Blog
Karahantepe’de Neolitik Beslenme: Öğütme Taşları, Tarımın Başlangıcı

Taş Tepeler Projesi’nin önemli bileşenlerinden biri olan Karahantepe, Şanlıurfa’da Neolitik Çağ’ın en gelişmiş yerleşimlerinden biri olarak kabul ediliyor.
www.arkeolojikhaber.com
Şanlıurfa’daki Taş Tepeler Projesi kapsamında yürütülen Karahantepe kazılarında, Neolitik Çağ insanlarının beslenme alışkanlıklarını anlamaya yönelik detaylı analizler yapılıyor. Öğütme taşları ve bitki kalıntıları üzerinde gerçekleştirilen incelemeler, tarıma geçiş sürecinin izlerini ortaya çıkarıyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul’a göre bu çalışmalar, tarih öncesi insanın yaşam biçimini anlamada yeni bir dönemin kapısını aralıyor.
Neolitik Dönemin Yaşam Alanlarından Biri: Karahantepe
Taş Tepeler Projesi’nin önemli bileşenlerinden biri olan Karahantepe, Şanlıurfa’da Neolitik Çağ’ın en gelişmiş yerleşimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Arkeolojik veriler, burada yaşayan toplulukların yaklaşık 11.000 yıl önce yerleşik hayata geçtiklerini, mimari organizasyon ve toplumsal yaşam açısından dönemin diğer merkezleriyle yoğun etkileşim içinde olduklarını gösteriyor.
Kazı başkanı Prof. Dr. Necmi Karul liderliğindeki ekip, bu yılki çalışmalarını insan yaşamının temel unsurlarından biri olan beslenme kültürü üzerine yoğunlaştırdı. Karul, “Tarih öncesi toplulukların nasıl beslendiklerini, hangi bitkileri işlediklerini ve bu süreçte hangi teknolojileri kullandıklarını anlamaya çalışıyoruz. Bu, insanlık tarihinin dönüm noktalarından biri olan tarıma geçiş sürecini anlamamız açısından büyük önem taşıyor.” ifadelerini kullandı.
Toprakta Prof. Dr. Necmi Karul
Saklı İzler: Mekânsal ve Bitkisel Analizler
Kazı ekibi, Karahantepe’de ortaya çıkarılan yapılarda depo alanları, öğütme sekileri ve farklı aktivitelerin izlerini içeren zemin tabakaları tespit etti. Bu alanlardaki arkeolojik verilerin çoğu, çıplak gözle fark edilmeyecek kadar ince kalıntılardan oluşuyor.
Prof. Dr. Karul, bu nedenle kazı sürecinde toprağın tamamen kuru eleklerle elendiğini ve elde edilen örneklerin suda yüzdürme yöntemiyle ayrıştırıldığını belirtiyor:
“Bu teknik sayesinde mekanların işlevlerini, hangi alanların besin hazırlığı ya da depolama için kullanıldığını, hangi bitkilerin işlendiğini belirleyebiliyoruz. Toprak kimyası analizleri de bu tespitleri destekliyor ve bize mekanların işlevsel haritasını sunuyor.”
Söz konusu mikro analizler, yerleşimdeki günlük yaşamın yanı sıra toplulukların tarımsal faaliyetlerle olan ilişkisini de aydınlatıyor.
Öğütme Taşlarında Saklı Tarımın İlk İzleri
Karahantepe kazılarında ele geçen öğütme taşları, Neolitik insanın besin hazırlama ve bitki işleme faaliyetlerine doğrudan ışık tutuyor. Bu taşların yüzeyinde yapılan analizler, hem tüketilen bitki türlerini hem de evcilleştirme sürecine dair ipuçlarını barındırıyor.
Karul, bu taşların analiz sürecini şöyle özetliyor:
“Öğütme taşlarını saf suyla yıkayarak üzerlerindeki mikroskobik kalıntıları topluyoruz. Elde edilen su, ayrıştırılıp buharlaştırılıyor ve geriye kalan tortular laboratuvar ortamında analiz ediliyor. Bu veriler, hangi bitkilerin işlendiğini ve insanların doğadan topladıkları ürünleri ne ölçüde tarıma aldıklarını gösterecek.”
Elde edilen tortu örneklerinin, İstanbul Üniversitesi laboratuvarlarında uzman araştırmacılar tarafından değerlendirileceğini belirten Karul, bu çalışmaların sadece beslenme biçimlerini değil, aynı zamanda bitkilerin evcilleştirilme tarihini de yeniden yazma potansiyeli taşıdığını ifade ediyor.
Tarih Öncesi İnsanların Yaşamına Bilimsel Bakış
Karahantepe kazılarında yürütülen bu araştırmalar, sadece beslenme alışkanlıklarını değil, aynı zamanda biyolojik yapı, çevresel koşullar ve sosyal organizasyon gibi geniş kapsamlı konuları da anlamayı hedefliyor.
Prof. Dr. Karul:
“Bu yapıları inşa eden, aletleri kullanan, toplulukları organize eden insanları anlamak istiyoruz. Toplanan veriler, bireyin biyolojik yapısından toplumsal yaşamına kadar pek çok ayrıntıyı bir araya getirerek Neolitik dönemin insanını bütüncül biçimde tanımlamamıza yardımcı olacak.”
Karahantepe kazıları, böylece sadece Türkiye arkeolojisi açısından değil, insanlık tarihinin ilk tarımcı toplumlarına dair evrensel bir referans noktası oluşturma potansiyeli taşıyor.
Müslüm Etgü aa
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >