Blog
Kazdağı Kültürel Belleğinin Yeni Yüzü: Kazdağı Müzesi
Müzenin en dikkat çekici boyutlarından biri, Kazdağı’nın tarih öncesi dönemlerden modern zamanlara uzanan geniş kültürel tabakasını tematik biçimde bütünleştirmesidir.
www.arkeolojikhaber.com
Kazdağı Bölgesi’nin tarihsel, kültürel ve doğal zenginliklerini çok boyutlu bir anlatıyla bir araya getiren müze, 2015’ten bu yana ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunuyor. Arkeolojik eserlerden bölgesel folklora, milli mücadele hafızasından balmumu heykellere uzanan kapsamlı koleksiyonlarıyla galeri, bölgenin kültürel belleğini korumayı, görünür kılmayı ve geleceğe aktarmayı amaçlayan önemli bir kültürel merkez olarak öne çıkıyor.

Kuruluş Amacı ve Mekânsal Yapılanma
Kasım 2015’te Uğur ve Murat Bostancıoğlu kardeşler tarafından merhum babaları Ali Bostancıoğlu’nun anısına kurulan Müze, Kazdağı ve çevresinin çok katmanlı kültürel dokusunu bütüncül bir perspektifle ziyaretçilere sunmayı amaçlıyor. 300 metrekarelik kapalı alanı, iki farklı tematik salonu, hediyelik eşya bölümü, kafeteryası ve 50 kişilik konferans salonuyla, hem sergileme hem de eğitim odaklı bir kültür mekânı olarak tasarlanmış durumda. Kurumsal misyonu, bölgenin mitolojik, tarihsel, etnografik ve doğal zenginliklerini görsel ve materyal kültür örnekleriyle aktararak ziyaretçilerini bilgilendirmek, eğlendirmek ve bölgesel farkındalık yaratmak üzerine kuruludur.

Mitoloji, Arkeoloji ve Doğa: Çok Katmanlı Bir Anlatı
Müzenin en dikkat çekici boyutlarından biri, Kazdağı’nın tarih öncesi dönemlerden modern zamanlara uzanan geniş kültürel tabakasını tematik biçimde bütünleştirmesidir. Likya ve Troas bölgesinin önemli merkezleri olan Troya ve Antandros’a dair maketler, Kuzey Ege antik kentlerine ait sikkeler, vazolar ve terrakotalar, bölgenin arkeolojik geçmişini görünür kılmaktadır.
“Ida Dağı Mitosları” bölümü ise Kazdağı’nın Homeros destanlarından günümüze taşınan mitolojik önemini vurgularken, hazırlanan 8 dakikalık tanıtım filmi ziyaretçilere bütüncül bir görsel perspektif sunmaktadır. Ayrıca Kazdağı Milli Parkı’nın endemik bitkileri ve faunasına ayrılan kısım, bölgenin doğal mirasını bilimsel içeriklerle destekleyerek mekânı yalnızca kültürel değil ekolojik bir hafıza alanına dönüştürmektedir.

Halk Kültürü, Göçler ve Bölgesel Kimlik
Müze, bölgenin etnografik yapısını Tahtacı Türkmenleri, Yörükler ve muhacir yerleşimleri üzerinden ele alarak çok kültürlü yerel kimliğin izlerini sergilemektedir. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan dönemde bölgenin sosyo-ekonomik yapısında önemli rol oynayan eski zeytinyağı fabrikalarına ve zeytinciliğe ilişkin belgeler, üretim kültürünün tarihsel boyutuna ışık tutmaktadır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Edremit ziyaretlerine dair arşiv belgeleri ve balmumu heykeli, Milli Mücadele döneminde Edremit Körfezi ve Kuva-yi Milliye hareketinin bölgesel yeriyle birlikte ele alınarak yerel belleğin ulusal tarih bağlamındaki önemini ortaya koymaktadır.

Balmumu Heykeller ve Bölgesel Hafıza: Kişisel Hikâyelerden Kolektif Anlatılara
Müzede yer alan balmumu heykeller, yalnızca görsel bir unsur değil; bölgenin yakın tarihine ve kültürel belleğine yön veren figürlerin anlatısal sürekliliğini sağlayan araçlardır. Sabahattin Ali’nin “Benim meskenim dağlardır” sözünde ifadesini bulan Kazdağı tutkusundan, sinema sanatçısı Tuncel Kurtiz’in bölgede bıraktığı kültürel mirasa; Çanakkale’nin unutulmaz kahramanı Havranlı Koca Seyit’ten, müzik kültürüne damga vuran Ali Ekber Çiçek ve klarnet virtüözü Şükrü Tunar’a kadar pek çok isim, heykeller ve belgelerle ziyaretçilere aktarılmaktadır.
Bu yaklaşım, bireysel biyografilerin bölgesel hafıza içindeki yerine dikkat çekmekte; Galeri’yi yalnızca bir sergileme alanı değil, aynı zamanda yaşayan bir kültürel arşiv olarak konumlandırmaktadır.

Kaynak: https://www.kazdagimuzesi.com/


Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >