Blog

Eyl22


Timbriada Antik Kenti'nde Geç Antik Döneme Işık Tutan Bulgular

MÖ 2. yüzyılda Pisidia bölgesinde kurulan Timbriada Antik Kenti’nde 5 yıldır süren kazı çalışmaları, bu yıl daha çok kentin merkezinde yer alan kilise çevresinde yoğunlaşıyor.

 

www.arkeolojikhaber.com

 

Isparta’daki Timbriada Antik Kenti’nde sürdürülen kazılar, bölgenin dini, ekonomik ve kültürel geçmişine dair önemli ipuçları sunuyor. Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fikret Özcan’ın başkanlığındaki ekip, Geç Antik Çağ’da kilise etrafında oluşan yapılar, karbonlaşmış tohumlar ve sikke buluntuları aracılığıyla hem antik dönemin yaşam koşullarını hem de modern tarıma ışık tutacak ata tohumlarına dair umut verici izler ortaya çıkarıyor.

Kazılarda Yeni Dönem: Kilise ve Çevresine Odaklanıldı

MÖ 2. yüzyılda Pisidia bölgesinde kurulan Timbriada Antik Kenti’nde 5 yıldır süren kazı çalışmaları, bu yıl daha çok kentin merkezinde yer alan kilise çevresinde yoğunlaşıyor. Kazılara başkanlık eden Süleyman Demirel Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Özcan, özellikle kilisenin batısında yürütülen sondaj çalışmaları sırasında dikkat çekici bulgulara ulaştıklarını belirtti.

Özcan’ın verdiği bilgilere göre, kilisenin yaklaşık 30 metre batısındaki alanda, bir kısmı kiler, bir kısmı aşevi olarak kullanılmış yapı kalıntılarına ulaşıldı. Bu bulgular, Geç Antik Dönem’de dini yapıların sosyal ve ekonomik yaşamın da merkezi haline geldiğini düşündürüyor. Kazılar sırasında karbonlaşmış tohum ve tahılların bulunması ise dikkatleri üzerine çekti. Bu organik kalıntılar, dönemin tarımsal üretimi ve beslenme alışkanlıklarına dair somut bilgiler sunarken, aynı zamanda gelecekte ata tohumlarına ulaşma ihtimalini de gündeme getiriyor.

Tarım Tarihi ve Genetik Miras Açısından Kritik Bulgular

Bulunan karbonlaşmış tohumlar, yalnızca arkeoloji açısından değil, tarım tarihi ve genetik çeşitlilik bakımından da son derece kıymetli. Prof. Dr. Özcan, bu tür buluntuların Geç Antik Dönem insanlarının tarımsal bilgisi, ekolojik uyumları ve beslenme kültürlerini anlamada kilit rol oynadığını vurguladı.

Özcan, "Bu tür kalıntılar, sadece geçmişin değil, günümüzün ve geleceğin tarımı için de yol gösterici olabilir. Eğer sağlam bir ata tohumuna rastlanırsa, bu, yerel çeşitliliğin yeniden canlandırılması açısından oldukça önemli olacaktır," dedi.

Bu bulguların, özellikle iklim değişikliğiyle birlikte artan tarımsal sürdürülebilirlik tartışmalarında bilimsel veri olarak değerlendirilmesi bekleniyor.

Timbriada: Bölgesel Bir Güç ve İnanç Merkezi

Timbriada, sadece tarım ve günlük yaşam açısından değil, aynı zamanda dini ve siyasi yapısıyla da dikkat çekiyor. Roma İmparatorluğu döneminde Atina ve Pergamon gibi kentlerin de dahil olduğu 12 üyeli Panhellenion Birliği’nin bir parçası olan kent, bölgesel gücünü bu ittifakla da perçinlemiş.

Ayrıca antik kentin bastığı sikkelerde yer alan tanrı figürleri — Kybele, Zeus, Dionysos, Hermes ve Dioskurlar — kentteki çok tanrılı inanç sisteminin zenginliğini gözler önüne seriyor. Bu yönüyle Timbriada, sadece bir yerleşim merkezi değil, aynı zamanda ritüel ve kült alanlarının merkezi olarak da öne çıkıyor. Özellikle Zindan Mağarası önünde yer alan Kybele kült alanı, tüm Pisidia bölgesinin en önemli kutsal mekanlarından biri olarak kabul ediliyor.

Geç Antik Çağ’da piskoposluk merkezi olarak kayıtlarda yer alan Timbriada, bölgedeki dini organizasyonun da merkezi olmuş. Bu yönüyle kent, hem antik dönemin hem de erken Hristiyanlık döneminin izlerini taşıyor.

 

Bahadır Arıcı - aa

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için