Arþiv

Çocuk Kitaplarýmýz

Sare

Strabon

Blog

May26

Genom Dizilemesine Göre, Tarsiyerler Uzaktan Akrabamýz

Bir avuca sýðacak büyüklükleri, kocaman gözleri ve ete olan iþtahlarý ile tarsiyerler doðanýn aykýrý hayvanlarý. Yakýnlarda tarsiyer genomunu dizileyen ve analiz eden araþtýrmacýlara göre tarsiyerler ayrýca bizim de uzaktan kuzenlerimiz.

Tarsiyerler, genomunu dizileyen ve analiz eden bilim insanlarýna göre, uzak kuzenlerimiz. C: David Haring/Duke Lemur Center

Nature Communications’ta yayýmlanan bulgular, tarsiyerleri primatlarýn evrimsel soyaðacýnda; maymunlara, kuyruksuz maymunlara (ape) ve insanlara ayrýlan önemli bir koluna yerleþtiriyor.

Araþtýrmanýn kýdemli yazarý Dr. Wesley Warren þöyle söylüyor: “Biz tarsiyerler genomunu sadece primat evriminde nereye yerleþtireceðimizi belirlemek için dizilemedik. Tarsiyerlerin fizyolojileri, anatomileri ve beslenme alýþkanlýklarý çok eþsiz.”

(Erken Ýnsan Akrabasý Týrmanabiliyor ve Kavrayabiliyordu)

Tarsiyerler katý þekilde etobur olan tek primat. Böcekler, küçük kuþlar, kemirgenler ve kertenkeleler ile besleniyorlar. Gözleri beyinlerinden iki kat daha büyük. Baþlarýný her iki tarafa 180 derece çevirebiliyorlar ve avlarýný ultrason dalgalarýný kullanarak takip ediyorlar. Bu küçük hayvanlar gece avlanan korkunç avcýlar. Bacaklarý ve ayaklarý, uzun bir ayak bileði kemiði sayesinde ani ve güçlü sýçramalar için adapte olmuþ durumda. Bu uzun ayak bilek kemiðinin ismi ‘tarsus’ kemiði olarak adlandýrýlýyor ve tarsiyerlerin isimleri de buradan geliyor.

Tarsiyerlerin primatlar arasýndaki konumlarý bu zamana kadar tartýþmalý kabul edilmiþti. Diþleri ve pençeleri lemur gibi “ýslak burunlu” primatlara benzerken, gözleri ve burunlarý daha çok maymunlar ve insanlar gibi “kuru burunlu” primatlara benziyor.

Araþtýrmacýlar, tarsiyer genomunun tamamýný dizilediler ve tarsiyerleri kesin olarak “kuru burunlu” primat kategorisine yerleþtirdiler.

Araþtýrmacýlar transpozonlar ya da “zýplayan genler” olarak bilinen DNA dizilerini analiz ettiler. “Zýplayan genler” isimlerinden de anlaþýlacaðý gibi genomun bir kýsmýndan baþka bir kýsmýna zýplayabiliyorlar ve çoðunlukla bu olay sýrasýnda kendilerini kopyalayarak iki katýna çýkýyorlar. Zaman geçtikçe transpozonlar zýplama kabiliyetlerini kaybediyorlar. Yeni transpozonlar eski transpozonlarýn üzerine zýplayabiliyorken bunun tersi gerçekleþemiyor. Araþtýrmacýlar, diðerlerinin içine gömülmüþ transpozonlarý analiz ederek belirli transpozon ailelerinin zýplama yeteneðini ne zaman kaybettiklerini belirleyebiliyor. Böylece farklý transpozon aileleri tarihlenebiliyor.

Fotoðraf, genomu bilim insanlarý tarafýndan dizilenmiþ ve analiz edilen etçil bir primat olan tarsier’in küçük boyutunu gösteriyor. C: David Haring/Duke Lemur Center]

Araþtýrmacýlar tarsiyerlerde bulunan transpozon ailelerini insan, galago (ýslak burunlu bir primat) ve maymunlarla karþýlaþtýrdý. Bu analizlerde tarsiyerler daha yeni transpozon ailelerini sincap maymunlarý ve insanlarla ortak olarak paylaþtý. Galagolarda ise sadece eski transpozonlarda ortaklýk görüldü. Bu sonuçlar tarsiyerlerin kuru burunlu primatlara dahil olduðunu iþaret ediyor.

Schmitz þöyle belirtiyor: “Zýplayan genler türlerin milyon yýllar önce bir diðerinden nasýl çeþitlendiðini anlamamýza yardýmcý oluyor. Tarsiyer genomu, insana giden evrimsel deðiþikliklerin modern bir arþivi konumunda.”

(Ýnsansý Akrabamýz Lucy Zamanýnýn Çoðunu Aðaçlarda Geçiriyordu)

Tarsiyer genomunun tamamýna ulaþmak ayrýca araþtýrmacýlarýn tarsiyerleri benzersiz yapan genleri kapsamlý bir þekilde çalýþmalarýna olanak saðladý. Örneðin, tarsiyerlerin gözleri ve ayak bilek kemikleri diðer primatlardan çok faklý olduðundan, göz ve kemik büyümesi/geliþimi ile ilgili genlerin de faklý olmasý muhtemel.

Tarsiyerlerin gen dizilerini diðer primatlarla karþýlaþtýrarak, araþtýrmacýlar diðer primatlarda olanlardan daha hýzlý ve daha yavaþ deðiþen 192 gen tespit ettiler. Bu genler tarsiyerlerin alýþýlmadýk özellikleri ile iliþkiliydi. Araþtýrmacýlar ardýndan bu genlerle iliþkili insan hastalýklarý hakkýnda literatür taramasý yaptýlar ve 47 farklý hastalýk saptadýlar. Bulunan hastalýklarýn çeyreðe yakýný görme ile ilgiliyken diðer çeyreði iskelet-kas problemleriyle iliþkiliydi.

Warren þöyle söylüyor: “Eþsiz deðiþimler sergileyen tarsiyer genleri, bize ayný genleri içeren insan hastalýklarý hakkýnda bir ipucu verebilir. Eðer bir aminoasit eþsiz olarak deðiþmiþse ve bu da mesela tarsiyerin farklý kas sistemi ile iliþkili ise, belki de bu deðiþim proteinin önemli bir noktasýdýr. Bu da insan hastalýklarýyla iliþkili olduðunda daha yakýndan çalýþýlmaya deðer.”

Tarsiyer genomuna iliþkin analizler ayrýca bu etkileyici hayvanlarýn popülasyonlarýnýn azalmasýnýn iþaretlerini ortaya koydu.

Warren þöyle açýklýyor: “Popülasyon büyüklüðünün azaldýðýný ve bunun geri dönüþü olmayacaðýný düþünüyoruz. Popülasyon büyüklüðündeki bu düþüþ çoðunlukla habitat kaybýndan ortaya çýkýyor ama tarsiyerlerin evcil hayvan olarak deðerlendirilmesinin de katkýsý büyük. Bir kere yakalandýktan sonra sonuç ne yazýk ki fiziksel ve diyet ihtiyaçlarýnýn karþýlanamamasýndan dolayý bu hayvanlarýn ölümüyle sonuçlanýyor. Eðer bu gidiþatý deðiþtirmezsek, bazý tarsiyer türlerinin yok oluþu gerçekleþebilir.”

Araþtýrmacýlar diðer tarsiyer türleri ve popülasyonlarýndan DNA elde etmeyi umuyor. Bunlarý diðer çalýþmalarýn yaný sýra tarsiyer popülasyonunun saðlýðýný deðerlendirmek amacýyla kullanmayý planladýklarýný belirtiyorlar.

Warren þöyle ekliyor: “Eðer diðer tarsiyerlerin genomlarýný da dizileyebilirsek, popülasyon çeþitliliðini ölçebiliriz. Daha fazla çeþitliliðe sahip bir popülasyonun, kendi habitatlarýnda gerçekleþen deðiþimler neticesinde daha fazla hayatta kalma þansýna sahip olmasý beklenir. Bu nesillerinin ne kadar tehlike altýnda olduðunu belirlememize olanak tanýr ve biz de onlarý korumak için daha iyi önlemler alabiliriz.”


Washington University School of Medicine. 6 Ekim 2016

Makale: Schmitz, J., Noll, A., Raabe, C. A., Churakov, G., Voss, R., Kiefmann, M., … & Roos, C. (2016). Genome sequence of the basal haplorrhine primate Tarsius syrichta reveals unusual insertions. Nature communications, 7(1), 1-11.

Kaynak:Arkeofili.com

Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazýya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayýr* Her defasýnda yeniden girmemeniz için