Blog

Şuu22

Stonehenge Taşlarının Çıkarıldığı Taş Ocağı 5.000 Yıllık Çıktı

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  DoleritGallerMavi TaşMegalitTaş Oçağı



Stonehenge Taşlarının Çıkarıldığı Taş Ocağı 5.000 Yıllık Çıktı

Stonehenge taşlarının kaynağı olarak bilinen Galler’deki iki taş ocağında yapılan kazılar, 5.000 yıl önce çıkarılan megalitlere dair yeni kanıtlar sunuyor.

Stonehenge’in taş ocağı. C: UCL

Jeologlar, Stonehenge’in “bluestone” (mavitaş) olarak bilinen daha küçük taşlarının 42’sinin batı Galler’deki Pembrokeshire’de yer alan Preseli Tepeleri’nden geldiğini uzun zamandır biliyordu. Şimdi ise yeni bir çalışma, bu taş ocaklarının ikisinin kesin yerlerini belirledi ve taşların ne zaman ve nasıl çıkarıldığını ortaya koydu.

Keşif, 8 yıldır bölgeleri araştıran bir arkeolog ve jeolog ekibi tarafından yapıldı.

Araştırmayı yürüten Profesör Mike Parker Pearson, “Bu keşifte asıl heyecan verici olan şey, Stonehenge’in en büyük gizeminin kilidini açmaya bir adım daha yaklaşmamız: Bu taşlar neden bu kadar uzaklardan getirildi?” diyor.

Avrupa’daki diğer her Neolitik anıt, 16 kilometreden daha fazla uzaklıktan getirilmeyen megalitler ile inşa edilmişti.

“Şimdi, 5.000 yıl önceki Preseli Tepeleri’ni özel yapan şeyin ne olduğunu ve mavi taşlar Stonehenge’e taşınmadan önce burada inşa edilmiş önemli bir taş dizisi olup olmadığını öğrenmek istiyoruz.”

En büyük taş ocağı, Preseli tepelerinin kuzey yamacında, Carn Goedog’un tepesindeki Stonehenge’den yaklaşık 290 kilometre uzakta bulundu.

Jeolog Dr Richard Bevins, “Bu, Stonehenge’in lekeli doleritinin asıl kaynağıydı. Adı lekeli, çünkü mavimsi kayada beyaz lekeler var. Stonehenge’in mavi taşlarından en az beşi ve muhtemelen daha fazlası Carn Goedog’dan getirilmişti.” diyor.

Carn Goedog’un altındaki vadide, Craig Rhos-y-felin’deki bir başka kaya çıkıntısı, Dr Bevins ve diğer jeolog Dr Rob Ixer tarafından Stonehenge’de bulunan riyolit türlerinden birinin kaynağı olarak tanımlandı.

Yeni çalışmaya göre, mavi taş kayaları doğal ve dikey taşlardan oluşmaktaydı. Bunlar, her sütun arasındaki dikey derzleri açarak kaya yüzünden çıkartılabilirdi. Dikili taşların sağlam kayadan oyulduğu Antik Mısır’daki taş ocaklarından farklı olarak, Welsh ocaklarından faydalanmak daha kolaydı.

Neolitik taş ocağı işçilerinin yalnızca sütunlar arasındaki hazır mafsallara takozlar yerleştirmesi gerekiyordu.

Ekipmanlarının çoğunun bozulabilir halatlardan ve tahta takozlardan, tokmaklardan ve kollardan oluşması muhtemel olsa da, çekiç taşları ve taş takozlar gibi diğer aletleri arkalarında bırakmışlardı.

Professor Parker Pearson, “Taş takozlar, sert dolerit sütunlardan çok daha yumuşak ve uzaktan getirilmiş çamurtaşlarından yapılmıştı. Bir mühendis arkadaşım, sert bir takozu çekiçlenmenin, ince sütunların kırılmasına neden olacak şekilde stres kırılmaları yarattığını ileri sürdü. Yumuşak bir takoz kullanılması, eğer bir şey kırılacaksa, bunun sütun değil takoz olacağı anlamına gelir.” diyor.

Her iki taş ocağının dibindeki arkeolojik kazılar, her platformun dış kenarı yaklaşık bir metre dikey bir düşüşle sona erecek şekilde, insan yapımı taş ve toprak platformların kalıntılarını ortaya çıkardı.

Profesör Colin Richards, “Mavitaş sütunlar, sürüklenmeden önce ahşap kızaklara indirilmesi için yükleme bölmesi görevi gören bu platforma indirilmiş olmalıydı.” diyor.

Profesör Parker Pearson’un ekibinin önemli bir amacı da, megalitlerin çıkarıldığı iki taş ocağını da tarihlemekti. Craig Rhos-y-felin’deki yumuşak bir tortuda ve Carn Goedog’daki yapay platformda, MÖ 3000 yıllarına kadar uzanan kömür parçaları ele geçirildi.

Ekip şimdi Stonehenge’in başlangıçta, Stonehenge yakınlarındaki Aubrey Holes olarak bilinen çukurlara yerleştirilen kaba, işlenmemiş bir mavitaş sütunlardan oluşan bir çember olduğunu ve 500 yıl sonra da sarsenlerin (kumtaşı blokları) eklendiğini düşünüyor.

Yeni keşifler, aynı zamanda mavitaşların deniz yoluyla Stonehenge’e taşınmasıyla ilgili popüler bir teoriye dair de şüphe uyandırıyor.

Professor Kate Welham, “Bazı insanlar, mavitaşların güneye doğru Milford Haven’a götürüldüğünü ve sallara takıldığını ya da teknelere asıldığını ve ardından Bristol Kanalı’nı ve Bristol Avon boyunca Salisbury Ovası’na doğru sürdüğünü düşünüyor. Ancak bu taş ocakları Preseli tepelerinin kuzey tarafındaydı, yani megalitler Salisbury Ovası’na kadar karadan gidebilirdi.” diyor.


University College London. 19 Şubat 2019.

Arkeofili

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için