Blog

Ağu23

Orta Doğu Genomları, İnsanlık Tarihindeki Boşlukları Dolduruyor

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  ArabistanGenGenomLevant



Dünya çapındaki tüm genom dizilimi oluşturma çabaları, insan çeşitliliğine, tarihsel göçlere ve farklı bölgelerdeki insanlar arasındaki ilişkilere dair önemli içgörüler sağlıyor. 

 

Yazar: Melike Özedirne 

Araştırmacılar, 8 Orta Doğu popülasyonundan 137 tam genomu diziledi ve bölgenin genomik tarihini yeniden yapılandırdı.

 


Dünya çapındaki tüm genom dizilimi oluşturma çabaları, insan çeşitliliğine, tarihsel göçlere ve farklı bölgelerdeki insanlar arasındaki ilişkilere dair önemli içgörüler sağlıyor. Ancak bilim insanları hâlâ tam bir resme sahip değil, çünkü bazı bölgeler ve insanlar üzerinde yeterince çalışma yapılmadı. Yayımlanan yeni bir çalışma, bağlantılı okuma dizilimi kullanarak, 8 tane Orta Doğu popülasyonundan 100’den fazla yüksek kapsamlı genom dizisi üreterek bu büyük boşluklardan birini doldurmaya yardımcı oluyor.

İngiltere’deki Wellcome Sanger Enstitüsü’nden Mohamed Almarri, “Orta Doğu, insanlık tarihini, göçleri ve evrimi anlamak için önemli bir bölge: modern insanların Afrika’dan ilk yayıldığı, avcı-toplayıcıların ilk yerleştiği ve çiftçilere dönüştüğü, ilk yazı sistemlerinin geliştiği ve bilinen ilk büyük medeniyetlerin ortaya çıktığı yer. Ancak, bu önemine rağmen, bölge genomik çalışmalarda tarihsel olarak yeterince incelenmedi.” diyor.

Yeni çalışmada, Almarri, Marc Haber (Birmingham Üniversitesi) ve meslektaşları, 8 Orta Doğu popülasyonundan 137 tam genomu sıraladı.

Araştırmacılar, bağlantılı okuma dizilimi adı verilen yeni bir dizilim teknolojisini kullanarak Orta Doğu’daki en kapsamlı insan genetik çeşitliliği kaynağını oluşturarak, bölgenin genomik tarihini benzeri görülmemiş bir çözünürlükle yeniden yapılandırmayı başardılar. Araştırmacılar, Orta Doğu genomlarında kaydedilen bazı olayların, tarımın icadı ve Sami dillerinin yayılması gibi arkeoloji veya dilbiliminden bilinenlerle bağlantılı olabileceğini söylüyorlar. Ancak diğer olaylar bölgede yaşayan antik ve modern insanların DNA’sı incelenerek aydınlatılabilir.

En dikkate değer bulgularından bazıları şunlar:

  • Orta Doğu popülasyonlarına özgü 4,8 milyon yeni gen varyantının belirlenmesi, gelecekteki araştırmalar için temel sağlayabilir.
  • Potansiyel olarak değişen çevreye ve yaşam tarzına uyum nedeniyle, seçilimin kanıtını gösteren genetik varyantlar (başka bir deyişle, alışılmadık derecede hızlı yayılan mutasyonlar)
  • Tarımın ilk geliştirildiği Levant’taki nüfus, Arabistan’a paralel olmayarak tarıma geçiş ile birlikte büyük bir büyüme yaşadı.
  • Arabistan nüfusu, yaklaşık 6.000 yıl önce ciddi bir nüfus düşüşü yaşadı. Bu olay, Arabistan’ın yeşil ve ıslak bir bölgeden, dünyanın en büyük kum çölüne dönüştüğü iklim değişikliği ile aynı zamana denk geliyor.
  • Orta Doğulular, 50.000 ila 60.000 yıl önce Afrika’dan yayılan aynı nüfustan geliyorlar.
  • Arap grupları, diğer Avrasyalılardan önemli ölçüde daha düşük Neandertal atalarına sahip.
  • Tunç Çağı boyunca nüfus hareketi, Sami dillerini Levant’tan Arabistan ve Doğu Afrika’ya yaydı.
  • Son 2.000 yılda bazı popülasyonlarda tip 2 diyabetle ilişkili varyantların sıklığındaki artış, geçmişte faydalı olan varyantların günümüzde hastalıklarla ilişkili olduğunu düşündürüyor.

Haber, “Daha önce diğer popülasyonlarda keşfedilmemiş 4,8 milyon varyant bulduk. Bölgede bunlardan yüz binlercesi yaygın ve herhangi birinin tıbbi önemi olabilir.” diyor. 

İngiltere’deki Wellcome Sanger Enstitüsü’nden Chris Tyler-Smith, “Çalışmamız, Orta Doğu’daki genetik çeşitliliği kataloglayarak uluslararası genom projelerindeki büyük bir boşluğu dolduruyor. Çalışmamızda bulduğumuz milyonlarca yeni varyant, bölgedeki gelecekteki tıp birliği çalışmalarını iyileştirecek. Sonuçlarımız, Orta Doğuluların genetiğinin zaman içinde nasıl oluştuğunu açıklayarak arkeoloji, antropoloji ve dilbilimden elde edilen bilgileri tamamlayan yeni anlayışlar ortaya koyuyor.” diyor. 

Araştırmacılar, şimdi seçilim kanıtı gösteren varyantları takip edeceklerini söylüyorlar. Devam eden bu çalışmalar sayesinde, bölgenin genetik tarihini daha da incelenirken, yeni bulunan varyantların biyolojik etkilerini daha iyi anlamayı umuyorlar.

 

Makale: Almarri, M. A., Haber, M., Lootah, R. A., Hallast, P., Al Turki, S., Martin, H. C., … & Tyler-Smith, C. (2021). The genomic history of the Middle East. Cell.

 

www.arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için