Arþiv

Çocuk Kitaplarýmýz

Sare

Strabon

Blog

Þžu4

Neandertallerle Seks Hakkýnda Neler Biliyoruz?

 |  Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  CinsellikGenetikHomo SapiensKemikli MaðaraMikrobiyomModern ÝnsanNeandertal

Neandertallerle Seks Hakkýnda Neler Biliyoruz?


Bilim insanlarý, türümüzün Neandertallerle bir araya geldiði insanlýk tarihindeki heyecan verici bölüm hakkýnda bir takým bilgilere sahip. Bu konuya öpüþüp öpmediðimiz ve cinsel organlarýn doðasý da dahil.

 

Bir Neandertal canlandýrmasý. C: Alamy

 

Gözler, tarih öncesi Romanya’nýn engebeli dað manzarasýna çevriliyor. 

O bir Neandertaldi ve kürklü bir pelerin dýþýnda tamamen çýplaktý. Ýyi bir duruþu ve soluk teni vardý, belki güneþ yanýðýndan dolayý hafifçe kýzarmýþ durumdaydý. Kalýn, kaslý pazýlarýndan birinin etrafýna kartal pençelerinden bilezik takýlýydý. Kadýn ise kurt kürkü süslemeli, hayvan derisi bir paltoyla kaplý erken bir modern insandý. Koyu tenli, uzun bacaklýydý ve saçlarý örgülerle doluydu.

Boðazýný temizledi, ona süzdü, absürt bir þekilde tiz, nazal bir sesle, en iyi sohbet cümlesini kurdu. Kýz ona boþ boþ baktý. Neyse ki adam þanslýydý, ayný dili konuþmuyorlardý. Garip bir kahkaha attýlar ve sonra ne olduðunu hepimiz tahmin edebiliyoruz.

Bu durum, buðulu bir aþk romanýndan bir sahne olabilirdi. Belki de kadýn aslýnda Neandertal’di ve adam bizim türümüze aitti. Belki iliþkileri sýradan, pragmatik türdeydi, çünkü o zamanlar etrafta pek fazla insan yoktu. Hatta bu tür iliþkilerde karþýlýklý rýza olmadýðý bile öne sürüldü.

Bu karþýlaþmada ya da bunun gibi karþýlaþmalarda gerçekte ne olduðunu asla bilemeyecek olsak da, emin olabileceðimiz þey, farklý türlerden böyle çiftlerin bir araya geldiði. Yaklaþýk 37.000-42.000 yýl sonra, Þubat 2002’de iki kaþif, Romanya’nýn Anina kasabasý yakýnlarýndaki güneybatý Karpat daðlarýnda bir yeraltý maðara sisteminde olaðanüstü bir keþif yaptý.

Oraya ulaþmak bile kolay bir iþ deðildi. Önce bir yeraltý nehrinde 200 metre kadar yürüdüler. Sonra bir su altý geçidi boyunca 30 metre tüplü dalýþ yaptýlar, ardýndan Poarta’ya (kapýya) kadar 300 metrelik bir çýkýþ ile oraya ulaþabildiler. (Veya “fare deliði” diye adlandýrdýklarý daha önce bilinmeyen bir odaya girdikleri açýklýktan çýkýþ yaptýlar.)

Peþtera cu Oase veya diðer adýyla “Kemikli Maðara”’nýn içinde binlerce memeli kemiði buldular. Burada, maðaranýn uzun tarihi boyunca öncelikli olarak büyük ölçüde erkek maðara ayýlarýnýn (boz ayýnýn soyu tükenmiþ akrabalarý) yaþadýðý düþünülüyor. Aralarýnda yüzeyde duran bir insan çene kemiði bulunuyordu ve radyokarbon tarihlemesinin Avrupa’daki bilinen en eski erken modern insanlardan birinden olduðu ortaya çýktý.

Kalýntýlarýn maðara içine doðal olarak sürüklendiði ve o zamandan beri bozulmadan kaldýðý düþünülüyor. O zamanlar bilim insanlarý, çene kemiðinin görünüþü açýsýndan þüphe götürmez bir þekilde modern insana ait olduðunu düþünse de, bazý sýra dýþý Neandertal benzeri özellikler içerdiðini de fark ettiler. Yýllar sonra bu önsezi doðrulandý.

Bilim insanlarý, 2015 yýlýnda bulgudan çýkarýlan DNA’yý analiz ettiklerinde, bireyin erkek olduðunu ve muhtemelen % 6-9 oranýnda Neandertal olduðunu ortaya koydular. Bu, erken modern bir insanda þimdiye kadar karþýlaþýlan en yüksek konsantrasyon ve genetik yapýsý kabaca % 1-3 Neandertal olan günümüz Avrupalý ​​ve Asyalýlarda bulunan miktarýn yaklaþýk üç katý.

Genom, kesintisiz Neandertal dizilerinin geniþ uzantýlarýný içerdiðinden, araþtýrmacýlar, çene sahibinin muhtemelen dört ila altý nesil kadar yakýn bir zamanda bir Neandertal atasýna sahip olduðunu hesapladýlar. Bu da büyük ebeveynlere ya da büyük büyük ebeveynlere ya da büyük büyük büyük ebeveynlere eþdeðerdi. Türler arasý gerçekleþen bu iliþkinin, muhtemelen bu kiþinin yaþadýðý zamandan 200 yýl önce gerçekleþtiðini belirlediler.

 

Erken modern insan atalarýmýz ve Neandertaller arasýndaki bir buluþma, Güney Karpat daðlarýnda gerçekleþmiþ olabilir. C: NPL / Alamy

 

Ekip, çene kemiðine ek olarak, Kemikli Maðara’da benzer özelliklere sahip baþka bir bireye ait kafatasý parçalarý buldu. Bilim insanlarý bu kalýntýlardan henüz DNA elde edemediler, ancak çene kemiði gibi, bunlarýn da yakýn zamanda Neandertal soyuna sahip birine ait olabileceði düþünülüyor.

O zamandan beri, erken modern insanlar ile Neandertaller arasýndaki seksin nadir bir olay olmadýðýna dair kanýtlar artmaya baþladý. Günümüz popülasyonlarýnýn genomlarýnda gizli, bunun birçok farklý durumda ve geniþ bir coðrafi alanda gerçekleþtiðine dair iþaretler bulunuyor. Bugüne kadar, en az iki farklý Neandertal popülasyonundan genetik materyal taþýyan insanlar var. Yapýlan bir analizde, hem Avrupa’da hem de Asya’da Neandertal geninin insanlarla birkaç kez melezlendiðini gösteriyor.

Aslýnda Neandertal DNA’sý, atalarýnýn bu grupla doðrudan temasa geçtiði düþünülmeyen Afrika kökenli insanlar da dahil olmak üzere bugün yaþayan herkeste bulunabilir. Ayný zamanda bu DNA transferi insanlardan Neandertallere de geçiyordu. 2016’da bilim insanlarý, Sibirya’daki Altay daðlarýndan Neandertallerin, yaklaþýk 100.000 yýl önce yaþamýþ modern insanlarýn atalarýyla genetiklerinin % 1-7’sini paylaþmýþ olabileceklerini keþfettiler.

En önemlisi de, bu eski iliþkilerin müstehcen ayrýntýlarýnýn tarih öncesinde kaybolduðu düþünülse de, bugün bu iliþkilerin nasýl olduðuna dair hala ipuçlarý var. Ýþte insanlýk tarihindeki bu heyecan verici bölüm hakkýnda bilmek istediðiniz her þey.
 

Öpüþme

Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nde antropolog olan Laura Weyrich, 2017’de tarih öncesi bir diþe yapýþan mikroskobik olarak bulunan, 48.000 yýllýk bir insanýn imzasýný keþfetti.

Weyrich, “Eski mikroplara, geçmiþ hakkýnda daha fazla bilgi edinmenin bir yolu olarak bakýyorum ve diþ taþý gerçekten de eski insanlarda yaþamýþ mikroorganizmalarý yeniden inþa etmenin tek güvenilir yolu.” diyor. Weyrich özellikle Neandertallerin ne yedikleri ve çevreleriyle nasýl etkileþime girdikleri ile ilgileniyor. Bunu öðrenmek için, üç farklý maðarada bulunan diþlerin üzerindeki diþ plaðýndan DNA dizilimi yaptý.

Örneklerden ikisi, Ýspanya’nýn kuzeybatýsýndaki El Sidrón’da bulunan 13 Neandertalden alýndý. Yakýn zamanda alanda bulunan kiþilerin çoðunun þekilsiz dizkapaklarý ve omurlar gibi doðuþtan anormalliklerden ve çocukluktan uzun süre sonra kalan bebek diþlerinden muzdarip olduðu ortaya çýkmýþtý. Grubun, uzun bir soy içi çiftleþme geçmiþinden sonra resesif genler biriktirmiþ yakýn akrabalardan oluþtuðundan þüpheleniliyor. Aile talihsiz bir sonla karþýlaþtý; kemiklerinde yamyamlaþtýklarýna dair iþaretler vardý. Dünyayý dolaþan son Neandertaller arasýnda olduklarý düþünülüyordu.

Weyrich’i þaþýrtacak þekilde, El Sidrón diþlerinden biri, bugün hala aðzýmýzda bulunan, bakteri benzeri bir mikroorganizma olan Methanobrevibacter oralis’in genetik imzasýný içeriyor. Weyrich, Neandertal versiyonunu modern insan versiyonuyla karþýlaþtýrarak, ikisinin yaklaþýk 120.000 yýl önce ayrýldýðýný tahmin etti.

 

Yaklaþýk 130.000 yýl önce, þimdi Hýrvatistan’da bulunan bir Neandertal, muhtemelen mücevher yapmak için pençeyi bir kartalýn baþparmaðýndan kesti. C: STR / AFP / Getty Images

 

Neandertaller ve günümüz insanlarý sürekli ayný oral birlikteliði yaþamýþ olsalardý, bunun çok çok daha erken olmasýný beklerdiniz, en az 450.000 yýl önce, iki alt tür farklý yollar izlediðinde. Weyrich, “Bu, mikroorganizmanýn o zamandan beri aktarýldýðý anlamýna geliyor.” diyor.

Bunun nasýl olduðunu kesin olarak bilmek imkansýz, ancak 120.000 yýl önce meydana gelen baþka bir olayla baðlantýlý olabilir. Weyrich, “Benim için büyüleyici olan þey, bu ayný zamanda insanlar ve Neandertaller arasýndaki melezleþmeyi tanýmladýðýmýz ilk dönemlerden biri. Bu yüzden, bir mikrop türünün bu etkileþime dahil olduðunu görmek harika.” diyor.

Weyrich, bu transfer için olasý bir yolun öpüþmek olduðunu açýklýyor. “Birini öptüðünüzde, oral mikroplar aðýzlarýnýz arasýnda gidip gelir. Bu sadece bir kez yaþanmýþ olabilirdi ama sonra esrarengiz bir þekilde yayýldý. Bu sadece enfekte olan grup baþarýlý bir þekilde hayatýný sürdürürse geçerli olurdu. Bu yüzden bu etkileþim, daha düzenli gerçekleþen bir þey de olabilir.” diyor. 

Aðýzdaki mikroplarýnýzý aktarmanýn bir baþka yolu da yiyecek paylaþmaktýr ve bir Neandertal’in erken modern bir insan için yemek hazýrladýðýna dair doðrudan bir kanýt olmamasýna raðmen, romantik bir yemek, M. oralis’in alternatif bir kaynaðý olabilir.

Weyrich için bu keþif heyecan verici çünkü uzun zaman önce diðer insan türleriyle etkileþimlerimizin bugün etrafta taþýdýðýmýz mikroorganizma topluluklarýný þekillendirdiðini gösteriyor.

Bu, Weyrich için bir soruyu gündeme getiriyor: “Mikrobiyomumuz, Neandertallerden mikroorganizmalarý aldýðýmýz için mi doðru çalýþýyor?”

Örneðin, M. oralis modern insanlarda diþ eti hastalýðýyla iliþkilendirilme eðilimindeyken, Weyrich mükemmel saðlýklý diþlere sahip birçok tarih öncesi bireyde bulunduðunu söylüyor. Gelecekte, modern dünyada yaþayan insanlar için daha saðlýklý aðýz mikrobiyomlarýný yeniden yapýlandýrmak için eski diþ plaðýndan toplanan analizleri kullanmayý planlýyor.

Erkek veya diþi Neandertaller

Erken modern insan erkeklerle birlikte olanlarýn çoðunlukla kadýn Neandertal olup olmadýðýný kesin olarak söylemek imkansýz, ama bazý ipuçlarý bulunuyor.

2008’de arkeologlar, Rusya’nýn Altay Daðlarý’ndaki Denisova Maðarasý’nda kýrýk bir parmak kemiði ve tek azý diþi keþfettiler ve bunlardan yepyeni bir insan alt türü ortaya çýktý. Yýllar boyunca sadece bu alanda çýkarýlan bir avuç örnek, “Denisovalýlar”’a aitti. Bilim insanlarý DNA’larýndan, miraslarýnýn Doðu Asya ve Melanezya kökenli insanlarýn genomlarýnda günümüze kadar devam ettiðini keþfetti.

 

Neandertallerin (saðda) çýkýntýlý yüzleri, belirgin kaþlarý olan alçak alýnlarý, geniþ elmacýk kemikleri ve Homo sapiens’e kýyasla zayýf çeneleri vardý. C: Sabena Jane Blackbird / Alamy

 

Denisovalýlar, Neandertallerle günümüz insanlarýna kýyasla çok daha yakýndan iliþkiliydi; iki alttür, yüzbinlerce yýldýr Asya’da belli aralýklarla ayný dönemlerde yaþamýþ olabilir. Bu, 2018 yýlýnda, Neandertal annesi ve Denisovalý babasý olan genç bir kýza (Denny lakaplý) ait bir kemik parçasýnýn keþfedilmesiyle belirgin hale geldi.

Sonuç olarak, Neandertallerin erkek cinsiyet kromozomlarýnýn Denisovanlarýnkine benzemesi mantýklý gözüküyor. Ancak bilim insanlarý 38.000-53.000 yýl önce yaþayan üç Neandertalin DNA’sýný sýraladýklarýnda, Y kromozomlarýnýn günümüz insanlarýyla daha fazla ortak yönleri olduðunu keþfettiklerinde þaþýrdýlar.

Araþtýrmacýlar, bu genlerin çok fazla iç içe geçtiðini, bunun Neandertaller ile erken modern insanlar arasýndaki “güçlü gen akýþýnýn” kanýtý olduðunu söylüyorlar. Aslýnda o kadar sýk ​​ki, Neandertal sayýlarý varoluþlarýnýn sonuna doðru azaldýkça, Y kromozomlarýnýn soyu tükenmiþ ve tamamen bizimkiyle deðiþtirilmiþ olabilir. Bu, önemli sayýda atadan kalma insan erkeðinin kadýn Neandertallerle seks yaptýðýný gösteriyor.

Ancak hikaye burada bitmiyor. Diðer araþtýrmalar, þekeri kullanýlabilir enerjiye dönüþtürmeye yardýmcý olan hücresel makine olan Neandertal mitokondrilerinin neredeyse tamamen ayný kaderi olduðunu gösteriyor. Bunlar yalnýzca annelerden çocuklarýna aktarýlýyor, bu nedenle 2017’de Neandertal kalýntýlarýnda erken modern insan mitokondrileri bulunduðunda, atalarýmýzýn da erkek Neandertallerle seks yaptýðý anlaþýlýyor. Bu sefer, melezleþme muhtemelen insanlarýn çoðunlukla Afrika ile sýnýrlý olduðu 270.000 ila 100.000 yýl önce gerçekleþiyor.

Cinsel yolla bulaþan hastalýklar

Birkaç yýl önce Ville Pimenoff, tuhaf bir þey fark ettiðinde cinsel yolla bulaþan insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonunu inceliyordu.

Papilloma virüsleri, ayýlar, yunuslar, kaplumbaðalar, yýlanlar ve kuþlar da dahil olmak üzere hayvanlar arasýnda her yerde bulunuyor. Aslýnda varlýklarý incelenen hemen hemen her türde bulunuyor. Sadece insanlar arasýnda, dünya çapýnda rahim aðzý kanserlerinin yüzde 99.7’sinden topluca sorumlu olan 100’den fazla farklý tür bulunuyor. Bunlardan en ölümcül olanlarýndan biri, enfekte ettiði hücreleri sessizce bozduðu için yýllarca vücutta kalabilen HPV-16.

Ancak, bu virüsün belirli varyantlarýnýn bulunduðu yerler arasýnda küresel olarak açýk bir ayrým var. Gezegenin çoðunluðunda, büyük olasýlýkla A tipi ile karþýlaþýlýyor, Sahra altý Afrika’da ise çoðu insan B ve C tipleriyle enfekte durumda. Þaþýrtýcý bir þekilde, bu model Neandertal DNA’sýnýn dünya çapýndaki daðýlýmýyla tam olarak eþleþiyor. Sahra altý Afrika’daki insanlar alýþýlmadýk HPV türleri taþýmakla kalmýyor, ayný zamanda nispeten az sayýda Neandertal genetik materyali de taþýyorlar.

Neler olup bittiðini öðrenmek için Pimenoff, bugün kabaca 60.000 ila 120.000 yýl önce ortaya çýktýðýný hesaplamak için A tipi arasýndaki genetik çeþitliliði kullandý. Bu, onu diðer HPV-16 türlerinden çok daha genç kýlýyor ve en önemlisi, bu, erken modern insanlarýn Afrika’dan çýkýp Neandertallerle temasa geçtiði zamana denk geliyor. Kesin olarak kanýtlamak zor olsa da Pimenoff, cinsel yolla bulaþan hastalýklarý hemen deðiþtirmeye baþladýklarýna ve HPV-16 varyantlarýndaki bölünmenin, A tipini onlarýn öncüllerinden aldýðýmýz gerçeðini yansýttýðýna inanýyor.

Pimenoff, “Hesaplama tekniklerini kullanarak bunu binlerce kez test ettim ve sonuç hep aynýydý. Bu en makul senaryo.” diyor. Bugün HPV virüslerinin yayýlma þekline dayanarak, virüsün insanlara sadece bir kez deðil, birçok farklý durumda aktarýldýðýndan þüpheleniyor.

Pimenoff, “Bunun bir kez olmasý pek olasý deðil, çünkü o zaman aktarýmýn daha fazla hayatta kalmamasý daha olasý olurdu. Bu cinsel karþýlaþmalar, her iki insan popülasyonunun da bulunduðu bölgelerde, Avrasya’da oldukça tipik olmalý.” diyor.

 

Genetik kayýtlara göre hem erkek hem de diþi Neandertaller, türümüzle melezleþmiþ görünüyor. C: Lambert / Ullstein Bild / Getty

 

Ýlginç bir þekilde, Pimenoff, Neandertallerden A tipinin alýnmasýnýn insanlara etkisinin neden bu kadar kanser içerdiðini açýkladýðýna inanýyor. (Çünkü A tipi ile ilk kez nispeten yakýn zamanda karþýlaþtýk, baðýþýklýk sistemlerimiz henüz enfeksiyonu temizleyebilecek þekilde evrimleþmedi.)

Aslýnda, Neandertallerle seks, bize, HIV’in eski bir akrabasý da dahil olmak üzere bir dizi baþka virüs býrakmýþ olabilir. Ancak uzun süredir kayýp olan akrabalarýmýza kýzmaya gerek yok, çünkü onlara herpes (uçuk) dahil olmak üzere cinsel yolla bulaþan hastalýklar verdiðimize dair kanýtlar da var.

Cinsel organlar

Neandertal penislerinin ve vajinalarýnýn neye benzediðini merak etmek gereksiz görünse de, farklý organizmalarýn üreme organlarý, çok sayýda bilimsel araþtýrmanýn konusu olmuþtur. Google Akademik’te “penis evrimi” aramasý 98.000 sonuç verirken “vajina evrimi” 87.000 sonuç veriyor.

Bir hayvanýn cinsel organlarýnýn yaþam tarzlarý, çiftleþme stratejileri ve evrimsel geçmiþleri hakkýnda þaþýrtýcý miktarda bilgi verebileceði ortaya çýktý. Bu nedenle, cinsel organlarý hakkýnda sorular sormak, onlarý anlamanýn baþka bir yolu.

Hayvan krallýðý sürekli deðiþen bir dizi yaratýcý tasarým içerir. Bunlar arasýnda argonot ahtapot ve diþilerle çiftleþmek için tek baþýna yüzebilen solucan benzeri çýkarýlabilir penisi bulunuyor. (erkeklerin, diþilerin boyutunun sadece yüzde 10’u kadar olduðu için evrimleþtiði düþünülen pratik bir özellik) Bunun yanýnda kangurularýn üçlü vajinalarý, diþilerin sürekli hamile kalmasýný mümkün kýlýyor.

Ýnsan penislerinin sýra dýþý olmasýnýn bir özelliði, pürüzsüz olmalarý. DNA’mýzýn yaklaþýk yüzde 99’unu paylaþtýðýmýz en yakýn yaþayan akrabalarýmýz, þempanzeler ve bonobo þempanzeleri “penis dikenlerine” sahip. Deri ve saç (keratin) ile ayný maddeden oluþan bu minik dikenlerin, rakip erkeklerin spermlerini temizlemek veya diþinin vajinasýný hafifçe sýkýþtýrarak onu bir süre tekrar seks yapmaktan alýkoymak için evrimleþtiði düþünülüyor.

2013’te bilim insanlarý, penis dikenlerin genetik kodunun, týpký modern insanlarda olduðu gibi, Neandertal ve Denisovalý genomlarýndan yoksun olduðunu keþfettiler, bu da en az 800.000 yýl önce ortak atalarýmýzda bunlarýn izlerinin kaybolduðunu gösteriyor. Bu önemli, çünkü penis dikenlerinin, erkeklerin baþkalarýyla rekabet etmesine ve üreme þansýný en üst düzeye çýkarmasýna yardýmcý olduðu türlerde yararlý olduðu gözüküyor. Bu durum, bizim gibi, Neandertallerin ve Denisovalýlarýn çoðunlukla tek eþli olduðuna dair spekülasyonlara yol açtý.

Uyku Düzeni

Bununla birlikte, Neandertallerin modern insanlardan daha fazla uyuduðunu gösteren bazý kanýtlar var.

Fetüslerde yapýlan çalýþmalar, rahimde testosteron gibi androjenlerin varlýðýnýn, bir kiþinin yetiþkin olarak “parmak oranýný” etkileyebileceðini gösteriyor (iþaret parmaðýnýn ölçüsünün yüzük parmaðýnýn ölçüsüne bölünmesiyle elde edilir.) Daha yüksek testosteron ortamýnda, daha düþük parmak oranlarý görülür. Bu biyolojik cinsiyetten baðýmsýz olarak doðrudur.

Bu keþiften bu yana, bu alandaki bazý çalýþmalar tartýþmalý olsa da, parmak oranlarý ile yüz çekiciliði, cinsel yönelim, risk alma, akademik performans, kadýnlarýn ne kadar empatik olduðu, erkeklerin nasýl baskýn göründüðü ve hatta testislerinin büyüklüðü arasýnda baðlantýlar bulundu. 

2010 yýlýnda bir grup bilim insaný, insanlarýn en yakýn akrabalarý arasýnda da bir benzerlik olduðunu fark etti. Görünüþe göre þempanzeler, goriller ve orangutanlar, ortalama olarak daha düþük rakamsal oranlara sahipken, Ýsrail’deki bir maðarada bulunan erken modern bir insan ve günümüz insanýnda daha yüksek oranlar vardý. (sýrasýyla 0,935 ve 0,957 oranlarýnda)

Ýnsanlar genel olarak tek eþlidir, bu nedenle araþtýrmacýlar, bir türün parmak oraný ile cinsel stratejileri arasýnda bir baðlantý olabileceðini öne sürüyor. Eðer haklýlarsa, iki grup arasýnda 0,928 rakamsal orana sahip olan Neandertaller, hem erken modern hem de günümüz insanlarýndan biraz daha az oranla tek eþliydi.

Gün batýmýna doðru yürümek

Bir Neandertal ve erken modern insan çifti birbirini bulduktan sonra adamýn yaþadýðý yerin yakýnýna yerleþmiþ olabilirler. Neandertallerden elde edilen genetik kanýtlar, ailelerin akraba erkeklerden, eþlerinden ve çocuklardan oluþtuðunu gösteriyor. Kadýnlar, bir eþ bulduklarýnda aile evlerinden ayrýlýyordu.

Erken modern insanlar ile Neandertaller arasýndaki sonsuza dek mutlu senaryolara dair bir baþka kavrayýþ, bugün Ýzlandanda da geride býraktýklarý genlerin incelenmesinden geliyor. Geçen yýl, bu tür 27.566 kiþinin genomlarýnýn analizi, Neandertallerin çocuk sahibi olma eðiliminde olduklarý yaþý ortaya çýkardý: Kadýnlar genellikle erken modern insan eþlerinden daha yaþlýyken, erkekler genellikle genç babaydý.

Çiftimizin bir bebeði olsaydý, belki de, diðer Neandertaller gibi, anne onlarý yaklaþýk dokuz ay boyunca emzirirdi ve yaklaþýk 14 ayda tamamen sütten keserdi ki bu, modern endüstriyel olmayan toplumlardaki insanlardan daha erken bir süre.

Bu eski etkileþimler hakkýndaki merak, Neandertallerin genel olarak nasýl yaþadýklarý ve neden ortadan kalktýklarý hakkýnda yeni bilgiler ortaya çýkarýyor.

Eski insanlara hiç ilgi duymasanýz bile, bu birlikteliklerin günümüz insanýnýn cilt tonu, saç rengi ve boyu, uyku düzeni, ruh hali ve baðýþýklýk sistemine kadar taþýdýðý bir dizi özelliðe katkýda bulunduðu düþünülüyor. Bunlarý öðrenmek, Covid-19 vakalarýna ciddi katkýda bulunduðu düþünülen bir Neandertal genini hedef alan ilaçlar gibi modern hastalýklar için potansiyel tedavilere yol açýyor.

Þimdi, Neandertallerin yaklaþýk 40.000 yýl önce neslinin tükenmesinin, kýsmen karþýlýklý çekiciliðimizin yaný sýra ani iklim deðiþikliði ve soy içi çiftleþme gibi faktörlerden kaynaklanmýþ olabileceði düþünülüyor.

Ortaya çýkan bir teori, iki alt tür tarafýndan taþýnan hastalýklarýn baþlangýçta görünmez bir bariyer oluþturarak ya kendi bölgelerini geniþletmesini ve potansiyel olarak temas etmesini engellemesi. Kesiþtikleri birkaç bölgede, melezleþtiler ve erken modern insanlar, birdenbire daha ileri gitmeyi mümkün kýlan yararlý baðýþýklýk genleri edindi.

Ancak Neandertallerin böyle bir þansý yoktu. Modelleme, baþlangýçta daha yüksek bir hastalýk yüküne sahip olmalarý halinde, melezleþmeye bakýlmaksýzýn, bu egzotik yeni türlere karþý daha uzun süre savunmasýz kalabileceklerini gösteriyor. Ve bu da, sýkýþtýklarý anlamýna geliyor.

Sonunda, günümüz insanýnýn atalarý kendi bölgelerine ulaþtý ve onlarý yok etti.

Diðer bir teori ise, onlarýn nispeten küçük nüfuslarýnýn, yavaþ yavaþ erken modern insanlarýn nüfusunun içine çekilmiþ olmasý. Sonuçta, Y kromozomlarýmýzý ve mitokondriyi büyük ölçüde almýþlardý ve DNA’larýnýn en az yüzde 20’si bugün yaþayan insanlarda hala var.

 

www.arkeofili.com

Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazýya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayýr* Her defasýnda yeniden girmemeniz için