılar şu soruyu yöneltti: Modern insan beyni, evrimi boyunca bu kadar kurşuna rağmen nasıl gelişti?
Cevap, NOVA1 adlı bir gende yatıyor. Sinaps oluşumunun “ana düzenleyicisi” kabul edilen NOVA1, nöral kök hücrelerin kurşuna tepkisini kontrol ediyor. Modern insanlarda bu genin, Neandertallerdeki atasal versiyonundan yalnızca bir DNA baz çifti farklı bir varyantı bulunuyor.
Muotri’nin ekibi, laboratuvar ortamında bu iki varyantla oluşturulan beyin “organoidlerini” karşılaştırdı. Arkaik varyant, beyin gelişimini hızlandırsa da uzun vadede sinaptik karmaşıklığı azaltıyordu. Bu da modern varyantın daha dayanıklı ve esnek bir nöral ağ yapısı sağladığını gösterdi.
Kurşunla karşılaştırıldığında, arkaik varyantta FOXP2 adlı dil gelişim geni etkilenirken, modern varyantta bu etki görülmedi. FOXP2’deki küçük mutasyonların bile konuşma apraxisi ve otizm gibi durumlarla ilişkilendirildiği biliniyor.
“FOXP2 geni hem bizde hem Neandertallerde aynı, ama onu düzenleyen NOVA1 farklı,” diyor Muotri. “Bu fark, karmaşık dili mümkün kılan sinir ağlarını korumuş olabilir.”
Araştırmacılara göre, modern NOVA1 varyantının evrimsel seçilimle korunması, insan türünün kurşun zehirlenmesine karşı genetik bir savunma geliştirdiğini gösteriyor. Bu sayede insan beyni, çevresel toksinlere rağmen karmaşık dil ve sosyal organizasyon yetilerini sürdürebildi.
Dil, İnsanlığın Süper Gücü
Muotri, bu genetik farkın yalnızca dilsel değil, toplumsal sonuçları da olduğuna inanıyor: “Dil, bizim süper gücümüzdür. Düşüncelerimizi paylaşmamızı, toplum kurmamızı, ortak hareket etmemizi sağlar. Neandertallerin soyunun tükenmesinde, bu eksikliğin payı büyük olabilir.”
Araştırma, çevresel stres faktörlerinin insan beyninin evrimini nasıl şekillendirdiğine dair yeni bir pencere açıyor. Kurşun maruziyeti, Neandertallerin yaklaşık 40 bin yıl önceki yok oluşuna katkıda bulunmuş olabilir.
Çalışma, ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri, Avustralya Araştırma Konseyi, Ulusal Bilim Vakfı ve Leakey Vakfı tarafından desteklendi. Katkı sunan araştırmacılar arasında Harvard, Cambridge, Monash ve Johannesburg üniversitelerinden bilim insanları da bulunuyor.
arkeolojikhaber.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >