Blog
Yanlış Okunan Arap Anlatısı, Tarihçileri Uzun Süre Yanılttı
Asya’yı hızla kat ederek İpek Yolu’ndaki toplulukları kasıp kavuran Kara Ölüm’ün nasıl yayıldığına dair efsanelerin, uzmanların bulgularına göre, tek bir 14. yüzyıl kaynağına dayandığı ortaya çıktı.
www.arkeofili.com
14. yüzyıla ait yanlış okunan bir Arap anlatısı, Kara Ölüm’ün hızla yayılışı hakkında nesiller boyunca tarihçileri yanılttı.

İbn Ebî Hacle’nin (ö. 1375) Daf? al-niqma bi-l-?alah ?ala nabi al-ra?ma (“Rahmet Peygamberine Salât Getirerek Belayı Defetme”) adlı eserinden bir sayfa. Bu veba risalesi dört makâme içerir; bunların üçü 1348/49’daki Kara Ölüm salgını sırasında Suriye’de kaleme alınmıştı. Kaynak: Laleli 1361, Süleymaniye Kütüphanesi, İstanbul.
Asya’yı hızla kat ederek İpek Yolu’ndaki toplulukları kasıp kavuran Kara Ölüm’ün nasıl yayıldığına dair efsanelerin, uzmanların bulgularına göre, tek bir 14. yüzyıl kaynağına dayandığı ortaya çıktı.
Tüccarların izini takip ederek kıta boyunca hızla ilerleyen veba tasvirleri, yüzyıllar boyunca uyaklı bir edebi öykünün yanlış yorumlanması nedeniyle hatalı biçimde sunulmuş.
Bu “makame” (çoğunlukla yolculuk eden bir “hilekâr”ı konu alan Arapça bir yazın türü), 1348–49 yıllarında Halep’te şair ve tarihçi İbnü’l-Verdî tarafından kaleme alındı, ancak daha sonra vebanın yayılımının gerçek bir tasviri olduğu düşünüldü.
Bazı genetikçiler, İbnü’l-Verdî’nin öyküsünde bulunan anlatıya dayanarak, patojenin oradan ancak 1330’ların sonlarında taşındığına, Kırgızistan’daki bir kökenden on yıldan kısa bir sürede kara yoluyla Karadeniz ve Akdeniz’e taşındığına ve bunun da 1340’ların sonlarında Batı Avrasya ve Kuzey Afrika’da büyük bir salgına yol açtığına inanıyor. Bu “hızlı geçiş kuramı” esasen İbnü’l-Verdî’nin makamesinin kelimesi kelimesine okunmasına dayanıyor.
Arabic and Islamic Studies dergisinde yayımlanan yeni araştırmada, bu bakterinin bir soyunun birkaç yıl içinde yaklaşık 4.800 kilometreden fazla bir mesafeyi karadan katettiği ve 1347–1350 arasında Orta Doğu ile Avrupa’da yıkıcı Kara Ölüm’e yeterince zemin hazırladığı yönündeki görüş ciddi biçimde sorgulanıyor.
İbnü’l-Verdî öyküsünde vebayı gezgin bir hilekâr olarak kişileştirir; bu figür 15 yıl boyunca bölgeleri birbiri ardına harap eder: Çin dışındaki meçhul diyarlardan Çin’e, Hindistan’a, Orta Asya’ya, İran’a ve sonunda Karadeniz ile Akdeniz’e girerek Mısır ve Levant’ta dehşet saçar. Ancak bu öykü, tarihsel çalışmasında bu öyküden alıntılar yaptığı için gerçek sanıldı.

C: Omar, M. & Fancy, N. (2025).
Arap ve İslam Araştırmaları doktora adayı Muhammed Omar ile Exeter Üniversitesi’nden İslam tıbbı tarihçisi Nahyan Fancy’nin çalışması, bu öykünün nasıl olup da 15. yüzyıl Arap tarihçileri ve sonraki Avrupalı tarihçiler tarafından gerçek kabul edilmeye başlandığını gösteriyor.
Prof. Fancy, “Vebanın yayılışına dair olgusal olarak yanlış tasvirin bütün yolları bu tek metne çıkıyor. Adeta Kara Ölüm’ün bölgeye nasıl yayıldığına dair mitlerin örümcek ağının merkezinde gibi” diyor.
“Vebanın Asya’yı boydan boya kat edişi ve Suriye’den önce Mısır’a varışı hakkındaki bütün anlatı, başka çağdaş kronikler ve hatta diğer makamelerce desteklenmeyen İbnü’l-Verdî’nin tekil Risâle’sine dayanıyor. Metin, vebanın dolaştığını ve insanları aldattığını vurgulamak için yazılmıştı; kelimesi kelimesine alınmamalı.”
Makame türü 10. yüzyılın sonlarında icat edildi, ancak asıl yükselişini 12. yüzyıldan itibaren yaşadı. 14. yüzyıl Memlük aydınları bu yazın türünü özellikle değerli buldu ve veba üzerine olanların da aralarında bulunduğu birçok makame bugün dünyadaki kütüphanelerdeki yazmalarda yer alıyor. Makameler baştan sona tek oturumda yüksek sesle okunmak üzere tasarlanmıştı.
İbnü’l-Verdî’nin Risâle’si, 1348–49’da kaleme alınmış en az üç veba makamesinden biriydi. Çalışma, bu metinlerin o dönemde toplulukların yıkıcı olaylarla nasıl başa çıktığını göstermede büyük potansiyele sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Bu durum, tarihçilerin daha erken veba salgınlarının (örneğin 1258’de Şam’daki ya da 1232–33’te Kaifeng’deki salgınlar) önemini, bu salgınların toplumlar üzerindeki etkisini ve bu deneyimlerin ve anıların daha sonraki âlimler tarafından nasıl anımsanıp yeniden ele alındığını incelemekte önlerini açıyor.
Prof. Fancy, “Bu yazılar, yaratıcılığın insanların kontrolü bir ölçüde ele almasının ve yaygın ölüm zamanlarında bir baş etme mekanizması olarak nasıl işlediğinin anlaşılmasına yardımcı olabilir; tıpkı COVID-19 pandemisi sırasında insanların yeni mutfak ya da sanatsal beceriler geliştirmesi gibi” diyor.
“Bu makameler, Kara Ölüm’ün nasıl yayıldığına dair bize doğru bilgi vermeyebilir. Ama metinler olağanüstü, çünkü insanların o korkunç krizle yaşarken dünyalarını nasıl anlamlandırdıklarını görmemizi sağlıyor.”
University of Exeter. 4 Kasım 2025.
Makale: Omar, M. & Fancy, N. (2025).


Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >