Blog

May20

HIV ile Savaşan Mutasyon Karadeniz’de Ortaya Çıkmış

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Antik DNAGenHastalıkHİVKaradenizMezolitikMutasyonVirüs



HIV ile Savaşan Mutasyon Karadeniz’de Ortaya Çıkmış

HIV enfeksiyonuna karşı koruma sağlayan bir gen varyantı, Taş Devri ile Viking Çağı arasında yaşamış insanlarda ortaya çıkmış olabilir.

 

www.arkeofili.com

 

Viking DNA’sı, HIV ile savaşan gen mutasyonunun ne zaman ortaya çıktığını ortaya koydu: 9.000 yıl önce Karadeniz yakınlarında.

HIV virüsü. C: Pixabay

3.000’den fazla genomun incelendiği bir çalışma, HIV’e karşı direnç sağlayan bir gen mutasyonunun kökenini, MÖ 7.000 civarında Karadeniz yakınlarında yaşamış bir kişiye kadar izledi.

HIV enfeksiyonuna karşı koruma sağlayan bir gen varyantı, Taş Devri ile Viking Çağı arasında yaşamış insanlarda ortaya çıkmış olabilir. Binlerce genom üzerinde yapılan yeni bir çalışma bu sonucu ortaya koyuyor.

“Söz konusu varyantın, yaklaşık 6.700 ila 9.000 yıl önce Karadeniz yakınlarında yaşamış bir bireyde ortaya çıktığı anlaşıldı” diyor çalışmanın kıdemli yazarı ve Kopenhag Üniversitesi’nden biyoinformatik uzmanı Simon Rasmussen. İnsanlarda HIV virüsü henüz bir yüzyıllık geçmişe sahip olduğundan, bu varyant geçmişte başka bir şey için faydalı olmuş olmalı.

Cell dergisinde yayımlanan çalışmada Rasmussen ve meslektaşları, CCR5 delta 32 olarak bilinen genetik mutasyonun kökenini araştırdı. CCR5, bağışıklık hücrelerinde bulunan ve birçok (ama hepsi değil) HIV suşunun bu hücrelere girip enfeksiyon başlatmak için kullandığı bir protein.

Ancak CCR5 delta 32 mutasyonunun iki kopyasına sahip kişilerde bu protein devre dışı kalır ve HIV virüsü hücreye giremez, yani enfeksiyon “kilitlenmiş” olur. Bilim insanları, bu mutasyonu birkaç kişiyi HIV’den tedavi etmek için kullanmayı başardı.

Bilim insanları bu varyantın Avrupa kökenli popülasyonlardaki CCR5 genlerinin yüzde 10 ila 16’sını oluşturduğunu keşfetti. Ancak mutasyonun kökenini tespit etme ve yayılma sürecini izleme çabaları, antik genomların çok parçalı yapıda olması nedeniyle şimdiye kadar başarısız oldu.

Yeni çalışmada, araştırma ekibi, 1000 Genom Projesi kapsamında örneklenen modern insanlara ait 2.504 genomda bu mutasyonu tespit etti. Ardından, yaklaşık MÖ 8.000’den MS 1.000 yılına (erken Mezolitik dönemden Viking Çağı’na) kadar uzanan Avrasya’nın farklı bölgelerinden elde edilen 934 antik genomu analiz edebilecek bir model oluşturdular.

“Bu büyük veri kümesine bakarak mutasyonun nerede ve ne zaman ortaya çıktığını belirleyebildik” diyor çalışmanın ortak yazarı, Kopenhag Üniversitesi’nden araştırmacı Kirstine Ravn.

Genetik dedektiflik çalışmaları, bu mutasyonu ilk taşıyan bireyin MÖ 7.000 civarında, erken çiftçilerin Batı Asya üzerinden Avrupa’ya ulaştığı dönemde Karadeniz yakınlarında yaşadığını ortaya koydu. Araştırmacılar ayrıca, bu mutasyonun sıklığının 8.000 ila 2.000 yıl önce hızla arttığını, yani Avrasya bozkırlarından yayılan topluluklar için büyük bir avantaj sunduğunu belirledi.

Bu bulgular, mutasyonun daha yakın geçmişte ortaya çıktığını öne süren önceki varsayımları çürütüyor. Örneğin, mutasyon sıklığındaki artışın ne Orta Çağ veba salgınları ne de Viking keşifleri ile ilgili olmadığı anlaşılıyor.

CCR5 proteini, HIV tarafından saldırıya uğramadığı zamanlarda, bağışıklık hücrelerinin “kemokin” adı verilen sinyallere nasıl tepki verdiğini düzenlemeye yardımcı oluyor ve bu da hücrelerin iltihap bölgelerine yönelmesini sağlıyor.

Araştırmacılar, bu özel CCR5 varyantını taşıyan insanların hayatta kalma açısından bir avantaja sahip olabileceğini söylüyor. “Bu mutasyonu taşıyan insanlar daha iyi hayatta kalıyordu, muhtemelen bağışıklık sistemini baskıladığı için” diyor çalışmanın diğer yazarı ve Kopenhag Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı olan Leonardo Cobuccio.

Bu kulağa olumsuz gibi gelse de, Cobuccio’nun belirttiği gibi, aşırı agresif bir bağışıklık sistemi ölümcül olabilir — yeni patojenlerle karşılaştığınızda, tehdidi bastıracak kadar güçlü ama bedene zarar vermeyecek kadar dengeli bir yanıt istersiniz.

Cobuccio, “İnsanlar avcı-toplayıcılıktan yerleşik tarımsal topluluklara geçtikçe, bulaşıcı hastalık baskısı arttı ve daha dengeli bir bağışıklık sistemi avantajlı hale geldi” diyor. Elbette bu yalnızca bir hipotez; bu varyantın artmasına neden olan kesin çevresel baskılar henüz net olarak bilinmiyor.


Live Science. 13 Mayıs 2025.

Makale: Ravn, K., Cobuccio, L., Muktupavela, R. A., Meisner, J., Danielsen, L. S., Benros, M. E., … & Rasmussen, S. (2025). 

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için